Erdoğan'ın umduğu boşa, çıktı
Ramazan, Türkiye’de muhalif kesimlerce de bir protesto zemini olarak kullanılıyor. Tüm gün tutulan orucun ardından büyük alanlara iftar sofraları kuruluyor. Aslında hükümeti protesto amacı taşıyan bu eylemler kendilerine “Anti-Kapitalist Müslümanlar” diyen grup tarafından organize ediliyor.
Yeryüzü iftarı adı verilen bu etkinlikler, her gün İstanbul’un değişik semtlerinde yapılıyor. Ramazan’ın ilk gününde bir yeryüzü iftarı etkinliği, Gezi Parkı protestolarının düzenlediği Taksim Meydanı’nın hemen yanıbaşında, İstiklal Caddesi’nde yapıldı. İnsanlar TOMA araçlarının gölgesinde gazetelerin üzerine oturarak oruçlarını bozdu.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir vatandaş, bu iftarın hükümete güçlü bir mesaj gönderdiğini söyledi. “İnsanların söyleyeceği şeyler var ve hükümetle sorunlar yaşıyorlar. Hükümetin bu baskısı kabul edilmez bir şey,” diye konuşan vatandaş, farklı kesimlerden gelen, farklı görüşleri paylaşan kişilerin hükümetin baskısına karşı kendilerini ifade etmek için hep birlikte iftar yaptıklarını belirtti.
Yeryüzü iftarlarını Anti-Kapitalist Müslümanlar adlı grup düzenliyor. Grubun lideri İhsan Eliaçık, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni halkı bölmekle suçladı. Eliaçık, Gezi Parkı protestolarının dini değerlere karşı olduğu yolundaki iddiaları yalanladı, dini asıl savunanların kendileri olduğunu söyledi. Eliaçık’a göre, Türkiye’deki tek bölünme, iktidardakilerden yardım arayanlar ve alanlarla, almayanlar arasında yaşanıyor.
Anti-Kapitalist Müslümanlar, ¬AK Parti hükümeti ve üyelerinin gittikçe daha gösterişçi hale geldiğini ve ceplerini doldurduğunu savunuyor, yeryüzü iftarı adı altındaki bu etkinlikleri düzenleyerek hükümet yanlılarının ve bakanlarının beş yıldızlı otellerde katıldıkları iftarları protesto ettiklerini söylüyor.
“Islam Without Extremes – Aşırılığa Kaçmayan İslam” adlı kitabın yazarı Mustafa Akyol, Anti-Kapitalist Müslümanlar’ın iktidardaki İslamcılar ve muhalefetteki laiklere alternatif olduğunu belirtiyor. Hareketi bir parça, Latin Amerika ülkelerinde gelişen ‘Kurtuluş Teolojisi’ adlı dini harekete benzeten Akyol, Anti-Kapitalist Müslümanlar’ın küçük bir grup olduğunu ve az üyeye sahip olduğuna dikkati çekerek büyük bir siyasi yapılaşmaya dönüşmesini beklemiyor. Ancak Akyol, “Tartışmaya renk katıyorlar ve toplumun iki büyük blok değil ama daha çeşitli kesimlerden oluştuğunu gösteriyorlar” diyor.
Devlet istatistik verileri son on yılda yaşanan ekonomik büyümeye rağmen, Türkiye’de zenginlerle yoksullar arasındaki uçurumun önemli oranda arttığına dikkati çekiyor. İstanbul Marmara Üniversitesi’nden siyaset bilimcisi Yüksel Taşkın, Anti-Kapitalist Müslümanlar’ın din ve sosyal adalet kavramını birleştirme yönündeki mesajının, Türkiye’de zemin bulabileceğini düşünüyor. Grup hakkında, “AK Parti’nin İslam’ı temsil ettiği yönündeki iddiaya sert bir şekilde karşılar. Gençler arasında potansiyele sahipler” diye konuşan Taşkın, bazı marjinal fikirlerin üniversitelerde zemin bulabileceğini ve toplum tarafından benimsenebileceğini söylüyor. Ekonominin son on yılda dört kat büyümesine rağmen sade vatandaşların, işçilerin ve esnafın bu büyümeden yararlanamadığını kaydeden Taşkın, bunun da ‘toplumsal İslam’ın cazibesini arttırdığı görüşünde. Türkiye’de çok insanın dindar olduğunun altını çizen Yüksel Taşkın bu insanların dini değerler ve sosyal sorunları aynı potada birleştirdiğini belirtiyor.
Türk ekonomisinin yavaşlama belirtileri gösterdiği ve işsizliğin arttığı bir dönemde hükümet karşıtı gösteriler de devam ediyor. Gözlemciler bunların üzerine Anti-Kapitalist Müslümanlar’ın verdiği mesajın, gelecek yıldan itibaren bir dizi seçime hazırlanacak olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı daha fazla rahatsız edebileceğini düşünüyor.