HIRANT DİNK'İ ANMAK İÇİN TOPLANAN BİNLERE POLİS MÜDAHALESİ
3 TOMA da bölgede hazır bekletildi. Zaman zaman polis helikopteri de devriye uçuşu yaptı. Harbiye üzerinden Osmanbey'e gidiş de yürüyüş boyunca araç trafiğine kapatıldı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, suikastın 8. yıldönümünde İstanbul'da anıldı.
Taksim Divan Kavşağı'nda toplanan binlerce kişi, Dink'in öldürüldüğü Şişli'deki Agos Gazetesi'ne kadar yürüdü. Yürüyüş boyunca "Faşizme inat / Kardeşimsin Hrant", "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganları atıldı.
MEYDAN KAPATILDI
Polis, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı çevresinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Meydan'ın Harbiye tarafından girişi bariyerlerle kapatılırken, 3 TOMA da bölgede hazır bekletildi. Zaman zaman polis helikopteri de devriye uçuşu yaptı. Harbiye üzerinden Osmanbey'e gidiş de yürüyüş boyunca araç trafiğine kapatıldı.
BERKİN ELVAN'IN ANNE-BABASI DA KATILDI
Yürüyüş için kalabalık saat 13.00'te 'Yüzleşin Hrant'la, Soykırımla' yazılı büyük boy pankartın arkasında toplanmaya başladı. Hrant Dink'in eşi Rakel Dink ve kardeşi Orhan Dink'in gelişiyle yürüyüş başladı. Yürüyüşe, HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile HDP İstanbul Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey de katıldı. Çok sayıda siyasi parti ve dernek de yürüyüşe destek verdi.
Yürüyüşte Rakel Dink'e, Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan eşlik etti.
POLİS MÜDAHELESİ
Hrant Dink'in için Adalet Bakanlığı'na yürümek isteyen gruba polis müdahalesi..
AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, İstanbul'da öldürülüşünün 8'inci yıldönümünde Ankara'da Adalet Bakanlığı'na yürüyüp çelenk bırakmak isteyen gruba polis müdahale etti.
"HRANT HALEN ÇALIŞIYOR"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, 8 yıldır adaletsizlik yaşandığını belirterek, "Geçen yıl Hrant'ı ölüme sürükleyen kararlara imza atan Yargıtay üyesi, bizim bütün itirazlarımıza rağmen Ombudsman yapıldı" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da, "Hrant'ın bize bıraktığı özgür ve eşit yaşama isteği daha da güçlendi. Bence gerçek Türkiye fotoğrafı budur. Her kimlikten insan, ezilen kimliğiyle buradaydı. Bunu Hrant yaşarken de yapıyordu. Görüyorsunuz, Hrant halen çalışıyor" dedi.
TRABZONSPOR TARAFTARLARI DA GELDİ
Yürüyüşe katılan dikkat çekici bir grup da Trabzonspor taraftarlarıydı. Kendilerine "Devrimci Trabzonsporlular" adını veren grup, Trabzonspor formaları ve atkılarıyla Hrant anmasına katıldı. Aynı grup, Hrant Dink'in öldürüldüğü yere çiçek bıraktı; "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganı attı.
HRANT DİNK CADDESİ İÇİN İMZA TOPLADILAR
Hrant Dink'in öldürüldüğü yere 100 metre mesafede bulunan Ergenekon Caddesi'nin adı bu yıl da "Hrant Dink Caddesi" olarak değiştirildi. Üzerinde Hrant Dink yazılı tabela dün akşamdan Ergenekon tabelasının yerine asıldı. Anma sırasında sokağın adının kalıcı olarak değiştirilmesi için imza toplandı.
ÖLDÜRÜLDÜĞÜ YERE KARANFİL BIRAKILDI
Saatler 15.05'i gösterirken, "Hrant Dink ve Ermeni halkının 1915'te katledilen evlatlarını anmak için saygı duruşunda bulunuyoruz" anonsu yapıldı. Kalabalık sessizce saygı duruşunda bulundu. Bu sırada Rakel Dink'in gözyaşı döktüğü görüldü.
Dink ailesi, Hrant'ın öldürüldüğü yere karanfiller bıraktı. Rakel Dink, Agos Gazetesi'nin penceresine çıkarak, Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan ile birlikte kalabalığa el salladı.
"YÜZYILLIK KARANLIK ÖLDÜRDÜ"
Anma sırasında yapılan anonsta, bazı isimlerin Dink soruşturması kapsamında soruşturmaya uğradığı belirtilerek, "Biz onların isimlerini ilk gün duyurduk. İlk günden beri biliyor herkes, bir çocuk tetikçi değil. Hrant'ı 100 yıllık karanlık öldürdü. Hrankt Dink'i bu ülkenin devleti öldürdü" denildi.
