İSLAM NASIL GÜNCELLENEBİLİR ?

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü konuşmasında "İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. Siz İslam'ı 14 asır, 15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız", dedi ya; yanıt ta Hollanda’dan geldi:

-Haddini bil!...

İslam’da toplumsal yaşamı belirleyen 3 kaynak var.

Birincisi Kuran:

*Gayişe suresi 22-26: “Sen ancak öğüt vericisin, onların üzerinde zorba değilsin... Onların sorguya çekilmesi sadece Allah’ a aittir.”

*Kafirun Suresi 6: “Sizin dininiz size, benim dinim banadır”

*Bakara suresinin 256: “Dinde zorlama yoktur...”

İkinci kaynak hadistir:

“Din akıldır. Kimin aklı yoktur, dini de yoktur”.

Hz. Muhammet, askerleriyle Mekke önüne geldiğinde Ramazan dolayısıyla oruçlu olan askerler açlık ve susuzluktan perişan durumdadır. Peygamber de oruçlu olmasına karşın su içer. Askerlerine de “ İnancınızı aklınızın önüne geçirmeyiniz. İnancı size ben öğütlüyorum, fakat aklınız Tanrı vergisidir. Onu ihmal ederseniz Tanrıyı ihmal etmiş olursunuz. “

Üçüncü kaynak icmadır (içtihat, yorum):

*Din usulü: ” Ayet ve hadiste akla aykırılık varsa, akla ve bilime uydurulur.”, “ Engel kalktığında yasak da kalkar “

*Fıkıh usulü: “Akla aykırı olanı şer’i de kabul etmez.“

*Din büyüklerinin yorumlarını da ekleyelim:

-Yunus Emre: “ Ellerin Kâbesi var / benim kâbem insandır...”

-Mevlana: “...Nasılsan öyle gel..”

-Hacı Bektaş-ı Veli: “Her ne arar isen kendinde ara / Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir”

-Fatih Kanunnamesinin Kuran’a değil, günün gereklerine dayandırıldığını da eklersek İslam’ın, istendiğinde yaşamla ve günün gerekleriyle barışık olduğunu düşünebiliriz.

Gerçi burada saydıklarımızın tersini öneren hükümler de var ama barış, demokrasi ve özgürlük istiyorsak, mecellenin “Zaman değiştikçe hükümlerin de değişmesi gerektiği.” (M.39) önermesine uymamız gerekecektir. Kuşku yok ki Kuran, tartışma dışı kalacaktır.

Sonuçta görev aydın din adamlarına, aydın Müslümanlara düşüyor.

Dine sonradan eklenmiş çoğu uyduruk ve saçma hurafeyi (bidat) beslemezsek kapılarımızı barış ve huzur için aralamış oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar