FENERBAHCE'den YAYLIM ATEŞ..
FENERBAHÇE avukatları ve Yönetim Kurulu Üyeleri, CAS 'ın UEFA nın MEN kararını onaylamasının ardından PANDORANIN KUTUSU nu açtılar ve ORTALIĞI KARIŞTIRACAK İddialarda bulundular..
FENERBAHÇE'DEN PAZARLIK BELGELERİ
Asbaşkan Şekip Mosturoğlu, daha 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılama başlamadan, Etik Kurulu raporunu yazmadan Mehmet Ali Aydınlar Federasyonu'nun Fenerbahçe'yi suçlu ilan edip, UEFA ile kendileri adına gizli pazarlık yaptığını belgelerle açıkladı
Fenerbahçe Kulübü’nde yapılan CAS davasına ilişkin bilgilendirme toplantısında Asbaşkanlardan Şekip Mosturoğlu ve Tolga Deniz Aytöre önemli açıklamalarda bulunarak tarafı olmadıkları bir pazarlığın içerisinde yer aldıklarını söyledi.
GIYABIMIZDA PAZARLIK YAPILMIŞ
UEFA ve TFF tarafından gizli bir şekilde yapılan ve şimdiye kadar ilk kez gün ışığına çıkan bir anlaşmanın maddeleri konusunda görüşlerini açıklayan Mosturoğlu “Gıyabımızda bir pazarlık yapılmış. Bu, belgelerde açıkça görülüyor. Pazarlık bir taslak anlaşma metnine dökülmüş. Bizden de o dönemde bu anlaşmayı imzalamamız istenmiştir. Ancak bu anlaşmayı kulübümüz imzalamadı. Bu anlaşmada UEFA, Fenerbahçe’ye ‘CAS davasını hiçbir gerekçe belirtmeden sen çek. Tüm dava masraflarını da sen üstlen. Bundan sonra da TFF ve UEFA’yı bu konuda bir daha dava etmeyeceğini beyan et ve 2 yıl UEFA Kupaları’na katılma’ demiş.
TFF ve UEFA tarafından yapılan bu anlaşmaya biz imza atmadık. Daha 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama başlamadan, Etik Kurulu, Disiplin Kurulu raporlarını yazmadan federasyon bizim suçlu olduğumuzu kabul etmiş. Bizim adımıza birileri el sıkışmış hem de en baştan. Her yerde bu karşımıza çıkıyor.
İmza atmadığımız bir evraktan zan altında kalıyoruz. Bu anlaşma metninde ‘UEFA’nın kendi talimat ve düzenlemeleri doğrultusunda TFF tarafından Fenerbahçe’ye ceza verilmesi halinde UEFA’ca başka cezaya gerek kalmayacak’ şeklinde madde olmasına rağmen bir sonraki maddede “UEFA Disiplin Kurulu bağımsızdır ve bu anlaşmanın tarafı değildir, Disiplin Kurulu isterse ek ceza verebilir’ şeklinde ibare var. Taraflar arasında gizlice yapılan bu anlaşmanın ilginç bir şartı da gizlilik ihlali ile ilgili. ‘Anlaşmanın gizliliği katı kurallara tabidir’ denilerek, paylaşılması halinde toplam olarak 100 bin Euro cezai şart ödenmesi koşul olarak sunulmuş” dedi.
TFF, 11 Temmuz’da suçu kabul etmiş
Aytöre ise anlaşmaya ilişkin görüşlerinde “Bu anlaşma taslağı TFF, UEFA ve kulübümüz arasında yapılan üçlü bir anlaşma gibi duruyor. Bir sürü pazarlığa karıştırılmak istenen Fenerbahçe, belgeye imza atmıyor. Bu şartlar altında 25 hukuk bürosu ile anlaşma sağlasan ne yazar. 11 Temmuz’da başlamış bu pazarlık yani daha operasyondan 7 gün sonra. TFF sadece 1 hafta sonra suçu kabul etmiş. Baştan senin federasyonun bunu kabul ederse bunu değiştirecek savunmayı yapabilmek çok zor. Böyle bir kurguya değil Fenerbahçe ve Beşiktaş, Manchester, Chelsea maruz kalsa kendisini kurtaramaz” iddiasında bulundu.
Müfettiş neden görevden alındı!
Hukuktan sorumlu Asbaşkan Deniz Tolga Aytöre, UEFA müfettişinin alelacele görevden alınarak yerine başka bir müfettişin atanmasının da sorgulanması gereken bir nokta olduğuna dikkat çekerek, müfettiş David Casserly’nin “eldeki belgelerle Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ne katılması hakkında herhangi bir sakınca yoktur” şeklinde rapor verdikten sonra görevden alındığını vurguladı.
Erzik: UEFA’ya büyük baskı oldu
Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, UEFA disiplin soruşturması aşamasında Şenes Erzik’i Zürih’te tedavi gördüğü hastanede ziyaret ettiklerini belirterek, yaşananları aktardı. Mosturoğlu, kendisi ve Aytöre’ye Şenes Erzik’in şunları söylediğini iddia etti: “Bu dosya kapanmıştı. Nasıl tekrar disiplin komitesine geldi ben bilmiyorum. UEFA’ya büyük baskı oldu. Ayrıca UEFA’nın kişileri yargılama yetkisi yok. Olsa bile kişileri yargılayamaz. Çünkü Türkiye’deki yargılama süreci devam ediyor.” Mosturoğlu, Erzik’e, İnfantino imzalı, “Fenerbahçe bu sezon Avrupa Kupaları’na gönderilmezse ek bir soruşturma açılmayacak” yazılı mektubu sorduklarında, “Ben, bu mektubu ilk defa gördüm” diyerek şaşkınlık yaşadığını, kendilerinin ise daha çok şaşırdığını kaydederek, “Çünkü mektubun altında yazının Erzik’e de yollandığı notu bulunuyordu” dedi.
