HA HİTLER HA ERDOĞAN
Cumhuriyet Halk Partisi olarak öncelikle işçi ve emekçilerle Türkiye'nin her tarafında 1 Mayıs'ı alanlarda el ele, kola kutlayacağımızı belirtiriz.
Diktatörün psikolojisini yansıtmaktadır
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, 1 Mayıs'ın Taksim Meydanı'nda kutlanmasının valilikçe yasaklanmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, "Hitler de 1933 yılında 1 Mayıs'ı bayram ilan etmişti. Bugün Tayyip Erdoğan da aynı anlayışla, sadece kendi arzusu ve icazeti kadar 'özgürlük' demektedir. Bu tutum anti-demokratiktir, siyasi iktidarın çalışanlara ve örgütlerine yönelik totaliter zihniyetinin dışa vurumudur" dedi.
Yakup Akkaya yaptığı yazılı açıklamada, 1 Mayıs'ta işçilerin sorunlarını alanlarda dile getirmeye devam edeceğini kaydederek, "1 Mayıs tarih boyunca işçilerin emekçilerin sorunlarının ve taleplerinin dile getirildiği önemli bir gün niteliğindedir ve bu yılda Türkiye'de işçiler ve emekçiler giderek yapısal hale gelen çalışma yaşamının en can alıcı sorunlarını alanlarda dile getirecekler. Bir yandan işsizliğe, diğer yandan taşeronlaşma ve iş cinayetlerine, sendikal ve toplu sözleşme haklarına yönelik kısıtlamalara ve yasaklar işçiler ve emekçiler için oldukça can yakıcı bir hal almıştır. Bütün bu sorunlara karşı ortak mücadele etmesi ve birlikte hareket etmesi gereken işçi hareketinin temsilcileri olan konfederasyonlar ise ne yazık ki, 1 Mayıs'ın anlam ve önemini idrakten uzak farklı alanlarda kutlama yapmayı tercih etmişlerdir. Bu parçalanış görünüm, ne yazık ki daha fazla hak kaybı ve sorunların çözümsüzlüğünü doğuracak bir zemin ortaya koyacaktır. Tarihsel sorumluluklarını dar ve gündelik siyasal angajmanlar çerçevesinde görmezden gelen konfederasyonlar ve sendikalar güç kaybetmeye devam edecek ve var olan güven bunalımının daha da artmasına neden olacaktır" dedi.
"ERDOĞAN'IN AÇIKLAMASI DİKTATÖRÜN PSİKOLOJİSİNİ YANSITMAKTADIR"
1 Mayıs'ın Taksim Meydanı'nda kutlanmasının valilikçe yasaklanmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Akkaya, "Özellikle İstanbul'da yapılacak 1 Mayıs'ın Türkiye işçi sınıfı açısından artık bir sembol haline gelmiş Taksim Meydanı'nda kutlanmasının valilikçe yasaklanması da kabul edilemez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararında da açıkça bu yasağın hukuka aykırı olduğunun belirtilmesine rağmen işçilere Taksim Meydanı'nın yasaklanması, siyasi iktidarın totaliter anlayışının bir göstergesidir. Tayyip Erdoğan'ın Cumartesi günü yaptığı açıklamasında 'Esnafımızın camını çerçevesini indirebilecek şekilde, yok Taksim Meydanı'nda, yok Kadıköy Meydanı'nda, yok şurada, yok burada, bu tür şeyleri yapmak mümkün değil. Kesinlikle artık bunlara fırsat vermeyeceğiz' demesi ise açıkça bir diktatörün psikolojisini yansıtmaktadır" dedi.
"ERDOĞAN HALKI VE EMEKÇİLERİ BÖLMEK İSTEMEKTEDİR"
Başbakan Erdoğan'ın 1 Mayıs ile ilgili yaptığı konuşmalarının işçileri ve örgütlerini açıkça tahrik ettiğini ileri süren Akkaya, "Türkiye'de bugüne kadar kutlanmasına izin verilen 1 Mayıs'larda işçiler, emekçiler hiçbir taşkınlık yapmamıştır. 2010 yılındaki 1 Mayıs kutlamalarında bunu herkes görmüştür. 1 Mayıs'ları işçilere yasaklayan siyasi iktidar, asıl saldırgandır. Her defasında copla, gazla ve TOMA'larla barışçıl göstericilere hiçbir hak hukuk tanımadan saldırmışlar ve Taksim'i yaşanmaz hale getirmişlerdir. Tıpkı Gezi Parkı olaylarında yaşandığı gibi Tayyip Erdoğan, hukuken hiçbir yetkisi olmamasına rağmen yasakçı ve saldırgan tutumunu burada da sergileyerek halkı ve emekçileri kutuplaştırarak bölmek istemektedir. 1 Mayıs'ı Kadıköy'de kutlama kararı alan en büyük işçi konfederasyonu Türk-İş'e bile tahammül gösterememiştir. Oysa bugüne kadar çeşitli defalar Kadıköy'de yapılan mitingler ve eylemlerin hiçbirinde hiçbir olay yaşanmamıştır. Başbakan, 'dediğim dedik, çaldığım düdük' demekte işçileri ve örgütlerini açıkça tahrik etmektedir" dedi.
"ATATÜRK 1926 YILINDA 1 MAYIS'IN KUTLANMASI KARARINI ALDI"
1 Mayıs'ın asıl anlamının işçilerin ve emekçilerin özgür ve demokratik bir biçimde haklarını ve özgürlüklerini haykırabilme olanağını yaratmak olduğunu vurgulayan Akkaya şöyle devam etti:
"Mustafa Kemal Atatürk daha 1926 yılında 1 Mayıs'ların kutlanması kararını aldığı bu ülkede, 1 Mayıs'ı tatil ilan etmek 1 Mayıs'ın anlamını anlamada yeterli bir adım değildir. Asıl anlamı, işçilerin ve emekçilerin özgür ve demokratik bir biçimde haklarını ve özgürlüklerini haykırabilmeleri olanağını yaratmaktır. 1933 yılında 1 Mayıs'ı Adolf Hitler de bayram ilan etmişti. Ancak, ertesi gün bütün sendikaların yönetimini partisine bağlayarak kendisi dışında kimsenin ses çıkarmamasını sağlamıştı. Bugün Tayyip Erdoğan da aynı anlayışla, sadece kendi arzusu ve icazeti kadar 'özgürlük' demektedir. Bu tutum anti-demokratiktir, siyasi iktidarın çalışanlara ve örgütlerine yönelik totaliter zihniyetinin dışa vurumudur. Cumhuriyet Halk Partisi olarak öncelikle işçi ve emekçilerle Türkiye'nin her tarafında 1 Mayıs'ı alanlarda el ele, kola kutlayacağımızı belirtiriz. Buradan 1 Mayıs'ın anlamına uygun olarak birlik ve beraberlik içerisinde tek bir alanda kutlanması için bir araya gelmeleri konusunda konfederasyonlara da bir çağrıda bulunuyoruz. Siyasi iktidarın bu baskıcı, yasakçı, totaliter anlayışı son bulması için 1 Mayıs'ın gerçek anlamı olan 'işçi sınıfının birliği' herkese gösterilmelidir."
Kaynak: