Erdoğan Toprak: 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın Akıbetiçöpe Giden Beş Yıllık Planlardan Farklı Olmayacak
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, AKP hükümetinin eylül ayında açıklanacağını duyurduğu Yeni Orta Vadeli Program (OVP), 12. Kalkınma Planı'nı eleştirdi. Toprak, "Bugüne kadar açıklanan OVP’lerin hiç birisinde hedefler tutmadı, üç ay içinde geçersiz hale geldi. 2023 hedeflerini tutturduklarını 2053 hedeflerine odaklandıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemleri, açıklanacak OVP ve Kalkınma Planı’nın da kağıt üzerinde kalacağını işaret ediyor. Açıklanacak OVP ve 12. Beş Yıllık Kalkınma Pla
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, AKP hükümetinin eylül ayında açıklanacağını duyurduğu Yeni Orta Vadeli Program (OVP), 12. Kalkınma Planı'nı eleştirdi. Toprak, "Bugüne kadar açıklanan OVP’lerin hiç birisinde hedefler tutmadı, üç ay içinde geçersiz hale geldi. 2023 hedeflerini tutturduklarını 2053 hedeflerine odaklandıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemleri, açıklanacak OVP ve Kalkınma Planı’nın da kağıt üzerinde kalacağını işaret ediyor. Açıklanacak OVP ve 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın akıbeti 2018’den bu yana çöpe giden OVP’lerden, beş yıllık planlardan farklı olmayacak" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınladı. Toprak, raporda şu saptamalara yer verdi:
ERDOĞAN KENDİSİNİ OYUNLARA GETİRENLERİ AÇIKLASIN: Faizdeki U dönüşüne gerekçe arayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘ekonomide yaşanan sıkıntıların çok önemli bir kısmının gerçekte iktisadi değil siyasi oyunların ürünü olduğunu’ savundu. Seçim sonrası daha önceki tezlerinin tam tersi bir söylemle ortaya çıkan Erdoğan, kendi kendisini tekzip eden açıklamalarına yenilerini ekledi. Geriye dönüp bakınca; milyonları açlığa, yokluğa sürükleyip, bir avuç kişiyi ihya eden siyasi-ekonomik eylemlerin, dünyayı kıskandıran ama ülkeyi batıran ekonomi modellerinin, gece yarısı yayınlanan kararların altında hep Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası var. İktisadi sonuçları olan siyasi oyunların tümünün yazanı ve uygulayanı bizzat kendi değilse, o zaman kendisini bu oyunlara getirenleri açıklasın.
CUMHURBAŞKANI 21 YILDIR YAŞANAN OLUMSUZLUKLARDA HİÇBİR SORUMLULUK ÜSTLENMEDİ: 3 Haziran’da göreve başlayan yeni kabinenin bakanları, iktidarı başka bir partiden devralmış gibi geçmişteki icraatların yanlışlığını ve yetersizliğini dile getiriyor. Kaçak göçmen operasyonları için İstanbul’un ‘pilot bölge’ ilan edildiğini duyuran İçişleri Bakanı’nın yıllarca İstanbul Valisi olarak görev yaptığı anımsandığında, hem kendisinin hem de görevi devraldığı eski bakanın ağır görev ihmali açığa çıkıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 21 yıldır yaşanan olumsuzluklarda hiçbir sorumluluk üstlenmemesi, sürekli dış güçler, muhalefet vb. suçlular bulması gibi, bakanları da aynı yolda. Önceki bakanların ihmal ve sorumsuzluklarını ortaya döküp, daha önce başka bir iktidar iş başındaymışçasına, kendilerinin de yıllardır bu iktidarın bir parçası, yetkilisi olduklarını unutturma çabasındalar.
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIŞIYLA BANKALARIN FONLAMA MALİYETLERİ YÜKSELİNCE BU MALİYET KREDİ KARTI VE KREDİ FAİZLERİNE YANSITILDI: Merkez Bankası (MB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) ağustos toplantısında 7,5 puan birden artırılan Politika Faizi, yüzde 25’e yükseltildi. Seçimde ‘biz iktidarda olduğumuz sürece faiz artmayacak’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tekzip eden MB, seçim sonrası 3 ayda toplam 1650 baz puan (16,5) faiz artırdı. Merkez Bankası faiz artışıyla bankaların fonlama maliyetleri yükselince bu maliyet kredi kartı ve kredi faizlerine yansıtıldı. Bu tabloda kredi talebi ve kart harcamalarının düşmesi, tüketim talebinin gerilemesi, yatırımların yavaşlaması, hatta durması söz konusu olacak. Bu da beraberinde ekonomik durgunluk, küçülme ve işsizliği getirecek. İktidar yerel seçime kadar test edeceği bu süreçte, seçim öncesi para musluklarını yeniden açıp seçimi kazanma hedefine yönelecek.
VATANDAŞİKTİDARIN YARATTIĞI EKONOMİK ENKAZIN ALTINDA, BİR EV-ARABA SAHİBİ OLMA HAYALİNİ BİLE TERK ETMİŞ: Tüketici Güven Endeksi (TÜGE) ağustos verileri mevcut ve gelecek 12 aya ilişkin tüm beklentilerin kötüleştiğini, işsizlik, gelir yetersizliği ve hayati harcamaları yapabilme endişesinin olağanüstü arttığını ortaya koydu. Her seçim öncesi yükselen TÜGE’nin seçim sonrası sert düşüşler göstermesi, anket sonuçlarının seçim dönemlerinde siyasi vaatlerle manipüle edildiğini düşündürüyor. TÜGE anket sonuçları, toplumun bugüne ve gelecek 12 aya ilişkin umut ve beklentisinin kalmadığını sergiliyor. İktidarın yarattığı ekonomik enkazın altında, yaşanan ekonomik yangınla bir ev-araba sahibi olma hayalini bile terk etmiş. Toplum, gelirinin hızla erimesi karşısında en insani ve hayati ihtiyaçlarını karşılayamama kaygısı yaşarken, iktidarın ekonomi kurmayları halka kulaklarını tıkayıp küresel sermayenin isteklerini yerine getiriyor.
