IRAK'IN SONU GELDİ Mİ?
Irak son yıllardaki en sert krizlerden birini yaşıyor.
Ülke İslamcı militanların saldırısı sonrasında parçalanmanın eşiğinde. Peki, her şey nasıl bu kadar çabuk gelişti?
Irak zaten çalkantıların etkisinde idi. O zaman yeni durum ne?
Irak'ta 2006 yılında tavan yapan mezhep çatışmaları son dönemde tekrar hızlandı.
Ama asıl olaylar geçen yıl Aralık ayında Sünni militanların Felluce ve Ramadi'yi ele geçirmesi sonrasında başladı.
Sünni kabile liderlerinin desteğini arkasını alan İslamcı militanlar Şii Başbakanı Nuri Maliki’ye Sunni Müslümanların gösterdiği tepkiden faydalandı.
Sünni gruplar Maliki’yi ayrımcılık yapmakla ve Irak siyasetini kendi tekelini almakla suçluyor.
Felluce ve Ramadi’nin işgalinden sadece altı ay sonra militanlar kuzeydeki Irak'ın en büyük ikinci Musul'a doğru saldırıya geçtiler.
Musul'daki 30 bin Irak ordusu askeri, 800 militan karşısında silahlarını bırakıp kaçtı.
Saldırıların arkasında kim var?
Irak'ın kent ve kasabalarına yönelik saldırıların arkasında El-Kaide'den ayrılan İslamcı Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü var.
Beş yıl önce ABD, örgütün "stratejik bir mağlubiyetin eşiğinde" olduğunu söylemişti.
Fakat bugün örgüt Bağdat'ta hemen hemen her gün bombalı saldırılar gerçekleştiriyor.
Irak'tan Suriye'ye uzanan geniş bir alanı kontrol ediyor ve bu bölgede İslami temellere dayalı bir devlet kurmaya çalışıyor.
Fakat IŞİD'in kullandığı vahşi yöntemler ve kendi kontrolü altındaki bölgelere İslam'ın katı yorumunu zorla kabul ettirmeye çalışması Suriye'deki diğer militan grupların da tepkisini çekti.
Bu gruplar güçlerini birleştirerek IŞİD'e karşı savaşmaya başladı.
El Kaide'nin dahi arasına mesafe koyduğu IŞİD, zamanla Suriye'de hükümet güçleri ile savaşan ve Irak'ta kazanımlar elde eden başlıca cihatçı örgütlerden biri haline geldi.
IŞİD militanlarının sayısı binlerle ifade ediliyor olsa bile 2003'te ABD'nin işgali sonrası dağılan Saddam Hüseyin'in ordusundan binlerce eski asker ve subay tarafından da destekleniyor.
Irak ordusu IŞİD ile mücadele etmeye tek başına yeterli değil mi?
ABD ordusu tarafından eğitilen ve silahlandırılan Irak ordusunun 930 bin personeli olduğuna inanılıyor. Bu personelin 270 bini muharip askerlerden oluşuyor.
Irak ordusunun kâğıt üzerinde destekçilerinin bile sayılarını 15 binlerde açıkladığı IŞİD militanlarının üstesinden kolayca gelmesi beklenir.
Fakat IŞİD’in üstesinden gelemiyor.
Felluce’nin düşmesi sarısnda da giderek artan çatışmalar, IŞİD'in intihar saldırıları ve infazlarını yüzünden motivasyonunu iyice yitirmiş Irak ordusu çöle doğru kaçmıştı.
Ayrıca Irak ordusunun mezhep çatışmaları, yolsuzluk ve suiistimaller sonrasında giderek zayıfladığı belirtiliyor.
Bu durum Suriye'deki gelişmelerle bağlantılı mı?
Suriye'deki iç savaş hiç kuşku yok ki Irak'ı istikrarsızdı. Batı komşusundaki 3 yıllık iç savaşa baştan taraf olmayan Iraklılar şu an iki tarafta da çatışıyor.
Şii lider Maliki'nin liderliğindeki Irak hükümeti Alevi kökenli Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimini desteklediği yönündeki iddiaları reddediyor.
Fakat uzmanlar Suriye'nin müttefiki İran'dan gelen silahların Irak üzerinden Suriye'ye girmesine Maliki’nin göz yumduğunu belirtiyor.
Irak'taki Sünni Araplar ise açık olarak silah, cephane, barınak ve savaşçı yardımı sağlayarak Sunni isyancıları destekliyor.
IŞİD'te 2013’te Suriye'deki çatışmalara katılmadan önce ülkeye para ve savaşçı yardımında bulunuyordu.
IŞİD, Irak ve Suriye'de mevzi kazanıp, sınırdaki güvenlik zafiyetinden faydalanarak birliklerini ve kaynaklarını iki ülke arasında hareketlendirmesi sonrasında iç savaşa yeni bir boyut kattı.
Son on yıllar boyunca Irak, Sünni ve Şii gruplar arasındaki mezhep çatışmalarının bir savaş alanı oldu.
Önceleri Sünni Arap azınlığın Şii çoğunluğa eziyet etmesi ile mezhep gerilimini tırmanmıştı. Saddam Hüseyin'in düşmesi ile Şiiler Irak siyaset sahnesinde yeni bir fırsat yakaladı.
Dini ayrışmalar ülkedeki şiddetin ana nedeni oldu. Fakat sadece mezhep çatışmalarını suçlamanın durumu abartmak olduğunu düşünenler de var.
Kerkük üzerinde hak ilan eden Kürt ve Araplar arasındaki etnik çatışmalar da istikrarsızlığı pekiştirdi.
Daha geniş bir siyasi bir grubun parçası olan politik gruplarda gerilimin tırmanmasında rol oynadı.
Dışarıdan müdahale olacak mı?
ABD, IŞİD'in tüm bölge için tehlike olduğunu belirtiyor. ABD Başkanı Barak Obama da Irak hükümetine yardım etmek için askeri operasyon dâhil olmak üzere tüm ihtimallerin masada olduğunu açıklamıştı.
Fakat ABD'li yetkililer Irak'a kara birlikleri göndermeyecekleri konusunda ısrar ediyor.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani IŞİD'i barbar olarak nitelendirerek ülkesinin "terör ve şiddete" müsamaha göstermeyeceklerini söyledi.
Türkiye ise Musul Konsolosluğu çalışanları dâhil olmak üzere IŞİD'in elindeki 80 vatandaşına zarar gelmesi durumunda misilleme yapabileceği konusunda uyardı.
Kaynak: