ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU'NUN SÖYLEYEMEDİĞİNİ KONSOLOS SÖYLEDİ
Söyledikleri hiçbir şeye inanamazsınız. Hep yalandır.
Türkiye'nin Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, rehin kaldıkları 101 günde yaşadıklarını anlattı.
Yılmaz, " Bunların hiçbir şeyi beli olmaz. Söyledikleri hiçbir şeye inanamazsınız. Hep yalandır. Sizi Türkiye'ye teslim ediyorum der. Döner başka bir yere gider bunu bilemezsiniz" dedi. Pek çok konuda sorulara yanıt veren Başkonsolos Öztürk'ün ilk rehine alma olayı nasıl oldu, direnmeyin emri verildi mi,kendisine terk edin denilmesine rağmen terketmedi mi? bu konulara hiç girilmedi. 103 gün süren rehinlikten bu gün kurtulan Başkonsolos'un, Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Başbakan davutoğlu'nun hiç bir zaman IŞİD'e karşı söyleyemediği ağır cümleleri Işid2e karşı rahatlıkla söylemesi dikkat çekiciydi.
TELEFON İLE PERİYODİK GÖRÜŞME
Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, NTV kanalında yaşadıklarını anlatarak sorulara yanıt verdi. Yılmaz,"Bizim dışarıyı görmemizi nerede olduğumuzu bilmemizi istemiyorlardı. Genelde kapalı mekanlar, pek ışığın olmadığı alanlardı" dedi.
Türkiye ile olan telefon bağlantılarına ilişkin Yılmaz, "Bizim için bir nevi umut ışığıydı. Ülkeme haber vermem gerekiyordu. Sağ olsun bana yardımcı olan bir arkadaşım oldu. Biz onunla hep paslaşarak götürdük. Sürekli çıkışlarda, girişlerde nasıl yaparız, nasıl saklarız bunu. Çünkü sürekli bir taraftan denetim oluyor ve aranıyoruz. Yani en ufak bir bilginin sinyalin çıkmaması isteniyor. Günlük bazen 3-5 defa, bazen günde 1 defa mutlaka görüşme oluyor. Neredeyiz ne yapıyoruz, ne yiyoruz, ne içiyoruz. İrtibat benim kendi telefonum. Ama o telefonu saklama işini ben bir kişi ile yapıyorum. Bazen bölüyor sonra tekrar birleştiriyorduk. Zor bir şey" diye konuştu.
"65 GÜN GALİBA BİZ AYNI YEMEĞİ YEMİŞİZ 14 KİLO VERDİM"
14 kilo verdiğini belirten Yılmaz, "65 gün galiba biz aynı yemeği yemişiz. Öğle akşam aynı yemeği yedik. Sürekli aynı şeydi. Gıda beslenmemiz yetersizdi. Bütün arkadaşlarım kilo verdi. Ben de 14 kilo verdim. Spor yapmamamıza rağmen kilo veriyorduk" dedi.
"MORALİMİZİ BOZMAK İÇİN GÖRÜNTÜLERİ BİZLERE DE İZLETTİLER"
Yılmaz, "Ülke olarak gururu duymamız gereken somut bir örnek. Başka ülkelerin gazetecileri hunharca başları kesildi. Bazen televizyon izleme şansımız oldu bazen de aylarca izleyemedik. Video izletmeyi çok seviyorlardı. Moralimizi bozmak için görüntüleri bizlere de izlettiler. Amaçları morallerimizi bozmaktı" dedi.
"KÖTÜ FİZİKİ MUAMELELERİ OLMADI TEHDİTLERİ HER ZAMAN OLDU"
Yılmaz, "Onların bize kötü fiziki muameleleri olmadı. Ama tehditleri her zaman oldu. fiziki muameleyi bir yöntem olarak yapmıyorlar. Bunlar öldürüyor veya kesiyorlar. Bunların öyle fiziki muamele ile harcayacakları zamanları yok. Karasal bombalamaya alışkındım. Yol kenarına yerleştirilmiş olanlardı. İki defa bulunduğum alan da bombalandık. Çok yakın bir mesafede. Bazen de aracımız ya çok kısa bir mesafede ya da geçtikten sonra bombalandı. Bombaya alışmıştık ama, bu defa uçakla bombalandık birkaç defa. Çok yakın mesafeden. 2 terörist o bombalama esnasında isabet etti onlar öldü" diye konuştu.
"SERBEST KALACAĞIMIZI SINIRA GİDERKEN DE BİLMİYORDUK"
Yılmaz, "Serbest kalacağımızı sınıra giderken de bilmiyorduk. Onların söylediği hiçbir şeye inanamazdık ve inanmadık. Sınıra geldiğimizde sayın Başbakanıma haber vermek istedim ve aradım, Ben daha alo demeden ' Öztürk hoşgeldiniz' dedi. O kadar da Ankara bu sürecin içindeydi. Ben geldiğim zaman haber vermek istedim alo demeden "Öztürk hoşgeldiniz" dedi. O zaman anladım tamam bu bitmiştir. Bütün arkadaşlar o zaman büyük bir coşku yaşandı" ifadelerine yer verdi.
"BUNLAR YÜZ DEFA KURAN'A EL BASARLAR YÜZ DEFA YALAN SÖYLERLER"
Yılmaz, "Bunlar yüz defa Kuran'a el basarlar. Yüz defa yalan söylerler. Bunların hiçbir şeyi beli olmaz. Söyledikleri hiçbir şeye inanamazsınız. Hep yalandır. Sizi Türkiye'ye teslim ediyorum der. Döner başka bir yere gider bunu bilemezsiniz" açıklamasında bulundu.
Kaynak: