İbrahim Kaboğlu’ndan 75. Torba Kanun Teklifine Eleştiri: "korsan Torba"

İbrahim Kaboğlu’ndan 75. Torba Kanun Teklifine Eleştiri: "korsan Torba"

CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, TBMM Sanayi Komisyonu’nda görüşülen 75’inci torba kanun teklifinin “hetoroklit”şeklinin yanı sıra; mahkeme kararlarına karşın getirilen maddelerinin yanında son dakika getirilen borçlanma yetkisiyle de artık bu önerinin “korsan” torbaya dönüştüğünü söyledi

CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, TBMM Sanayi Komisyonu’nda kabul edilen 75’inci torba kanun teklifinin “hetoroklit” şeklinin yanı sıra; mahkeme kararlarına karşın getirilen maddelerinin yanında son dakika getirilen borçlanma yetkisiyle de artık bu önerinin “korsan” torbaya dönüştüğünü söyledi

TBMM Sanayi Komisyonu, “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini" iktidar oylarıyla kabul etti.

75'NCİ TORBA TEKLİF

CHP İstanbul Milletvekili, Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, teklifin 75. torba teklif olarak komisyondan geçtiğini belirtti. Kaboğlu, komisyonda anayasaya çok yönlü aykırı maddelerin bulunmasının yanı sıra, sabaha karşı getirilen bir önergeyle de Hazine ve Maliye Bakanı’nın bulunmadığı görüşmeler sırasında, “Saray tarafından yürütmeye kaynağı nereye gideceği bilinmeyen 200 milyar liraya kadar ek borçlanma yetkisi verildiğini” belirtti. Kaboğlu, “Seçilmişlerin yetkilerinin atanmışlar eliyle, bir kez daha, göz göre göre gasp edilerek, yine bir servet transferi sağlandığını” söyledi.

"ÖNERGEYLE KORSAN TORBAYA DÖNÜŞTÜ"

Komisyonda konuşan Kaboğlu; 14 maddelik teklifle, 8 kanunda değişiklik yapan torbanın “hetoroklit” (bütünüyle uyumsuz şeyler arasında kurulan bağ) şeklinin yanı sıra; mahkeme kararlarına karşın getirilen maddelerinin yanında son dakika getirilen borçlanma yetkisiyle de artık bu önerinin “korsan” torbaya dönüştüğünü söyledi.

CHP’nin limanlara ilişkin düzenlemeye karşı açtığı iptal dava sonucunda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararına karşın, limanlarla ilgili “Aynı mahiyetteki düzenlemeyi dördüncü kez getirmekteki ısrarın bir anayasa suçu olduğunu” belirten Kaboğlu, benzer şekildeki teklifin toplu sözleşmelerle ilgili 11 ve 12’inci maddelerinin de Danıştay kararlarına rağmen kabul edilmesini de şöyle değerlendirdi:

“400 BİN KAMU GÖREVLİSİNİN ÜÇ AYDA BİR ALDIĞI TUTAR 707 LİRADAN 250 LİRAYA İNMİŞ OLACAK”

“2 milyona yakın sendika üyesi kamu görevlisi bulunuyor. Bunların tamamı toplu sözleşme ikramiyesi alıyor. Eğer teklifteki bu düzenleme yürürlüğe girerse, 400 bin kamu görevlisinin üç ayda bir aldığı tutar 707 liradan 250 liraya inmiş olacak. Oysaki, Danıştay kararında aynı hizmet iş kolunda çalışıp aynı işi yapan kamu görevlileri arasında farklı sendikaya üye oldukları için eşitsizlik yaratılmasının Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bununla birlikte getirilen düzenleme, Anayasa madde 51 sendika kurma, madde 53 toplu sözleşme, madde 55 ücrette adalet ilkeleri, madde 10 ayrımcılık yasağı ve madde 13 hakkın özüne dokunup dokunmadığıyla da ilgili olup; bu teklif yasalaşırsa, ayrımcılık yasağının delinmesi ve dolayısıyla eşitsizliğin arttırılması söz konusu olacaktır. Ayrıca insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeler ile yasalar arasında çatışma ortaya çıktığı zaman uluslararası sözleşmelerin önceliği ve üstünlüğü vardır. Bu konuda 151 No.lu ILO sözleşmesi otuz yıllık bir belgedir ve 2004 değişikliğine göre yasaların önüne geçirilmiş bulunmaktadır.”

“OHAL KOMİSYONU’NU ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI”

İbrahim Kaboğlu, teklifin 10’uncu maddesinin görev süresi sona erdikten sonra OHAL Komisyonu’nun yetkilerinin çeşitli kamu kurumlarına devredilmesine ilişkin olarak; aslında Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun çalışmalarının yıllara yayılması, iade ve ret kararlarındaki çelişkiler ve bunların yol açtığı mağduriyetlerin belirlenebilmesi ve giderilebilmesi amacıyla TBMM’de bir komisyon kurulması gerektiğini belirterek şöyle davam etti:

“OHAL KHK’leri ek listelerine isimlerini eklenmek suretiyle kamudan uzaklaştırılan ve kısıtlanan, birçok hak ve özgürlükleri ile birer sivil ölü haline getirilen mağdurların mahkemeye erişim hakları kısıtlanmıştı. Binlerce mağduru, adeta gaz odası işlevi gören ve iki yıllığına kurulan OHAL Komisyonu önünde 6 yıldır bekleten kanuna eklenen madde ile başvurusu sonuçlanmayanlara ilişkin kararların ilgili kurumlarca verilmesi öneriliyor. Kamu görevinden hukuk dışışekilde çıkarılmasına neden olan kuruma iadelerine sen karar ver deniliyor. Ağaç kabuğu yesinler denilen mağdurların, haklarını araması sürekli olarak engellenmek isteniyor. Oysa, iki yıllığına görevini tamamlaması gereken Komisyon’un görev süresi daha sonra dört defa uzatıldı ve hala sonuçlanmayan başvurularla insanların mağduriyetleri devam ediyor. Kaldı ki, bu başvurulardan sonra da yargı süreci özel yetkili idare mahkemeleri ile kitlenmiş durumdadır. 15 Temmuz darbe girişimini siyasi fırsatçılığa çeviren ve ülkeyi tek kişi yönetimine mahkûm eden Cumhur İttifakı, hukuksuzluklarını sürdürmekte ısrar ediyor.”

Kaynak: ANKA Haber Ajansı