Her yerde dayak yiyecek haldeyiz
Aytöre: “Bu operasyon Aziz Yıldırım tandanslı. Türk futbolu denince akla gelen isimlerden birisidir Aziz Yıldırım. Sadece yayın gelirleri denildiğinde bile akla hemen onun ismi gelir. Türk futboluna imzası yadsınamaz. Fenerbahçe’nin bir gücü, Hiç imtina etmediği ve etmeyeceği bir duruşu var. Bu lekelenme yüzyıllarla ölçülmez. Biz her yerde dayak yiyecek hale geldik. Mahkemelerde kira tespit davası açsak kaybedecek boyuta geliyoruz. Bakın işte geçenlerde yaşadık. Bir Asliye Hukuk Hakimi, Fenerbahçe Genel Kurulu iradesinin üzerine çıkıyor. Bu normal midir? Sonra diyorsunuz ki, ‘neden siyasi konjektüre odaklıyorsunuz?’ Biz bunların hiçbirini hukuki konjektöre oturtamıyoruz. Hızlandırılmış dava istedik diye eleştirenler var. Onu biz istemedik, UEFA istedi. ‘İbrahim Akın’ın ifadesi yaktı’ deniyor. İbrahim Akın’ı biz götürmedik. UEFA, ‘İbrahim Akın’ı getirmiyorlar, gizledikleri bir şeyler var’ dedi.
Kimse hayal görmesin
Şekip Mosturoğlu, Yıldırım ile dava arkadaşı olduklarını belirterek “Sonuna kadar başkanın yanında olacağım. Bana ihtiyaç olunan her noktada destek olacağım. Ancak yönetimde olmayı düşünmüyorum” dedi. Fenerbahçe asbaşkanları, kendilerine yöneltilen 2010-2011 sezonu şampiyonluk kupasının ne olacağı hakkındaki soruya şu yanıtı verdiler: Fenerbahçe’nin kupası kendisinindir. Kimse hayal görmesin. Fenerbahçe istemediği sürece o kupa herhangi bir yere gidemez.”
Hunharca yargılamaya izin vermemek için buradayız
Tolga Deniz Aytöre: “Haberlerin çoğu bilgi kirliliğinden kaynaklanıyor. Evet, bizim de iletişim konusunda sıkıntılarımız oldu. Medya ile ilişkilerde kapalıyız. Bunun da bazı sebepleri var. Öncelikli olarak arada bir güven problemi var. Yaşadığımız kötü günlerde üzerimize yapılan aslı olmayan haberleri düşündüğünüzde böyle bir tablo oluşuyor. 3 Temmuz’da nerede duruyorsak şimdi de oradayız. Biz Fenerbahçe’nin bu kadar hunharca yargılanmasına izin vermemek için buradayız. Hep böyle oldu. Hem iç hukukta böyle oldu hem de dış hukukta. Ben, yargılanmaktan zul duymuyorum. Biçimden zul duyuyorum. ‘Fenerbahçe’nin şikesi kabul edildi’ diyenler var. ‘Serdar Kulbilge para almış’ diyorlar. Her yerde karşımıza çıkıyor. ‘Ceza almış mı şikeden’ diyoruz. Hayır, almadı. ‘Sadece sportmenliğe aykırı davranıştan ceza aldı’ diyoruz. CAS’ta bile karşımıza bu çıkıyor. Polis fezlekesinin karşımıza her yerde çıkmasını kabul edemiyorum. Fenerbahçe buralara yakışmıyor. 3 Temmuz’u bir şekilde yeneriz. Haklı ve hukuki argümanlarımız var. Ancak kıramayacağımız bazı şeyler var. Bunlar başlangıçta yapılanlar. Bunu kıramıyoruz. Taraf olmadığımız pazarlıkların içerisinde bulduk kendimizi. (2 nolu belgeden bahsederek). ‘Bu, bir şike davası değil’ dememizin sebebi de budur. Bize göre siyasi bir dava.”
10 yıl sonra da olsa aklanacağız
Şekip Mosturoğlu: “Hillsborough olayında da Liverpool suçlandı. Yıllar süren mücadele verdiler ve sonunda haklı çıktılar. Hatta daha sonra İngiliz hükümeti bile Liverpool’dan özür diledi. Juventus olayında da aynen böyle oldu. Bizim yaptıklarımız da tarihe not olarak düşsün. ‘CAS ile her şey bitti’ diyenler için diyorum ki, her şey bitmedi. Biz veya bizden sonraki nesiller ya da yönetimler asla bu işin peşini bırakmayacak. Camia olarak sonuna kadar gideceğiz. Polis fezlekesinden kaynaklanan bir durumdan ötürü uzun bir yargılama sürecine girdik. Tescillenmiş bir şey yok. CAS davasında da yok. 10 yıl sonra da olsa biz bu işten aklanacağız.