AÇIKLANACAK YENİ ORTA VADELİ PROGRAM 12. BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI’NIN AKIBETİÇÖPE GİDEN OVP’LERDEN FARKLI OLMAYACAK: Yeni Orta Vadeli Program (OVP), eylül ayında açıklanacak ve 12. Kalkınma Planı da OVP’den sonra yayınlanacak. Bugüne kadar açıklanan OVP’lerin hiç birisinde hedefler tutmadı, üç ay içinde geçersiz hale geldi. 2023 hedeflerini tutturduklarını 2053 hedeflerine odaklandıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemleri, açıklanacak OVP ve Kalkınma Planı’nın da kâğıt üzerinde kalacağını işaret ediyor. 2023’ün gerçeği; 1 trilyon 47 milyar doları ve kişi başı 10 bin doları zar zor bulan milli gelir, G20’den de düşerek 21’inciliğe inen, çift haneli enflasyonla, açlık sınırının altında gelire mahkum edilen on milyonlarca asgari ücretli, emekli, memurla, patlama yapan kapanan şirket sayısıyla, demokrasisi, adaleti, üniversiteleri, tarımıçökmüş, yetişmiş beyinleri göç eden bir Türkiye. Açıklanacak OVP ve 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın akıbeti 2018’den bu yana çöpe giden OVP’lerden, beş yıllık planlardan farklı olmayacak.
İKTİDAR, 21 YILDIR ÜRETİCİYİÜRETİMDEN UZAKLAŞTIRAN POLİTİKALARDAN İVEDİLİKLE VAZGEÇMELİ: Toprak Mahsulleri Ofisi, geçen yıl kilosu 5,70 TL olan mısır taban fiyatını 30 kuruş artışla 6 liraya çıkarttı. ABD’li uluslararası mısır tekellerinin dikte ettiği fiyatı, üreticiye dayattı. Resmi enflasyonun yüzde 50’ye ulaştığı, sadece mazotun 3 ayda yüzde 105 zamlandığı, tüm tarımsal girdilerde enflasyonun üç haneli arttığı bir ekonomik ortamda mısır taban fiyatındaki artış sadece yüzde 5,2 oldu. İktidar, 21 yıldır üreticiyi üretimden uzaklaştıran, küresel gıda ve tarım tekellerine hizmet eden politikalardan ivedilikle vazgeçmeli, Türkiye’yi kendine yeterli hale getirecek ulusal tarım ve hayvancılık politikalarına dönmelidir. TMO’nun görevi, küresel gıda ve tarım tekellerinin dikte ettiği politikaları, fiyatlarıüreticiye dayatmak, ürününü ucuza kapatmak, bu kuruluşlara ucuza satmak değildir.
MISIR VE ETİYOPYA’NIN BRICS ÜYESİ OLMASI ABD DOLARININ KÜRESEL ETKİNLİĞİNE YENİ SINIRLAMALAR GETİREBİLECEK:Çin ve Rusya’nın öncülüğünde kurulan, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika’nın katılımıyla beşülkeli bir yapıya dönüşen BRICS’in geçen hafta yapılan zirve toplantısında 6 ülkenin daha katılım isteği kabul edilerek genişleme yönünde stratejik ve kritik önemde bir karar alındı. BRICS bünyesinde kurulan Yeni Kalkınma Bankası (New Bank of Development-NBD), 2024 başından itibaren projelere ve yatırımlara sağlayacağı kredilerin yüzde 30’unu ulusal paralar cinsinden verecek. Son dönemde Çin ve Rusya ile ilişkilerini geliştiren, sadece petrol gelirine ve ABD dolarına bağımlılıktan çıkış için alternatif yatırımlara, yüksek teknolojiye yönelen Suudi Arabistan ve BAE’nin katılımı, ABD ambargosu altındaki İran’ın üyeliğe girişi, Afrika’nın önde gelen ekonomilerinden Mısır ve Etiyopya’nın BRICS üyesi olması ABD dolarının küresel etkinliğine yeni sınırlamalar getirebilecek.
TÜRKİYE, CEYHAN’DAN KUZEY IRAK PETROLÜNÜN İHRACINI DURDURMAK ZORUNDA KALDI: Irak Petrol Bakanının Ankara’ya, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Bağdat ve Erbil’e yaptığı ziyaretlerde Türkiye-Irak arasındaki sorunların çözümü konusunda umulan ilerleme sağlanamadı. Irak petrolünün ihracında Irak anayasasının çiğnendiği gerekçesiyle 1,5 milyar dolar tazminata mahkum edilen Türkiye, Ceyhan’dan Kuzey Irak petrolünün ihracını durdurmak zorunda kaldı. Rusya’ya gideceği açıklanan Dışişleri Bakanı Fidan’ın Moskova’dan PKK ve PYD’nin terör örgütü olarak tanınmasını isteyip istemeyeceği belirsiz. Kaldı ki Rusya PKK ve PYD’yi terör örgütü saymıyor. Moskova’da resmi diplomatik ofislerinin bulunmasına izin veriyor. Dolayısıyla Bağdat yönetiminden de yıllardır Kuzey Irak topraklarında barınan, faaliyetini sürdüren PKK’yı terör örgütü sayma yönündeki talebe olumlu yanıt alınması güç görünüyor.”
Kaynak: ANKA Haber Ajansı