ERDOĞAN'A BİLEZİKLERİNİ VEREN O KIZ KONUŞTU
Nihal Karataş konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı sırasında kolundan çıkardığı bilezikleri veren Nihal Karataş, "Cumhurbaşkanlığı yolunda dualarımızın onunla olduğunu kendisine söylemek isterim. Dualarla çıktığı bu yola yine dualarla devam edecektir" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti'nin düzenlediği Cumhurbaşkanı Aday Tanıtım Toplantısı sırasında bahsettiği 27 yaşındaki Nihal Karataş, Başbakan Erdoğan ile yaşadığı diyaloğu hayatı boyunca unutamayacağını söyledi.
Çarşıbaşı ilçesine bağlı Şahinli köyündeki Kuran Kursu'nda çalışan Karataş, "Başbakanımızla Eminönü'nde esnaf ziyareti yaparken karşılaştık. Annem de o dönemde Refah Partisi'nde aktif olarak çalışıyordu. Belediye Başkan adayı olduğu süreçte Recep Tayyip Erdoğan'ı toplantılarda görüyordum. Ben o gün bir anda annemin elinden çıkarak bileziğimi vermek için yanına gittim. Kendi bileziğimi verdiğimi, beni kucağına aldığını ve sevdiğini hatırlıyorum" diye konuştu.
"Dualarımız onunla"
Aradan geçen 20 yılın ardından Başbakan Erdoğan'ın kendisi ve annesinden bahsetmesinden büyük mutluluk duyduklarını belirten Karataş, şöyle devam etti:
"Yaşadığım o süre bir anlıktı ve nasıl olduğunu anlayamadım. Tabi o zaman, 20 yıl sonra böyle bir konu olacağını düşünemezdim. Cumhurbaşkanlığı adaylığını zaten bekliyorduk. Bir de bizden bahsedince gururlandık ve mutlu olduk. Kendisini destekliyoruz. Kendisiyle karşılaşırsam teşekkür edeceğim. Cumhurbaşkanlığı yolunda dualarımızın onunla olduğunu kendisine söylemek isterim. Dualarla çıktığı bu yolda devam etmesini istiyoruz."
Nihal Karataş'ın Çarşıbaşı İlçesi Taşlıtepe köyünde imam olan eşi Mehmet Karataş ise Başbakan Erdoğan'ın eşi ve ailesinden bahsetmesinden ötürü büyük gurur yaşadıklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan'ın konuşması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Aday Tanıtım Toplantısı'nda yaptığı konuşmada o olayla ilgili şunları söylemişti:
"İstanbul'un yoksul mahallelerinden birindeydik, kalabalığın içinden 7-8 yaşlarında bir kız çocuğu, yanıma geldi. Elinde bir şey vardı, elini uzattı, elini tuttum, 'bunları annem gönderdi' dedi. 'Annem, seçildikten sonra sakın bizi unutmasın' dedi. İki tane bileziği elime tutuşturdu. Daha ne olduğunu anlayamadan kendisi de o ince bileğindeki oyuncak bileziğini çıkardı, onu da elime tutuşturdu. Ben daha bir şey söyleyemedim, bayağı uzak kalabalığın içinde kaybolup gitti. O bilezikler İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında hep karşımda oldu. Ben asıl o gözleri unutamadım. Aradan 20 yıl geçti, 7-8 yaşlarındaki o çocuğun gözlerindeki parıltıyı, heyecanı unutamadım.
Pınarhisar Cezaevinde yatarken karşımda hep o çocuğun bakışları vardı ve o elime tutuşturduğu, annesinin gönderdiği iki bilezikle, bileğinden çıkardığı oyuncak bilezik… AK Parti'yi kurarken gözümün önünde o çocuğun gözleri vardı. Ankara'da Başbakanlık görevini yüklenirken karşımda hep o masum gözler vardı, attığım her imzada o gözler, karşımdaydı.
Gece yorgun başımı yastığa koyarken, sabah uyanınca o masum çocuğun gözlerindeki heyecan, o umut, parıltı, o beklenti hep karşımdaydı. Ne o gözleri ne de o gözlerin küçük sahibinin verdiği mesajı bir an olsun aklımdan çıkarmadım. Annesi, 'seçildikten sonra bizi unutmasın' demişti ya… Allahıma hamd olsun, o büyük emaneti, büyük mesajı hiçbir zaman unutmadık, unutmadım."
Kaynak: