Erdoğan'a 'Doğru Söyle' Pankartı
Başbakan Erdoğan'ın Karadeniz gezisi devam ediyor.
POLİS 'DOĞRU SÖYLE' PANKARTINI İNDİRDİ
17 Aralık "Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonu" ardından ilk yurt gezisini Karadeniz'e gerçekleştiren Başbakan Erdoğan’ın helikopterle Giresun Limanı'na gelişi öncesi Ak Parti bayrakları ile süslü iki balıkçı teknesine, ‘Doğru söyle arkadaş, dinine imanına, balıkçılar kavuşsun yakında limanına’ ve 'Recep Tayyip Erdoğan halkıyla bir arada, balıkçının başbakanı ekibiyle burada’ yazılı pankartları asıldı. Ancak polis, Mustafa Kaptan ve Oğulları-2 adlı balıkçı teknesine asılan ‘Doğru söyle arkadaş, dinine imanına balıkçılar kavuşsun yakında limanına’ pankartını indirdi. Polisler pankartı araca götürürken tekne sahiplerinin kimlikleri sorgulandı. Başbakan Erdoğan'ı dün ziyaret ettiği Ordu'da çok az bir kalabalık karşılamıştı.
POLİSLER İNDİRDİ
YİNE TEHDİT KONUŞMASI
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, “Şunu dost düşman çok iyi bilsin; eğer istiklalimize el uzatan olursa, eğer bu ülkeye el uzatan olursa, bu ülkeyi karıştırmak için kirli tuzaklar kurulursa biz o elleri kırarız, biz o tuzakları bozarız. Benim bu güzel ülkemde hiç kimse ameliyat yapamaz. Bir takım kirli eller, bir takım kirli çevreler benim bu güzel ülkemde kaos çıkaramaz” dedi.
Başbakan Erdoğan, Karadeniz gezisinin ikinci gününde Ordu’dan eşi Emine ve kızı Sümeyye Erdoğan ile birlikte helikopterle Giresun’a geldi. Helikopterin liman sahasına inişi sırasında kalkan toz bulutu karşılamaya gelenlere zor anlar yaşatırken, Erdoğan buradan toplu açılış töreninin yapıldığı Cumhuriyet Meydanı’na geçti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çevre, Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile Ak Parti milletvekillerinin de katıldığı toplu açılış töreninde Erdoğan, alanı dolduran yaklaşık 7 bin kişiye hitap etti. Erdoğan ses kısıklığına karşı kürsüye konulan bitki çayından sık sık içti.
Meydandaki kalabalığı bu kez daha coşkulu bulduğunu söyleyen Erdoğan, "Rabbim kardeşliğimizi, birliğimizi, muhabbetimizi daim eylesin. Allah bu güzel ülkeye zeval vermesin. Bu aziz millete taşıyamayacağı yükü yüklemesin" dedi, İstiklal Marşı'ndan mısralar okudu. Erdoğan, kula kulluk yapmayacaklarını belirterek şöyle dedi:
"Birileri varsın kula tapmaya devam etsin. Bizim ubudiyet anlayışımızda kula kulluk yoktur. Biz istiklalimizden zerre kadar taviz vermeyiz. Bağımsızlığımızda zerre kadar taviz vermeyiz. Şunu da dost düşman çok iyi bilsin; eğer istiklalimize el uzatan olursa, eğer bu ülkeye el uzatan olursa, bu ülkeyi karıştırmak için kirli tuzaklar kurulursa biz o elleri kırarız, o tuzakları bozarız. Benim bu güzel ülkemde hiç kimse ameliyat yapamaz. Bir takım kirli eller, bir takım kirli çevreler benim bu güzel ülkemde kaos çıkaramaz. Benim bu güzel ülkemin büyümesini durduramaz. Hangi örgütü kullanırlarsa kullansınlar, hangi maşayı, hangi ajanı, haini kullanırlarsa kullansınlar. Bu millet istiklali uğruna o uluslararası örgütlere de, onların maşalarına da gereken cevabı gerektiği gibi vermesini bilir. Herkes haddini bilecek. Sizin karşınızda Türkiye Cumhuriyeti devleti var. Asırlardır kutlu bir yürüyüş yapan bir millet var karşınızda."
Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını anlatan Erdoğan, "Türkiye karanlık odakların, onların maşa örgütlerinin, hainlerin, ajanların provokatörlerin operasyon yapabilecekleri, istedikleri gibi davranabilecekleri ülke değil. Bunlar eskide, 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta kaldı. Bu millet uyandı, güçlendi, hiç kimse bu ülkeye bu millete diz çöktüremez. Tarih boyunca olmadı. Bundan sonra da kimse bu milletin boynuna altın lale takamaz" dedi.
SEN MİSİN "DOĞRU SÖYLE" DİYEN ?
“KARANLIK TUZAK KURULUYOR”
Başbakan Erdoğan, bir haftadır yargıda ve polisteki odaklar eliyle Türkiye’de bir komplo uygulamaya konulduğunu öne sürerek, "Yolsuzluk kisvesi altında son derece hukuksuz, çirkin aynı zamanda da son derece karanlık bir tuzak kuruluyor. Yolsuzluk bu işin sadece kılıfıdır" diye konuştu.
Yolsuzluk konusunda hassas olduklarını, karşılarındakilerin oluşturmak istedikleri algıya itibar edilmemesini isteyen Erdoğan, "Bir takım gazetelerin, bir takım ajanların hukuku çiğneyerek yayınladıkları görüntülere, fotoğraflara, attıkları manşetlere, kullandıkları dile, yaptıkları montajla sosyal medyada yayınladıkları görüntülere asla aldanmayınız. Bu komplonun amacı başka, tuzağın amacı başka" dedi.
Konuşmasında hükümetin icraatlarını anlatan ve ekonomide başarılı oldukları görüşünü savunan Erdoğan, "CHP’nin Genel Müdürü. Senin zamanında ilaç bulamıyorduk. Bunların eline 5 tane koyun ver, kaybedip gelirler. Bunlar kim, ülke yönetmek kim?" diye konuştu. Erdoğan, güven ortamını kimsenin bozmasına izin vermeyeceklerini belirterek şöyle dedi:
"Biz babamızın oğlu olsa, devletin malını çalıyorsa bunun hesabını sorarız. İstikrarı kimsenin bozmasına müsaade etmeyiz. Bunlar huzuru bozmak, terörü geri getirmek istiyorlar. Bir yıldır Giresun’a şehit geliyor mu? Ama bilesiniz ki bundan rahatsız olanlar var. Şehitlerimizin gelmesini bekleyen ve isteyenler var. Çünkü buradan besleniyorlar.
Türkiye’nin ufkunu karartacak, eskiden olduğu gibi milletin kanını emmek isteyenler var.
Geçen hafta kurulan tuzak budur. Türkiye içindeki bir takım örgütler de kirli tuzakta taşeron ve maşa oldu, bu tezgahın değirmenine su taşıdılar."
KILIÇDAROĞLU’NA YÜKLENDİ
Başbakan Erdoğan, emniyette ve yargıda hukuksuzluk olduğunu, bunu da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun savunduğunu söyleyerek şöyle dedi:
"Ana muhalefetin genel müdürü çıkmış, buna çok dikkat edin. Burası önemli. Yargıdaki, emniyetteki hukuksuzlukları savunuyor. Diyor ki, ‘76 milyon sizin arkanızda.’ Ey genel müdür. Tabi tertemiz, pırıl pırıl olan genel müdürlerimi tenzih ederim. Ama bu temizlerden değil. Bunda her numara vardı. Bu Rahşan affıyla işi kurtardı. Şimdi ben soruyorum; ey ana muhalefetin genel müdürü. Adını almayacağım ağzıma dedim ya! Adını alırsam taltif olur. Ama siz bunun kim olduğunu biliyorsunuz. Silivri’deki mahkemeye hakaret eden bu genel müdür değil miydi? Silivri’de kendi arkadaşlarını ziyaret ederek yargı üzerinde baskı oluşturmak isteyen kendisi değil miydi? Hakim ve savcılara hakaretler yağdıran, bundan dolayı hakkında fezleke olan bu genel müdür değil miydi? Bu genel müdürün milletvekili, affınıza sığınıyorum; benim polisime ana avrat söven bu genel müdürün milletvekili değil miydi? Kendi milletvekili, kendi hemşerisi eline taş atıp polise atıyordu. Bu genel müdür o zaman polise değil, o ahlaksız vekiline sahip çıkıyordu. Şimdi çıkmış polis içindeki çeteleri savunuyor."
“DEMEK Kİ ÖN HAZIRLIK VARDI”
İstanbul'da savcılığın yaptığı yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda polisin tavrını eleştiren Erdoğan, "Polis görevlendirilip operasyona gidiyor. Bir polis operasyona da gitse, operasyonda girdiği ofiste veya evde bacak bacak üstüne atmak suretiyle elinde bir tespih, külhanbeyi gibi orada duramaz" dedi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oraya gidip koltuğa oturacak, bacak bacak üsten atacaksın, elinde tespih, külhanbeyi gibi. Nedir o ya? Bu benim polisime, Türk polisine yakışmaz. İster yürütmede, ister yargıda olsun bu yanlışları yapanlar da karşısında hükümeti bulacaktır. Biz buna da iyi nazarla bakmayız. Çünkü burada samimiyet yok. Demek ki ön hazırlık, ön yargı, ön kabul var. Benim bakanlarımı lekelemek için bu adımları atanlara, bu tuzakları kuranlara çok açık söylüyorum, millet bu tuzakları bozacaktır."
MALUM LOBİLERİN NASIRINA BASTIK
Terörle mücadeleye devam ettiklerini de vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Çözüm sürecine çok farklı bir destek bekliyorum. Giresun çözüm sürecinde bizim yanımızda yer almalıdır. Milli birlik ve kardeşlik projemizde yanımızda yer almalıdır. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız" dedi. 30 yıllık dönemde Türkiye'nin çok büyük paralar kaybettiğini anlatan Erdoğan, şöyle dedi:
"Yeniden bu oyunu kurmak istiyorlar. Uluslararası ve ulusal örgütler bu işin içinde. Bu oyunu beraber bozacağız. Dik duracağız, diklenmeyeceğiz, endişeniz olmasın. Bu yola çıkarken kefenimizi giydik ve yola böyle çıktık. Allah’ın bizden alacağı emaneti olan bir can var. Allah’tan başka kimse bu canı alamaz. Biz de bu canı Rabbimin takdir ettiği zaman sahibine teslim ederiz. Ondan ötesi var mı? Yok. El ele, omuz omuza bu yollarda yürüyeceğiz. Meselemiz insanımızı çok daha ileri noktalara taşımak. Çok daha modern hayatı yaşamalarına olanak sağlamak. Çözüm süreci bu noktada büyük önem arz ediyor. Terörden silah tüccarları, faiz lobisi, Türkiye düşmanları kazanıyordu. Kan ve kaos lobisi kazanıyordu. Çözüm süreciyle birlikte bu lobilerin hepsini elimizin tersiyle ettik. Faize giden 642 milyar lirayı milletimizin hizmetine verdiysek, teröre harcanan parayı da milletimize aktaracak ve 2023 hedeflerimize ulaşmak için kullanacağız. Böyle yaparak malum lobilerin ayağına, nasırlarına basmış olduk. Geçtiğimiz hafta kurulan tuzak çözüm sürecine kurulan tuzaktır. Tuzağın amacı çok ama çok açıktır. Huzuru, istikrarı bozalım, faizi yükseltelim, teröre can verelim ve daha çok kazanmaya devam edelim istiyorlar. Bu tuzağı, oyunu beraber bozacağız. Türkiye üzerinde oynanan kirli hesapları alt üst edeceğiz. Yağma yok. Artık hiç kimse milletime böyle bedeller ödetemeyecek. Biz sizin hükümetiniz olarak, bu uluslararası karanlık çevrelere karşı, devletimizin içine sızmış paralel devlet arayışındaki örgüt ve çetelere karşı mücadele vermeye devam edeceğiz.
Hadiselerin başlamasıyla Türkiye’de bir kez daha çok kirli bir ittifak oluştu. Kimin kimle hareket ettiğine dikkat edin. Hangi gazetelerin ortak manşet attığına, hangi televizyonların aynı dili kullandığına hangi sermaye gruplarının birbirleriyle yan yana olduğuna dikkat edin. 27 Mayıs, 12 Eylül’de olduğu gibi ip gibi aynı çizgide buluştular. 28 Şubat’taki gibi tek ses oldular, tek vücut oldular. 12 Eylül halk oylamasında kimin kimlerle aynı hizaya geldiğini gördünüz. Şu anda da aynısını yapıyorlar. Şimdi yanlarına yeni müttefikler aldılar. Provokatörler üzerinden benim vatanımı karıştırmaya çalışıyorlar."
"DİNDAR KİSVESİ ALTINDA ZAVALLI ÖRGÜTLER"
Başbakan Erdoğan, Türkiye üzerinde operasyon yapılmaya çalışıldığını, bunun için uluslararası basın kullanıldığını çirkin kasetlerle komplolar kurulmaya çalışıldığını belirterek şöyle dedi:
"Uluslararası basını kullanarak benim ülkeme operasyon yapmaya çalışıyorlar. Çirkin kasetlerle, çirkin komplolarla, iftirayla, ithamla, karalamayla benim milletimi güya dize getirmeye çalışıyorlar. Dindar kisvesi altında bazı zavallı örgütleri taşeron olarak kullanıp, maşa olarak kullanıp benim güzel ülkemde kaos oluşturmak istiyorlar. Millet bu ittifakı da bozar. Siz bu kirli ittifakları defalarca bozdunuz. Bundan sonra da bozacağınıza inanıyorum. Biz bu yolda milletimizle yürüyoruz. Biz yanımıza kirli uluslararası basını alarak yürümüyoruz, kasetlerle yürümüyoruz. Yolunu şaşırmış provokatörlerle yürümüyoruz. Milletle yürüyoruz. Bize önce Allah yeter, sonra millet yeter."
Başbakan Erdoğan, vatandaşların gelişmeleri çok iyi analiz etmelerini de isteyerek, "Bu haberlere karşı dikkatli olun. Fitnecilere, kışkırtma yapanlara karşı dikkatli olun. Müslüman elinden ve dilinden diğer Müslüman’ın da emin olduğu insandır. 76 milyon kardeş olalım. Ama kardeş olalım diyerek kardeşine kurşun sıkanlardan olmayalım. Kardeş olalım derken, kardeşinin izzetiyle, onuruyla oynayanlardan olmayalım" dedi.
Erdoğan’a konuşmasının sonunda Giresun’daki silah fabrikasında yapılan otomatik tüfek, kemençe ve tablo hediye edildi. Kemençeyi bir süre çalmayı deneyen Başbakan partililerden büyük alkış aldı. Bu sırada Bakan Binalı Yıldırım da Erdoğan’a mikrofon tuttu. Erdoğan, alanı dolduran partililere eşi Emine Erdoğan’la birlikte satranç takımı dağıttıktan sonra helikopterle Görele ilçesine hareket etti.
Kaynak: