Halk Tv’de yayınlanan ve Ayşenur Arslan’ın sunduğu Medya Mahallesi’nde IŞİD ve AKP’nin “ortak adresi” açıklandı. Ayrıca programa dün gözaltına alınan gazeteci Soner Yalçın telefon bağlantısıyla katıldı.

IŞİD'in propagandasını  takvahaber.net adlı sitenin yaptığının belirtildiği programda siteden bazı haberler okundu ve haberlerin aslında IŞİD’e sempatizan toplayacak şekilde yapıldığından bahsedildi. Programda Almanya ve Türkiye’den IŞİD’e sempatizan toplamak için bu sitenin propaganda yaptığı belirtilirken, site hakkında Dr. Cüneyt Akman, “IŞİD’in Türkiye’deki bir numaralı propagandisti” ifadelerini kullandı.

Site hakkında verilen bilgiler arasında künyesinde sahibi için “İslam ümmeti”  yazdığı söylenen programda resmi sorumlunun ise Zeynel Abidin Kaya olduğu açıklandı. Programda takvahaber.net adlı sitede yer alan adresin İrfan Koleji’nin adresi olduğunu belirten Akman, adresin Dudullu’da Atakan Caddesi no:13 olduğunu belirtti. İrfan Koleji’nin İlim Yayma Vakfı tarafından kurulduğunu belirten Akman, bu vakfın kurucuları arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu olduğunu belirtti. Programda Akman, IŞİD'İn propaganda sitesinin AKP’lilerin vakfının okulundan yapıldığını belirtti.

SONER YALÇIN YAYINDA!

Ayşenur Arslan’ın programa konuk olan Soner Yalçın’a ne odduğunu sorması üzerine Yalçın, o günü anlattı. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin çağrısı üzerine konuşmacı olarak Denizli’ye gittiğini belirten Yalçın akşam saatlerinde odasına çekildiğini belirtti. Sabaha karşı sivil polislerin kapısını çaldığını belirten Yalçın, polislerin kimlik gösterdiklerini ve hakkında yakalama kararının olduğunu belirttiklerini söyledi.

Soner Yalçın, 3 şehit verdiğimizi, Türkiye’nin kan ağladığını belirttiğini ve neden yakalama kararının şimdi çıkartıldığını merak ettiğini söyledi. Yalçın “Bu kişilerin sabaha karşı ısrarla, basın kartımı defalarca göstermeme rağmen ısrar etmeleri içime kurt düşürdü. “ ifadelerini kullandı.

Yalçın, yapılan bu baskıların amacının gerçeği saklamak olduğunu şu şekilde anlattı: ”Ben bunu Ergenekon, Balyoz davalarında gördüm , Odatv davasında gördüm, hakikati gerçeği gizlemek için yapıyorlar. Ne yapayım gittim. İndim aşağı bir tane araba. Beyefendi beni gerçekten öldürmeye mi götürüyorsunuz dedim.”

HİÇBİR BİLGİ VERİLMEDİ

Yalçın, “Sabah karanlık, affedersiniz uyduruk bir hakaret davası için gazeteciyi alıp götüremezsiniz. Alkol muayenesi yapılmak istendi ,üfle dendi ya ne alakası var alkolden mi geldim? Sizin bu amiriniz ne yapmak istiyor? 3 tane şehidimiz var siz ne yapıyorsunuz?Bu dava kim ben kime hakaret etmişim söylemiyorlar da. Savcı gelecek hakim gelecek deniyor. Yalnızca sizin hakkınızda yakalama kararı var diyorlar. Bu dava ne davası bir türlü söylemiyorlar. Adem Yavuz Arslan’mış şikayetçi olan. Yaa dedim ben, şimdi anlaşıldı. Bu adam tazminat davası açmıştı Odatv bunu kazandı. Bir de ceza davası açmış.” İfadelerini kullandı.

“Sabaha karşı bizi alsan da biz hakikati söyleyeceğiz, biz bu cumhuriyetin gazetecisiyiz, nerede gerçek bir belge görürsek, anamız babamız demeyiz, kendimize bile acımayız, biz böyle bir gazeteciyiz. Adem Yavuz Arslan yalancı, sözde gazeteci, insanların hayatını karartan bir adam.” İfadelerini kullanan Yalçın, hakime hanımın duruma ilişkin ne düşündüğünü sorması üzerine, “Dedim ki ben Oda tv’nin sahibiyim ama girilen haberden ben sorumlu değilim. İnsanların hayatını kararttılar, Amerika’nın CIA’in maşası bunlar. Biz tartışırız gerektiği yerde sesimizi yükseltebiliriz, gazeteciyiz biz. Ama biz arkadaşızdır dostuzdur. Doğruyu çarpıtamazsın, Namık Kemal’in zindanlarıyla bugünlere gelmiş bu mücadele, yapamazsın yaptırmayız.” açıklamasında bulunduğunu belirt