HDP ÖZERKLİK KONUSUNDA SÖZ ALDI
Üzerinde konuşacağımız şeyler ve izleyeceğimiz yöntem hakkında mutabakat oluşturduk. Özerklik bu toprakların yabancısı olduğu bir şey değil"
Hakime TORUN / ANKARA
AKP büyük oranda kaybettiği oyların bir kısmını alabilmeyi umduğu Güneydoğu için tüm gücüyle Kürt Sosrunu süreci sonucuna bel bağlamış durumda. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile görüşen HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder görüşmenin ardından basın açıklaması yaparak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Önder'in açıklamasında altını çizdiği en önemli konu ise Hükümet ile yapılan görüşmelerde imralı konularında ve silah bırakma olaylarında "gizli kapaklı" görüşmelerin süreceği oldu. Önder ayrıca özerklik konusunda ve sürecin işlemesi yol ve yöntemleri konusunda büyük mesafe alındığınıda sözlerine ekledi.
SEÇİM ANLAŞMASI MI VAR ?
Siyasi kulislerde ise anlaşmanın en önemli maddesinin HDP'nin seçimlere parti oalrak girerek barajın altında kalması ve AKP'nin yine tek başına iktidar olmasını sağlayacağı olduğu ileri sürülüyor. Bazı kaynaklar HDP'ye yakın bir çok kişinin ise AKP listelerinden aday gösterilebileceğininde tartışıldığını ileri sürüyor.
KRİZ BİTTİ MUTABAKAT OLUŞTU
Çözüm sürecinde yeni bir sürece girildiği vurgusu yapan Önder, "Kobani, direnişi ile başlayan bir kırılganlık yaşamıştık. Gelinen nokta itibari ile önemli bir kriz sürecini geride bıraktığımızı söylemek istiyoruz. Üzerinde konuşacağımız şeyler ve izleyeceğimiz yöntem hakkında mutabakat oluşturduk. Özerklik bu toprakların yabancısı olduğu bir şey değil" dedi.
PAZARLIKLAR GİZLİ YAPILACAK
Süreç kapsamında sıkıntılı ve kırılgan anlar yaşandığına dikkat çeken Sırrı Süreyya Önder, "Bir çok sıkıntılı ve kırılgan anlar yaşadık. Bunların şüphesiz bir çok sebebi var ama belki sayılması gereken en başlıca sebebi, bizim siyasi tarihimizde böyle bir müzakere sicilinin olamayışı. Bu açıkçası ne devletten, demokrasi güçlerinden ne de direnen güçlerde bu konuda çok fazla bir rezerv, birikim söz konusu değil. Biz bu süreçte kendi içtihadımızı da oluşturarak yürümeye çalıştık. Dünyada çatışma sonrası çözüm süreçlerinin yaşadığı bütün deneyimi aşağı yukarı alarak, orada denenmiş ve sonuca bağlanmış yöntemleri baz alarak ilerlemeye çalışıyoruz" diye konuştu.
"ÖNEMLİ BİR KRİZ SÜRECİNİ GERİDE BIRAKARAK YENİ BİR SÜRECE GİRDİĞİMİZİ SÖYLEMEK İSTİYORUZ"
Çözüm sürecinde yeni bir sürece girildiği vurgusu yapan Önder, "Kobani, direnişi ile başlayan bir kırılganlık yaşamıştık. Gelinen nokta itibari ile önemli bir kriz sürecini geride bıraktığımızı söylemek istiyoruz. Bu aşamadan sonra çözüm süreci kapsamında bunun ilgi alanına bununla bağlantılı olarak ele alınabilecek ne gerekiyorsa bu meselelerin suretle sayın Öcalan'ın katkılarıyla ve onun başlattığı bir çizginin devamı olarak ağırlıklı olarak İmralı'da olmak üzere yeni bir sürece girdiğimizi söylemek istiyoruz" dedi.
"HANGİ YÖNTEMİ KULLANARAK İLERLEYECEĞİMİZ ANLAMINDA ELİMİZDE BELLİ MUTABAKATLAR OLUŞTU"
"Elimizde belli mutabakatlar oluştu" diyerek konuşmasına devam eden Önder, "Bu bütün meselelerin halledildiği anlamına gelmiyor. Fakat şu anlama gelebiliyor: Artık süreçte diyalog kanallarının kapanmaması ve ilk defa hangi başlıkları tartışarak ve hangi yöntemi kullanarak ilerleyeceğimiz anlamında elimizde belli mutabakatlar oluştu. Parti yetkili kurullarımızla da tüm bu süreci değerlendirdikten sonra İmralı'ya geçeceğiz. KCK yetkilileri ile de meseleyi görüşeceğiz. Daha sonra bu görüşmeler daha derinlikli, nitelikli daha sonuca doğru ilerleyecektir diye ümit etmekteyiz" açıklamasında bulundu.