YAZAR VE ŞAİR MURATHAN MUNGAN KONUŞTU
Anma sırasında tek konuşmayı, Hrant Dink'in yazar ve şair arkadaşı Murathan Mungan yaptı. dilsizliğin her çeşidinin yaşandığı Türkiye'de, ölenlerin, öldürülenlerin, katledilenlerin, 'Biz onlardan sonra birkaç kelime daha fazla söyleyebilelim' diye öldüklerini söyleyen Mungan, şöyle dedi:
"O fazladan birkaç kelimeyi bugün en azından onlara, onların hatırasına borçluyuz. Baskıcı iktidarlar korkunun bulaşıcı olduğunu bilir, bu yüzden toplumun korkularını sürekli diri tutmaya çalışırlar. Onların bilmediği, cesaretin de bulaşıcı olduğudur. Bu yüzden hayatın ve dünyanın gözlerinin içine bakarak, cesaretle konuşmalıyız. O kelimelerin bizden başka sahibi yok! Bunu hiç unutmamalıyız."
"SINIR AÇILMALI"
Hrant Dink'in rüyalarından birinin, Türk ve Ermeni halkının birbirleriyle kaynaşmasını sağlayacak Ermenistan-Türkiye sınır kapısının açılması olduğunu vurgulayan Murathan Mungan, "Dostlar, arkadaşlar, ölülerimizin sadece hatıralarına değil, rüyalarına da sahip çıkmamız gerekir. İşte bugün o kapının açılması, pek çok şeyin kapısının da açılması demek olacaktır. O kapının açılması, yüzyıldır Ararat Dağı'nın doruğuna çöken sisin dağılması olacaktır. O kapının açılması, 2015 yılına çok yakışacaktır" dedi.
GAZETECİLER VE YAZARLAR VAKFI BAŞKANI YEŞİL, HRANT DİNK'İ ANMA TÖRENİNE KATILDI
Hrant Dink'in öldürülmesinin 8. yıldönümünde Agos Gazetesi önünde düzenlenen törene, Fethullah Gülen'in Onursal Başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Başkanı Mustafa Yeşil de katıldı.
Yeşil, gazetecilere yaptığı açıklamada, Rahip Santoro, Zirve Yayınevi ve Dink cinayetlerine dikkat çekerek, “Türkiye'de nasıl bir ortam oluşturmayı hedeflemiş ve bunun oluşması adına bu insanların cinayetini nasıl kullanmışlarsa ve yıllar geçmiş bunu gizleyerek neyi hedeflemişlerse, bugün yine bir başka şekilde, bir başka toplumsal zulme, Hrant Dink cinayetine alet etme gibi bir gayretin içerisinde olduğunu görüyoruz. Hiç kimseye, hiçbir istisna koymadan bu mevzuda ister ihmalkarlığı sebebiyle, isterse olayın bir fiil içinde olmak kaydıyla, kim varsa, asla tavizde bulunulmadan yargılanması ve adaletin önünde hesabını vermesi gerekir" dedi.
“TOPRAKLARDA SİZİN SÖYLEDİKLERİNİZİ BİR BAŞKASININ DİNLEMESİ İÇİN"
Mustafa Yeşil, Fransa'da Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırıyı Dink suikastı ile karşılaştırarak, “Fransa'da yaşanan hadisenin 8 yıl öncesi bizde yaşanmış bir mesele. Hrant, söylemlerine bakıldığı zaman, bu ülkede farklılıkları zenginlik gören anlayışa vurgu yapan bir insan. Bizim vakıf olarak da toplantılarımıza iştirak etmiş bir insan, Abant toplantılarına iştirak etmiş bir insandı. Biz onun o ifade özgürlüğü velev ki birilerini rahatsız etmiş olsa bile, elbette ki fikir olarak herkesle aynı şeyi düşünüyor, aynı şeyi konuşuyor olamazsınız. Ama bu topraklarda sizin söylediklerinizi bir başkasının dinlemesi için, onların söylediklerini sizin dinlemiş olmanız çok önemlidir" dedi.
Mustafa Yeşil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer siz sadece ben konuşayım başkaları dinlesin, ama başkaları konuştuğunda onlara hayat hakkı yok diyorsanız, bu ülkede siz asla birliği de, huzuru da, barışı da sağlayamazsınız. Birbirimize tahammül etmeye, birbirimizin farklılıklarını kabul etmeye ve herkesi bulunduğu konumda kabul edip bağrımıza basmaya mecburuz, başka çaremiz yok."
Kaynak: