GÖKÇEK TÜM YOLLARI KAPADI CHP TANDOĞAN'A SIĞMADI
Seçimi kaybetmesine neredeyse kesin gözüyle bakılan Melih Gökçek’in yolları kapatmasına karşın CHP bugün Ankara’da da büyük kalabalık toplamayı başardı.
GÖKÇEK YOLLARI KAPATTI AMA
Seçimi kaybetmesine neredeyse kesin gözüyle bakılan Melih Gökçek’in yolları kapatmasına karşın CHP bugün Ankara’da da büyük kalabalık toplamayı başardı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi kazanmak için savaş çıkarmaya çalıştığı anlaşılan hükümeti istifaya davet etti.
CHP, 30 Mart Seçimleri öncesinde son mitinglerinden birini bugün 17.00’de Tandoğan Meydanı’nda yaptı. Ancak AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek’in isteği üzerine valilik, Ankaralıların meydana gitmekten caydırmak için sabah 04.00’ten itibaren meydana çıkan bütün yolları kapattırdı. Meydana çıkan, trafik yükünü çeken ana caddelerin kapatılması nedeniyle kente büyük bir trafik sıkışıklığı yaşandı. Gökçek, Bahçelievler, Ulus, Anıtkabir yönünden yaya gelen vatandaşların meydana yürümelerini de engelletti. Vatandaşların meydana sadece Kızılay yönünden, Mustafa Kemal Bulvarı üzerinden girişlerine izin verildi.
TÜM YOLLARI KAPATTIRDI
Bir duyuru yapılmadan üç ana caddenin hem araç hem de yaya trafiğine kapatılması nedeniyle Ulus, Bahçelievler ve Anıtkabir yönünden gelen binlerce vatandaş ya geri dönmek ya da Kızılay’a indikten sonra buradan yürüyerek Tandoğan’a gitmek zorunda kaldı.
Gökçek’in bu engellemeleri nedeniyle sönük geçmesi beklenen mitingte tam tersi oldu. Meydan miting başlamadan önce tamamen doldu. Üstelik yağmura karşın Kızılay’dan akın akın yürüyerek gelen vatandaşları almadı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’nda da büyük bir kalabalık birikti.
Konuşmasına yapılan engellemelere değinerek başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu, şunları söyledi:
“Bizim toplanmamızı engellemek istediler. Sabahın dördünde, Kızılay’dan bu yana yol vermek istemediler. Vatandaşları mağdur etmek istediler. Biz, güzel bir Türkiye istiyoruz. Barış içinde yaşayacağımız bir Türkiye, her evde huzur, mutluluk olsun istiyoruz. Kavgadan bıktık, kavgayı bırakacağız, güzel bir Türkiye için hep beraber çaba harcayacağız. Var mısınız?”
Kalabalık, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'na taştı. (Fotoğraflar:Özgür KARTAL)
Alandan Erdoğan aleyhine atılan sloganlar üzerine Kılıçdaroğlu,“Öyle anlaşılıyor ki yeni bir tazminat davasının hazırlıklarına ‘başçalan’ yeniden başlayacak. ‘Başbakan hırsız diyorlar, hadi Tayyip hırsız deseler anlarım. Başbakan hırsız olur mu?’ diyor. Hakkımda tazminat davası açmış benim korkacağımı sanıyor. Allah aşkına ayakkabı kutusundan, gençlerin attığı twitten korkan adamdan korkulur mu? Hiç korkmayacağız, inandığımız yolda aslanlar gibi yürüyeceğiz” diye konuştu.
EL KAİDECİLERİ TÜRKİYE'YE YERLEŞTİRDİLER
Kalabalık ardından “Başbakan Kemal” sloganları atmaya başladı. Meydanı inleten sloganlar üzerine Kılıçdaroğlu,“İnşallah o da olacak, hele şu yerel seçimi halledelim. Bir adım atalım Mansur Başkan’ı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına oturtalım arkası gelecek” dedi.
“Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları biliyoruz. Bütün gerçekleri biliyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir hükümetin, bir devleti soyduğuna tanık olduk. Emin olun böyle bir şeyi Türkiye Cumhuriyeti hiç yaşamadı” diyerek büyük yolsuzlukları anımsatan Kılıçdaroğlu, hükümetin, provokasyon yaparak seçim öncesinde savaş çıkarmayı düşündüğünü gösteren ses kayıtları konusunda şöyle konuştu:
“Biz onların yaptığı hırsızlıkla uğraşırken, dün farklı bir ses kaydı internete düştü. Suriye politikasını hep eleştirdim, Müslüman’ın Müslüman’ı kırmasına hep karşı çıktım. ‘Neden Müslüman dünyasında kan akıyor’ diye hep hükümeti sorguladım. ‘Oraya silah göndermeyin’dedim. Oraya eğer gönderecekseniz, insani yardımları gönderin. Katar’dan para aldılar, El Kaidecileri Türkiye’de yetiştirdiler, kamplar kurdular, ellerine silah verdiler, ‘git kardeşini öldür’ dediler. Bizim tarihimizde böyle bir şey olmadı."
SAHTE OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜK
Ses kayıtlarından internete düştükten sonra haberi olduğunu ve bir grup gazeteciyle birlikte dinlediklerini açıklayan Kılıçdaroğlu, duyduklarına inanamadığını vurgulayarak, “Sahte olabileceğini düşündük. Tamam, hırsızsa hırsız ama o nihayet kendi malını götürüyor. Ama ülkenin çıkarlarını böylesine heder edebileceklerini asla düşünmedik. Arkadaşlarım da uyardılar, ‘Bu konuda şimdilik konuşmayalım, bakalım ne söyleyecek.’ Arkasından Dışişleri Bakanlığı’nın bir açıklaması çıktı ve kabul ettiler” dedi.
Kılıçdaroğlu’nın konuya ilişkin konuşmasından satır başları şöyle:
“Şimdi ben Türkiye’nin vicdanına sesleniyorum, Ankara’nın vicdanına sesleniyorum; nasıl olur da siz Suriye ile savaşmak için orada bazı unsurları harekete geçirip kendi ülkenize kumpas kurarsınız. Bunu düşünmek istemedim. İki vahim olay var, birincisi devletin en mahrem sırları nasıl olur da dışarıya yansır. Devletin en mahrem sırları Dışişleri Bakanının konutunda nasıl olur da dışarıya, uluslararası arenaya yansır. Devletin en mahrem sırları nasıl olur da korumasız hale gelir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan bir ilktir. Eğer siz devletin mahremini koruyamıyorsanız, zaten Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyamazsınız. Bir an önce o koltuklardan inin.
“Oturmuşlar dört kişi bir araya Suriye’ye nasıl saldıracaklarının hesabını yapıyorlar. Ama yaparken, ‘Biz saldırırsak olmaz, bir meşruiyet yaratmamız lazım’diyorlar. Birisi diyor ki; ‘Hiç meraklanmayın Süleyman Şah Türbesi’ne gerekirse buradan dört adam gönderirim, oradan saldırtırım.’ Yani ‘Bizim askerleri şehit ederim’ diyor.‘Türkiye’yi oraya sokarım’ diyor. Bu tablo bizim kabul edeceğimiz bir tablo değildir.
“Dünyanın gördüğüm en çapsız adamı. Getirttiler, Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturttular. Dışişleri, ülke, dünyanın dengeleri nedir, bunlardan bihaber olan bir adam. ‘Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı savaş ilan ettiler’ diyor. Şimdi kendisinden cevap bekliyorum, bu savaşı hangi devlet ilan etti, çık bir açıkla. Ucuz kahramanlığa yer yok. Bu milletin irfanı, gelenekleri, vatan, millet, bayrak sevgisi var. Onu, bir hırsızı kahraman çıkarmak için kullanmaya ne senin gücün yeter, ne kabiliyetin yeter.
“Daha acı olanı bu olayı bizim millet öğrenmesin diye Youtube’a yasak getirdiler. Biz öğrenemeyeceğiz, bütün dünya biliyor, onlar hemen ulaşıp dinleyebiliyorlar. Sormayacak mıyız bunlara neden korkuyorsun, neden halkın öğrenmesini istemiyorsun? Çünkü kirliliklerini bu yurttaşların bilmesini istemiyorlar.
“Bunların kirliliğini temizleyeceğiz. Söz mü? (Kalabalığın hep bir ağızdan 'söz' diye karışlık vermesinin ardından) Bahar geldi ne güzel yağmur yağdı bugün, Ankara’yı şöyle bir kirliliklerinden temizledi. Hanımlar bahar temizliği yapıyor musunuz? Ayın otuzunda sandığa gideceğiz, el ele, kol kola, omuz omuza, bir demokrasi şöleni içinde gideceğiz ve oylarımızı altı okun böğrüne ‘evet’ diye basacağız. Mansur başkan da ayın 30′undan sonra büyükşehir başkanlığı koltuğuna oturacak.”
Erdoğan’ın, kendilerine “Bunlar devleti yönetemez” dediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Hayatımda duyduğum en saçma soru, devleti kuran parti nasıl devleti yönetemez. Ama bir şeyi teslim edelim. Biz, bunlar gibi gerçekten yönetemeyiz. Çünkü biz hırsızlık nedir bilmeyiz, utanırız, Allah’tan korkarız. Kul hakkı yemek nedir bilmeyiz. Ne diyordu. ‘Ben yürütmenin (!) başıyım’diyordu. Biz senin yürütmenin başı olduğunu çok iyi biliyoruz, hiç endişemiz yok o konuda” dedi.
Kaynak: