HDP BARAJI GEÇERSE AKP'NİN İKTİDAR ORTAĞI OLACAK
HDP Can Dündar ile gerçekleştirdiği söyleşide barajı geçeceklerini ve AKP'yi destekleyerek iktidarda tutacaklarını açıkladı.
Seçim süreci başlarında HDP'nin Kürt Milliyetçiliği söylemlerini bir yana bırakarak Halkların kardeşliği söylemini öne çıkarması büyük bir puan kazandırmıştı. Ama Can Dündar ile yaptıkları söyleşide hem bu görünümlerinde samimi olmadıkları, hem de AKP'ye iktidar da kalma desteği vereceklerini söylemeleri destekleyenlere büyük bir hayal kırıklığı yaşattı,
HDP GÖRDÜĞÜ İLGİYİ SADECE BARIŞ SÜRECİNE Mİ BAĞLIYOR
Can Dündar ile yapılan söyleşide yapılan açıklamalarda HDP meydanlarda ve anketlerde barajın üstünde görünmesini sadece "Barış Sürecine" olan talebe mi bağlıyor soruları akla geliyor. Yapılan anketlerde ise HDP'nin yükselişinin AKP ve Erdoğan'a karşı gösterdiği duruşla ilgili olduğu açıkça görülüyor. HDP'nin "Tek başına iktidar olacak oyu alamayacak ama AKP'yi dışarıdan destekleriz" açıklamasının bu yükselişi tersine çevirme ihtimalinin oldukça yüksek olduğu yakında kendisini gösterecektir. İşte HDP'yi bu nedenle baraşın altına düşürecek Can Dündar söyleşisi
ERDOĞAN' MERKEZLİ MUHALEFETİN FAYDASI
HDP'nin seçim meydanlarında ve açıklamalarında Erdoğan'ı hedef alan muhalefeti yükselişinde büyük yarar sağladı. Artık AKP tabanı ve seçmeni de Erdoğan'ı istemiyor. Erdoğan'ın Ülkeyi yoran siyasi anlayışı ve tutarsızlıkları tüm vatandaşlar üzerinde büyük bir bıkkınlık yaratmış durumda. Eğer seçmenler HDP'nin baraj üstüne çıkarak AKP' iktidarının devamını sağlayan bir sigorta olacağı mesajı alırsalar HDP'yi destekleyen büyük kitleler bu desteklerini derhal çekeceklerdir. Bu açıklamanın diğer muhalif partiler tarafından kullanılması HDP'nin aleyhine gelişecektir. İşte HDP'nin Barajın altında kalmasına neden olabilecek o açıklamasının yer aldığı Can Dündar söyleşisi.
AKP'Yİ İKTİDİRDA BİZ TUTARIZ MESAJI
Demirtaş’la AKP, MHP, CHP ve seçim sonrasına dair Meydandaki coşkulu HDP mitinginde açılan bir pankartta el yazısıyla şu cümle var: “Seni başkan yaptırmayacağız bombacı!”
Eşbaşkan Demirtaş’ın önceki günkü lafı; dünkü meydana taşınmış bile...
HDP, bombanın “Saray”ın himayesinde yollandığını düşünüyor.
Epeydir bu saldırının istihbaratını alıyorlarmış:
“Bilmemeleri imkânsız. En azından göz yumdular. Zaten Erdoğan hâlâ kınamadı bile” diyor Demirtaş...
Meydandaki bir başka pankartta, “Bombalara inat, oyunu HDP’ye at” yazıyor.
Kimlikler çatışması
Atarlar mı?
Meydanda kendisini dinleyen ateşli partililer atacak; belli...
Ancak onun hedefi, diğerleri... Hep CHP’ye oy vermiş Aleviler, AKP’li dindarlar, kararsızlar...
Onlar, meydanda değil; çevre kahvehanelerde oturmuş meydandan yükselen sesi dinliyorlar.
Muhtemelen bu coğrafyanın iki rakip kimliğini, etnik kimlikle dini kimliği zihinlerinde yarıştırıyorlar.
İnsan Hakları Derneği’nin Adıyaman şubesinden bir yetkili, “Kürtler için kırılma noktası Kobani oldu” diyor:
“Erdoğan, ‘Kobani düştü düşecek’ dediğinde kaybetti Kürtleri… Dindar Kürtler bile ‘Bu hükümet bizi savunmayacak’ demeye başladı.”
Erdoğan, belki bunun bilinciyle eline bir Kürtçe Kuran alıp Güneydoğu meydanlarına çıkınca, Demirtaş da girdi bu topa...
Dünkü mitingde, “Elhamdülillah Müslümanım” diyen birini kâfir ilan etmenin dinen cezasını sordu Diyanet’e...
“Kuran, AKP’nin seçim malzemesi olsun diye indirilmedi” dedi.