"ÇOK SERİ BİR GÖRÜŞME VE ÇALIŞMA TRAFİĞİ BAŞLAYACAK"
Çözüm sürecinin en kısa sürede sonuca ulaşması noktasında hükümet ile mutabık olduklarını belirten Önder, "Süre uzadıkça saldırılara, yanlış anlamalara, hırpalanmalara da açık bir vaziyete geliyor. Ayın 3'ü, 5'i gibi kavramlar bizden duymayacaksınız. Çok seri bir görüşme ve çalışma trafiği başlayacak. Mümkün olan en kısa sürede yarın olabilecek şeyi bugün yapmak" dedi.
(SİLAH BIRAKMA) "BU TARZ BAŞLIKLARI MEDYA ÜZERİNDEN TARTIŞMANIN SÜRECE SIKINTI VERDİĞİNİ GÖRDÜK"
Süreç kapsamında silah bırakılmasına ilişkin bir soru üzerine Önder, "Bu tarz başlıkları da medya üzerinden tartışmanın sürece sıkıntı verdiğini gördük. Bunu meselenin tarafları ile belli bir olgunluğa getirip sizlerle paylaşacağız. Bu şu anlama gelmiyor: halktan dolayısıyla, basından bir şey saklamak. Kapalı kapılar ardında bir şey yapmak anlamına gelmiyor. Tam tersine biraz yol almak uygun tartışılabilir bir zemin oluşturmak" dedi.
"SÜREÇTE KAMU GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞI TÜZEL OLARAK YETKİLENDİRİLMİŞ ÇERÇEVELENDİRİLMİŞ KURULUŞ"
Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'nın görüşme heyetine dahil edilip edilmeyeceği sorusuna Önder, "İlkesel olarak şu noktadayız. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı da bunu ilgilendiren bütün taraflar da bununla ilgili partilerle, kişilerle…katkısını alacağımız herkesle görüşme kararlığındayız. Kamu Güvenliği bu işin zaten tüzel olarak, yetkilendirilmiş, çerçevelendirilmiş pratikteki çalışmasını, kurulları, komisyonları oluşturacak kuruluş. Sanırım onlar da yoğun bir çalışma süreci içerisine girecekledir" diye konuştu.
"TANE TANE SÖYLEMEK GEREKİRSE BİZ BU MESELEYİ ÇÖZECEĞİZ"
"Yeni süreçten kast ettiğiniz nedir?" soruları üzerine Önder şu yanıtı verdi: "Biz böyle diyoruz hükümet şöyle diyor meselesi konunun özünü ilgilendiren noktalara zaman zaman gelse de ağırlıklı olarak kavramlara bizim yüklediğimiz anlamların, sizin anladığınız anlamların birbiriyle farklılaşmasından meydana geliyor. Halkın anlamayacağı dinlemeye gerek yok. Tane tane söylemek gerekirse, biz bu meseleyi çözeceğiz. Biz yeni bir cumhuriyeti oluşturan iradeden birisiyiz. Herkesin de dahil olmasını istiyoruz. Ancak müşterek barışımız geleceğimiz ancak böyle oluşur. Her şey güllük gülistanlık değil. Müzakere dediğimiz şey de birbirinden farklı düşünen insanların bir anlayış birliğine varma, mutabakat zeminini genişletme çabasıdır. Bu mesele bugüne kadar savaştan nemalanan savaşı bir varoluş biçimi haline getiren, nefret, ırkçı söylemler üzerinden siyasetini inşa eden siyasetler, bunu süratle bir bölünme paranoyası olarak algılatmaya çalışıyorlar. Kavramları daha dikkatli kullanamaya çalışıyoruz. Açıkçası meselenin özüyle daha çok ilgiliyiz."
"ÜZERİNDE KONUŞACAĞIMIZ ŞEYLER VE İZLEYECEĞİMİZ YÖNTEM HAKKINDA MUTABAKAT OLUŞTURDUK"
"Mutabakata varılan başlıklar, İmralı'daki çözüm maddeleri mi?" sorularına Önder, "Mutabakata vardık demedim, düzeltelim. Üzerinde konuşacağımız şeyler ve izleyeceğimiz yöntem hakkında mutabakat oluşturduk. Ortaklaşmalar gerçekleştikçe belki ortak açıklamalarla kamuoyunu bilgilendireceğiz" diye yanıt verdi.
