Ergenekon'da yeni tutuklamalara hazır olun!
Türkiye’nin en büyük siyasi hapishanesine dönüşen Silivri’de 8 Nisan’da Ergenekon davasında çok sayıda tutuksuz hakkında tutuklama kararı çıkabileceği bildiriliyor. Tutuklanması gündemde olan isimler arasında Birol Başaran, Emin Gürses, Erol Manisa, Ferit
Haftalık haber ve yorum dergisi Bağımsız'ın bu sayısında, 8 Nisan'da görülecek Ergenekon duruşmasına ilişkin çarpıcı bir haber yer alıyor.
Bağımsız'dan Çağlar Tekin'in haberine göre; 8 Nisan'da görülecek duruşmada bir çok tutuksuz sanık hakkında tutuklama kararının çıkabileceği kaydediliyor.
“TUTUKLAMA ÇIKABİLİR”
8 Nisan’da Silivri Ceza İnfaz Kurumunda yapılacak olan Ergenekon duruşması öncesinde Ergenekon davasının başından bu yana sanıklar ve savunma hakkı adına kavga veren Celal Ülgen, “Savcının daha önce talep ettiği ve mahkemenin reddettiği kişiler hakkında bir tutuklama kararı çıkabilir” diyor.
İşte Ülgen'in o açıklamaları:
“8 Nisanda yapılacak olan Ergenekon Duruşması, bundan sonraki sürecin tahmini olarak ne zaman sonuçlanacağını belirleyecek. Şimdiye kadar sanık avukatlarının konuşmaları iddianameye karşı savunmaydı ve iddianamede oldukça fazla suç çeşidi bulunmaktaydı.
Cebir ve şiddet yolu ile anayasanın ilgası, TBMM’yi işlemez hale getirmek, hükümeti işlemez hale getirmek ve örgüt üyesi/yöneticisi olmak suçlamalarıydı.
Savcının mütalaasında ise suç çeşitlerinin sayısı azalmış oldu. Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebir ve şiddet yolu ile işlemez kılmak ve örgüt üyesi/yöneticisi olmak.
“SAVCILAR ÖNEMLİ AÇMAZA DÜŞTÜLER”
Savcılar önemli bir açmaza düştüler. Özellikle 1. Ergenekon davası ve onu oluşturan soruşturma dalgaları sırasında derin devleti, suikastları, faili meçhulleri, kara parayı ve benzeri suçları sorgulayacaklarını belirtmişlerdi. Ulaştıkları tarih 1997 tarihiydi, kanıt olarak Fehmi Koru’nun 1997 tarihli bir yazısından, Erol Mütercimler’in bir yazısından ve Can Dündar’ın “40 dakika” adlı TV programından söz ediyorlardı. Gelinen noktada hiçbir faili meçhulün bu davada araştırılmadığı, bahsettikleri yönde hiçbir soruşturma yapılmadığı ortaya çıktı. Savcılar bu açmazdan kurtulmak adına Danıştay davasıyla Ergenekon davasını birleştirip, Danıştay saldırısını AKP hükümetini devirmeye yönelik bir eylem gibi göstererek sanki hükümeti devirmeye yönelik bir yapı varmış gibi bir denklem kurmaya ve açmazdan böyle kurtulmaya çalıştılar ama bu da iflas etti.
“SAVCILAR BU SORUNUN CEVABINI VEREMİYOR”
AKP 2001’de kurulan, 2002 yılı sonunda iktidara gelen bir parti, bu durumda 1997’de kurulduğu iddia edilen bu örgüt 2002 sonuna kadar ne yaptı? Bu sorunun cevabını savcılar veremiyorlar. 8 Nisanda sanıkların savunmaları bu merkezden başlayacak. Özellikle 2. Ergenekon davası ile 1.davanın birleştirilmesi ve en sonunda da “irtica ile mücadele eylem planı” ve “internet andıcı” davalarının birleştirilmesiyle savcılar TSK karargahının AKP hükümetini devirmeye yönelik bir örgütlenme içerisinde bulunduğunu söylediler. Bu dava içerisinde savcıların ileri sürdüğü ve gerçek diyebileceğimiz tek delil toplamı internet siteleri. Bu da TSK’nın legal faaliyetleri arasında ve kayıtlara geçmiş durumda olan siteler. Bunlar İlker Başbuğ tarafından iptal edilmişler zaten.