Din tartışmasına neden girdi
Bugüne kadar Kürt kimliği ile öne çıkmış HDP, Erdoğan’ın peşinden, bölgenin ikinci büyük kimliğini kürsüye çıkardı.
Bunu partide epey tartışmışlar. “Biz bu alana girmeyelim” diyenler olmuş. İtiraz etmiş
Demirtaş:
“CHP gibi davranırsak kaybederiz. Dindarlık yarışına girmeyiz, ama bu alanı Erdoğan’a terk edemeyiz. ‘Din işleri bunlardan sorulur’ algısını bitirmek lazım. Benim dedem din âlimi; Tayyip’i cebinden çıkarır” demiş.
Dünkü sohbetimizde, neden böyle davrandığını izah etti:
“Elinde Kürtçe Kuran’la kürsüye çıkmak, bölge halkına hakarettir. Bu insanlar nicedir medreselerde Arapça ve Kürtçe eğitim görüyor. ‘Bölgede Müslümanlığı ilk kabul eden halkız. Okuduğumuzu anlamıyor muyuz’ diyorlar.”
Din tartışmasına girmenin HDP’ye oy kaybettirdiğini ise kabul etmiyor. “Doğru bir laikliği savunuyoruz” diyor.
MHP’yi yükseltiyor mu?
Din meselesi böyle...
Milliyetçiliğe gelince...
HDP’nin yükselişinin MHP’yi yükselttiği izlenimi doğru mu?
Demirtaş’a göre değil:
“HDP Kürt milliyetçiliği üzerinde yükselmiyor ki, Türk milliyetçiliğini tetiklesin” diyor ve ilginç bir teşhisi dillendiriyor:
“Tersine HDP, daha çok Kürt milliyetçilerinden eleştiri alıyor.”
Onu Sırrı Süreyya Önder tamamlıyor:
“Ankara listemiz, Cebeci kantini gibi…”
Yani?..
Solun her çeşidi var. Kürtler geri plandalar.
Kararsızlara mesaj
Bir yanıyla tüm ezilen kesimlere ve sola, bir yanıyla dindarlara açılan bu politika HDP’yi baraj üstüne taşır mı?
Demirtaş, AKP’den kurtulmak için kendilerine ödünç oy vermeye hazırlanan başka partililer olduğunun farkında...
O yüzden kürsüde partililerini selamlarken bir yandan da “emanetçiler”e sesleniyor:
“Kararsız kardeşim! 1 oyla ülkenin önünü açacak gücü elinde tutuyorsun” diyor.
CHP ile süreç yürür mü?
Ya CHP?
Kılıçdaroğlu, HDP’nin barajı geçmesinden yana...
Demirtaş bunu “mantıken, vicdanen, siyaseten doğru bir duruş” olarak selamlıyor.
Peki seçim sonrası süreci CHP ile götürme umudu yok mu?
HDP Eşbaşkanı, CHP’de hâlâ bir çözüm iradesi göremediklerinden yakınıyor.
İmralı’yı devre dışı bırakarak, “Süreci sadece HDP ile sürdürürüz” ısrarını, “cesur bir çıkış değil, kısmi bir esneme” sayıyor.
“Korkmasınlar; müzakere kamuoyuna açıklanabilir; asıl savaşı açıklamak zor” diyor.
Niye yapmıyorlar peki?
“Ya CHP tabanı hazır değil, ya CHP tavanı” diyor Demirtaş ve tahminini söylüyor:
“Bence ikincisi...”
Seçimden sonra ne olur?
HDP’ye gelen araştırmalarda iktidar partisinin oy yüzdesi yüzde 40 civarında görünüyor. Tek başına iktidar zor gibi...
AK Parti yeniden iktidar olurlarsa HDP ile bir koalisyon ihtimali var mı?
Buna hevesli değiller; böyle bir koalisyonun partilerine çok zarar vereceğine inanıyorlar.
Ancak AKP yeniden iktidar olursa, dışarıdan destek verme fikrine uzak değiller:
“Belli ilkeler konur, kamuoyuna açıklanır, o ilkeler bazında kendimizi de onları da bağlarız. Süreci sürdürürüz. Ama bunun için son dönem söylediklerinden, ‘Kürt sorunu yoktur, masa yoktur, Dolmabahçe yoktur’ laflarının hepsinden rücu etmeleri ve izleme kurulu da dahil yeniden müzakereye başlamaları lazım. Öyle olursa Kandil’in anında kongre toplama taahhüdü ortada… Ama muhatap Saray değil, hükümettir.”
Bu, şimdilik HDP penceresinden görünen manzara…
Yeter ki kansız, cenazesiz bitsin şu kampanya…
Kaynak;Cumhuriyet CanDündar
Kaynak: