Erdoğan'a yakın ünlü yazardan AKP'ye dağılma uyarısı
AKP içerisinde uzun süredir var olan çalkantıların giderek daha çok dilendirildiği kendi medyasından Mehmet Barlas'tan da uyarı geldi
AKP ve Erdoğan'a yakın medyada bir süredir varolan AKP'nin dağılma ya da parçalanma telaşı giderek artıyor. Bir çok yazarın çeşitli şekillerde uyardığı Erdoğan sonrası AKP ve 2019 seçimleri sorununa Erdoğan'ın en büyük hayranlarından olan Mehmet Barlas'ta katıldı.
AKP'DE RAHATSIZLIK YAZARLARI MEŞGUL EDİYOR
AKP tabanında bir süredir varolan rahatsızlık ve merkez sağda yeni parti kurma çalışmalarının yarattığı huzursuzluk sonunda kendinden emin görünen, Mehmet Barlas'a da yansıdı. Barlas tıpkı bazı TV kanallarında açık açıK Davutoğlu, Gül ve emekliye ayrılan diyanet işleri başkanı Görmez'e sert eleştirilerde bulunan oğlu gibi, isim vermeden Davutoğlu'nu hedef göstererek, Erdoğan'sız AKP hazırlığı yapanlara köşesinden seslendi.
Özal'ın ardından dağılan ANAP'ı örnek gösteren Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas, 7 Haziran seçimlerinin ardından koalisyon görüşmeleri yapan Ahmet Davutoğlu'nu isim vermeden eleştirdiği yazısında, "Erdoğan sonrası" dönem için hazırlıklar yaptıklarını iddia ettiği AK Partililer uyardı.
DAĞILMA UYARISI VE ÖRNEK
Özal'ın cumhurbaşkanı olmasının ardından ANAP'ın dağıldığını hatırlatan Barlas, Erdoğan'dan sonra AK Parti'nin de aynı tehlike ile karşı karşıya kalacağını savundu.
DERS ALINMALI
Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas'ın 'Özal sonrası ANAP'ın serüveninden ders alınmalı' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
Çok partili özgürlükçü demokrasinin yerleşik dünya görüşü haline tam olarak gelmediği ülkelerde siyasi ve idari kurumlaşma tam oluşmadığı için, gelişmelerin yönü kişilerin başarılarına endekslidir... Böyle bir ülkede her şey yolunda giderken, yönetimdeki bir kadro değişikliği ile tablo tersine dönebilir. Belki de bu nedenle "Şehirlerin parklarında kurulların değil kişilerin
heykelleri vardır" denilir.
ÖZAL OLAYI
Söylediklerimizi yakın tarihte "Özal öncesi" ve "Özal sonrası" Türkiye arasındaki farka bakarakdoğrulayabiliriz. Bir değişim mühendisi olan Turgut Özal, Türkiye'yi hem dünya rekabetine açtı, hem de bir türlü içinden çıkılamayan devletçilik ideolojisini geçmişe gömdü. Özal'ın değişimcipolitikaları ile gerçekten 21'inci yüzyılın Türk asrı olacağına inanmaya başlamıştık. Özal'ın bakanlarını da kararlı reformcular olarak görürdük.
FİYASKO KADROLAR
Ama Özal'ın ayrılması ile her şey tersine döndü. Artık içine girilen 21'inci yüzyıl Türk asrının başlangıcı değildi. 2000'li yıllara girilirken ekonomik ve siyasal krizler sarmalı Türkiye'nin ufkunu karartmaktaydı. O hayranlıkla izlenen Özal kadrolarının, liderleri olmadan fazla bir anlam taşımadıkları da anlaşılmıştı.
ERDOĞAN OLAYI
Bütün bu söylediklerimiz Recep Tayyip Erdoğan için de geçerlidir. Onun Cumhurbaşkanı olması ertesinde oluşan yeni yönetimin, koalisyon arayışlarına bile girdiğini görmedik mi? Öyle birsiyasi tablo vardı ki, sanki AK Parti iktidarının kadroları "Erdoğan sonrası" dönem için hazırlıklar yapmaktaydı. Siyasete Erdoğan takıntılı beyinlerin egemen olma hazırlığında bulundukları izlenimi yaygınlaşmaktaydı. Kısacası 7 Haziran seçimleri ile 1 Kasım seçimleri arasında geçen sürede bunları gördük.
ERDOĞAN'SIZ DA OLMAZ
Daha önce de Gezi kalkışması sırasında Erdoğan Kuzey Afrika gezisinde olduğu için, buradaki kadroların "Sandık teferruattır" söylemini kabullendiklerini görmemiş miydik? Başarının da başarısızlığın da kişilere bağlı olduğu mevcut sistemimizde, özellikle AK Partili kadroların Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın söylemlerini ve uyarılarını dikkatle değerlendirmeleri gerekiyor. "Özal'sız ANAP"ın serüvenine özenmek gibi bir akılsızlığa kapılmak ve güncel dengeleri yanlış yorumlayıp "Erdoğan dönemi geride kalıyor" çizgisinde çeşitlemeler yapmak, büyük
bir hata olurdu. Yani eğer AK Parti "Metal yorgunluğu"nu geride bırakabilecekse, bu ancak Erdoğan'ın liderliğinde mümkün olacaktır.