8 Nisan’da mahkemeden bu çerçevede bir savunma hazırlayabilmek için hem süre isteyeceğiz hem de savunma sürelerinin kısıtlanmamasını talep edeceğiz.”
İŞTE TUTUKLANABİLECEK İSİMLER
“Ayrıca” diyor Ülgen: “Öözel yetkili mahkemelerin hiçbirisine güvenmememizden ötürü şunu da özellikle söylemek istiyorum, savcının daha önce talep ettiği ve mahkemenin reddettiği kişiler hakkında bir tutuklama kararı çıkabilir”
Ülgen hakkında tutuklama kararı çıkabilecek isimler şöyle sıralıyor: Bekir Öztürk, Birol Başaran, Cihandar Hasanhanoglu, Emin Gürses, Erol Manisa, Ferit llsever, Halil Kemal Gürüz, Hayrettin Ertekin, Hayrullah Mahmut Özgür, Hüseyin Görüm, Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Muammer Karabulut, Muhittin Erdal Şenel, Mustafa Abbas Yurtkuran, Mustafa Koç, Mustafa Özbek, Neriman Aydin, Rıza Ferit Benay, Serhan Bolluk ve Tekin Irşi.
"BALYOZ DAVASINDA DA OLMUŞTU"
Peki Celal Ülgen bu kanıya vardı. Şöyle yanıtlıyor:“Bu kanıya son duruşma zaptında haklarında daha önce duruşmadan bağışık tutulma kararı verilmiş olanlar da dahil tüm sanıkların çağırılmış olmasından yola çıkarak varabiliyorum. Biz aynı filmi Balyoz davasında da görmüştük.
Üç temel suç isnadından bir suç isnadına inmiş şahısların hakkında tutuklama kararı verilmesi olağan koşullarda beklenmez. Mahkeme kendisini bir an evvel ne pahasına olursa olsun karar vermek zorunda görüyor.”
"İKTİDAR BU FATURANIN ALTINDA KALKAMAZ"
Türkiye'nin önemli bir yol ayrımında olduğunı ifade eden Av. Ülgen “Adına PKK ile 'barış süreci' denilse de aslında bir dayatmadır yaşanılan. Bu dayatma daha keskin, net, somut bir taleple yapılmakta. Hatta “ne yapın edin bu davayı biran evvel bitirin” denilmekte mahkemeye. 'Barış süreci'nin bir basamağında 'devlete karşı suçlar' affedilecek. Bu af yapılmadan önce Ergenekon davasında mahkumiyet çıkmamış olursa siyasi iktidar bu faturanın altından kalkamayacağını düşünüyor. Yargılama esnasında gelen af başkadır, mahkumiyetten sonra gelen af başka” ifadelerini kullanıyor.
SİLİVRİ'YE 8 NİSAN ÇIKARMASI
Türkiye’nin en büyük siyasal hapishanesine dönüşen Silivri’de 8 Nisan Pazartesi günü yeni bir duruşma var. Savcı, geçtiğimiz duruşmada esasa ilişkin mütalaasını vermişti. 275 sanıklı davada 64 sanık için “hükümeti cebir ve şiddet kullanarak görevlerini kısmen yada tam yapmasını engellemeye teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet talep etti. Türk Ceza Kanununda 2002 yılında yapılan değişiklik yapılmamış olsaydı savcı aralarında üç millet vekilinin ve eski Genel Kurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının da bulunduğu 64 sanık için idam talep etmiş olacaktı.
13 ARALIKTA NE OLMUŞTU?
13 Aralık’ta yapılan duruşmaya sayıları yüz bini aşan vatandaş katılmış ve Türkiye, tarihinde ilk defa bir duruşma salonu önünde bu kadar insanın mahkeme heyetini “adil” davranmaya çağırmasına şahit olmuştu. “Yeminler edildi yıkılacak Silivri”, “Ergenekon yalanı Amerikan planı” gibi sloganlarla Silivri Ceza İnfaz Kurumu etrafını çevreleyen yüz bin vatandaş güvenlik kuvvetlerinin sert müdahalelerine rağmen kararlı bir tavırla duruşma neticelene dek ceza infaz kurumu etrafını boşaltmamıştı.
VARDİYA HEPİMİZDE!
8 Nisan tarihinde Silivri’de gerçekleşecek duruşma için 13 Aralıktakini aşan bir kitle katılımı sağlayabilmek için CHP, İşçi Partisi, TGB, ADD gibi örgütler ve sanık yakınları çağrıda bulunuyor ve büyük bir çaba sarf ediyorlar. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, yaptığı yazılı açıklamada, Ergenekon Davası'nda sona yaklaşıldığını belirterek, düzmece davalarla, kurgulanmış soruşturmalarla, gizli tanıklarla ve sahte delillerle 21. yüzyılın Türkiye’sinde Silivri'de bir toplama kampı oluşturulduğunu ileri sürdü.
Tezcan, şu ifadeleri kullandı: ''Silivri'de tutsak bulunan yurtseverlerimizi yalnız bırakmayacağız. Şimdi halkın ayağa kalkma zamanı. Toplama kamplarına karşı özgürlük mücadelesini yükseltme zamanı. Özgürlük meşalesini yakmak için 8 Nisan'da yine Silivri'de olacağız. Tüm yurttaşlarımızı 8 Nisan günü saat 08.30'da duruşma için Silivri'ye davet ediyoruz.''
Silivri Ceza İnfaz Kurumuna yapılacak bir yürüyüşle “halkın adalet talebini” mahkemeye ve siyasi otoriteye göstermeye çaba sarf edeceklerini açıklayan ve bu amaçla 8 Nisan günü Silivri’ye yapılacak yürüyüşün hazırlıklarına devam eden örgütlerin çağrılarına Silivri cezaevi içerisinden de yoğun destek var. CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay avukatları aracılığıyla yayınladığı çağrı metninde, “13 Aralık 2012 Perşembe günü ülkemizin tarihinde ilk kez 100 binden fazla insan, ‘Adalet istiyoruz’ diyerek mahkeme önünde toplandı. 8 Nisan, bir kez daha bayrak gösterip 13 Aralık’ın rastlantı olmadığını kanıtlama zamanıdır. Bu yolda bütün çabaları birleştirmek gerek.
Belki haykırmamız gereken sloganlardan biri şu olur: Vardiya hepimizde!”
KOLLUK KUVVETLERİ BOŞ DURMUYOR!
13 Aralıkta yapılan duruşmada Silivri Cezaevi önündeki barikatların yıkılmasının ardından 18 Şubat tarihinde yapılan duruşmaya 3 ayrı bölgede barikat kurarak hazırlanmış olan jandarma kuvvetleri barikat sayısının arttırmak yetmemiş olacak ki, 8 Nisan duruşmasına daha sıkı bir şekilde hazırlanıyor. Hazırlıklar çerçevesinde Maslak’taki İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nda, Silivri Cezaevi Jandarma Taburu için barikat sistemi ihalesi yapıldı. 25 Mart tarihli ihalenin duyurusunda, “İl Jandarma Komutanlığı’nca toplumsal olaylara müdahale amaçlı barikat sistemi alınacaktır” ifadeleri yer aldı. İhalede işin yapılacağı yer olarak “Silivri Cezaevi Jandarma Tabur Komutanlığı” gösterildi. Pazarlık usulü yapılacağı belirtilen ihale onay tarihi ise 20 Mart 2013 olarak belirtildi. İlansız olan ihalenin davetle ve pazarlık usulüyle yapıldığı açıklandı. İhalenin ne şekilde sonuçlandığı ise merak konusu.