"İMRALI TRAFİĞİ BAŞLADIKTAN SONRA KAMUOYUNA YANSIMAYAN GİDİŞ GELİŞLER DE OLDU BUNDAN SONRA DA OLUR"
Çözüm süreci kapsamında iletişimde yeni bir sürece girilip girilmediği sorusu üzerine Önder, "Karartmayı reddediyoruz. Biz halktan, halklardan hiçbir şey saklanamaması gerektiği düşüncesindeyiz. İmralı ziyareti meselesine gelince, İmralı trafiği başladıktan sonra kamuoyuna yansımayan gidiş gelişler de oldu. Bundan sonra da olur. Bu bilgilendirme artık biraz netice aldıkça, sürecin ruhuna hizmet edecek şekilde yapılacak" dedi.
"ŞİMDİ LEYLA HANIMLA BERABER KANDİL'E GİDECEĞİZ"
"Leyla Zana'nın da İmralı'ya gideceği yazıldı. Hatip bey gitti, Leyla hanımı da görecek miyiz?" sorularına Önder, "Evet. Şimdi Leyla hanımla beraber Kandil'e gideceğiz" dedi.
"BAŞBAKAN İTALYA'YA GİTTİĞİ ZAMAN SORUYOR MUSUNUZ NEDEN?"
Selahattin Demirtaş'ın Moskova'ya gidiş nedeninin sorulmasına üzerine Önder, "Sayın Başbakan İtalya'ya gittiği zaman soruyor musunuz neden? Bizim de ziyaret gündemimiz bütün basınla paylaşılıyor. Ülkelerdeki programı da açık. Şöyle söyleyelim. Bu ülkede yüz binlerce Kürt, dünyanın dört bir yanında bizim seçmenimiz, arkadaşlarımız var. Önümüzde de bir seçim süreci var. Bu anlamda onların da katkılarını almak, süreç hakkında bilgilendirmek, oradan yapabilecekleri diplomatik atak içerisindeyiz. Rusya'dan, Avrupa'dan dünyanın bütün ülkelerinden katkılar bizim için anlamlıdır" ifadelerine yer verdi.
"ÖZERKLİK BU TOPRAKLARIN YABANCISI OLDUĞU BİR ŞEY DEĞİL"
Özerklik tartışmalarını değerlendirmesi istenen Önder, "Bu böyle tek cümleye indirgendiği zaman bir sürü spekülatif alan üretiyor. Bizim size önerimiz şudur: Vaktinde merak etmedi basın bunu. Bunu da bir sitem olarak alın. Yeni anayasa yazım komisyonunda, bizim özerklikten ne anladığımızı da, nasıl içselleştirilebileceği, kurumsallaştırılabileceği doğrultusunda en yetkin çalışmamız orada. Kamunun kullanımına açık. Bizim parti programımızda açık. Özerklik bu toprakların yabancısı olduğu bir şey değil. Bugün demokratik normların, bütün dünyada geldiği nokta, yetkilerin bu kadar merkezde biriktirilmemesi şeklinde. Bu bir coğrafi bölgesel etnisite tabanlı bir şey değildir. Sadece bir bölge için de değildir. Trabzon'daki HES inşaatına engel olmak isteyen nineler jandarma dayağına maruz kaldı. Trabzonlu kendi deresi hakkında kendisinin karar verebilmesidir. Biz buna özerklik değil, merkeziyetçilik deseydik bu yine bölünme paranoyasının objesi haline getirecekti. Demokrasi talep ediyoruz. Herkesin kendini ifade edebileceği, kendini kültürel olarak sosyolojik olarak her anlamda ifade edebileceği mekanizmaların etkinleştirilmesi, bunun adına da arkadaşlar demokrasi deniyor" diye konuştu.
"HDP PARTİ OLARAK SEÇİME GİDECEK Z'YE KADAR PLANIMIZ VAR"
Önder, "HDP parti olarak seçime gidecek. Z'ye kadar planımız var, sadece B planımız yok. Biz partimize, çalışma gücümüze güveniyoruz. Anketlere de güveniyoruz. Bizim 11,8 bandında olduğumuzu gösteriyor. Biz yüzde 60'da alsak bu barajlar demokratik değildir, her türlü demokratik zeminde mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
"SAYIN KILIÇDAROĞLU BU CÜMLELERLE Mİ SÖYLEMİŞ? E AYIP ETMİŞ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun AK Parti ile HDP ittifakı iddiasını değerlendirmesi istenen Önder, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu iddiasını okumadım. Bu cümlelerle mi söylemiş? E ayıp etmiş. Biz bir siyasal partiyiz. Bu partinin geldiği noktada binlerce insanımızın kanı, canı, emeği var. Biz bunu değil AK Parti'ye hiçbir şeye kurban etmeyiz. Kendimize güveniyoruz. Emekçilerle inançlarla kurduğumuz ve daha da geliştireceğimiz güç birliklerine ittifaklara güveniyoruz. Bu emeğimizi heba etmeyiz" dedi.
Kaynak: