ERDOĞAN " PARALEL YAPIYI BU AY SONU İNŞALLAH..."

ERDOĞAN " PARALEL YAPIYI BU AY SONU İNŞALLAH..."

“Artık paralel yapı ve bunun uzantıları bundan sonra inşallah çok farklı bir yere oturtulacak. Bu da inşallah bu ay sonundaki MGK’nın sonunda yer almak suretiyle gelecekte onlarla ilgili çok farklı bir adımı atacağız. Bu operasyon lokal değil geneldir. Bu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Rize Valiliği önünde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Törende konuşan Erdoğan, "Türkiye IŞİD'e yardım ediyor diyen alçaktır, vatan hainidir" dedi. Makama kapanıp kalmayacağını da sözlerine kleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine neredeyse herkesi tehdit etti. Tehditlerden en çok payı yine muhalefet partileri ve "parelel yapı" fenomeni aldı.

7 BAKAN VE MGK SEKRETERİ İLE MİTİNG

Törene, Erdoğan’ın yanısıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Çevre, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, milletvekilleri, MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, belediye başkanları ve vatandaşlar katıldı.

ÇANKAYA’YA KAPANIP KALMAK YOK

Rizeli olmaktan gurur duyduğunu belirterek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos seçimlerinde yüzde 81 oy oranıyla Türkiye birincisi olan hemşehrilerine teşekkür etti. Erdoğan şunları söyledi: "İnşallah 12 yıl boyunca Başbakanlık görevim esnasında sizleri mahcup etmediğimiz gibi cumhurbaşkanı olarak da sizleri mahcup etmeyeceğiz. Yüreğimde, damarlarımda, nefesimde Rize’nin mertliğini, yiğitliğini, hoşgörüsünü, millet, bayrak, vatan ve devlet sevgisini ebediyen iftiharla taşıyacağım. Halkın doğrudan oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı elbette farklı bir cumhurbaşkanı olmak zorunda. Milletin oylarıyla işbaşına gelen bir Cumhurbaşkanı milletin her meselesini kendisine dert edinmek, ilgilenmek mecburiyetinde. Anayasa ve yasalar çerçevesinde siyasi partiler arasındaki tarafsızlığımızı koruyarak hükümetimizle uyum ve koordinasyon içinde koşan, koşturan, terleyen bir cumhurbaşkanı olarak görevimi ifa ediyorum ve edeceğim. Fakat birilerinin dediği gibi, ‘cumhurbaşkanı bir siyasi partinin sözcüsü gibi konuşuyor’ şeklindeki yakıştırmalar kusura bakmasınlar, bizim prim vereceğimiz yakıştırmalar değildir. Biz hükümetimizle, bir cumhurbaşkanı olarak iktidarımla, el ele, omuz omuza Türkiye’yi nasıl daha ilerileri taşırız, bunun gayreti içinde olacağız. Hükümetimizle hemfikir olduğumuz her konuda sonuna kadar bir cumhurbaşkanı olarak bunların arkasında duracağım, durmaya devam edeceğim. Çünkü hükümet devleti çalıştıran mekanizmadır. Bu siyasi mekanizmadan halkın seçtiği bir cumhurbaşkanının ayrı kalması düşünülebilir mi? Farklı Cumhurbaşkanı olmak budur. Yola çıkarken, ‘Biz farklı bir cumhurbaşkanı olacağız’ demiştik. Onun adımlarını atıyoruz. Bize durmak yok. Çankaya Köşkü’ne kapanıp kalmak yok. Milletin teveccühüne layık olmak için, başlattığımız eserleri tamamlamak için, çok daha farklı güçlü projeleri başlatmak için milletimizin arasında olmaya, ter akıtmaya devam edeceğiz."

ENDİŞENİZ OLMASIN

Son günlerde yaşanan olaylara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Son günlerde Doğu ve Güneydoğu’daki şehirlerimizde, Ankara, İzmir, İstanbul’da yaşanan hadiseleri sizler de yakından takip ediyorsunuz. Üzüldüğünüzü biliyorum. Bu şımarıklık, nankörlük karşısında sabırla ve metanetle durduğunuzu da biliyorum. Biz milletçe bu sağlam duruşumuzu, bu sabırlı duruşumuzu asla bozmayacağız. Bu sokağa dökülenler, bu teröristler, bu vandallar, yağmacılar, aslında milletin öfkelenmesini, taşmasını, karşılarına çıkmasını istiyorlar. Bunların asıl amacı bu. Kurdukları tuzağın asıl hedefi bu. Hatırlayın, 17 – 25 Aralık’ı. Gezi olaylarında bunlar Rize’ye de girmek istemediler mi? Ama Rize ne yaptı? Gereğini yaptı ve geldikleri gibi gittiler. Kim ki öfkesine hakim olamazsa, kim ki bunların karşısına öfkeyle, nefretle çıkarsa, inanın bunların tuzağına düşmüş olur, bunların oyununa gelmiş olur. Fakat endişeniz olmasın. Askerimiz, polisimiz, istihbarat birimlerimiz son derece başarılı şekilde gerekli mücadeleyi veriyorlar. Bingöl’de iki polisimizi şehit eden alçaklar saatler geçmeden başarılı bir operasyonla ölü olarak ele geçirildi. Bayrağımızı ateşe veren hainler yakalandı. Şehirlerimizde başarılı operasyonlar yapılıyor. Zanlılar tek tek toplanıyor. Daha da fazlası yapılacak.

SİYASETÇİ KILIĞINDAKİ KORKAKLARDAN TAHRİKLERİN HESABI SORULACAK

Sokaktaki bu teröristlerden olduğu kadar onları sokağa itekleyen, arkalarına saklanan siyasetçi kılığındaki korkaklardan da bu tahriklerin hesabı sorulacaktır. Bunu bilmenizi istiyorum. Bir taraftan ‘sokağa dökülün’ diyeceksin, öbür taraftan, ‘Biz özgürlük ve demokratik haklarınızı kullanın, şiddete başvurun demedik’ diyeceksin. Bu nasıl bir siyasi sorumluluktur? Böyle bir şey olabilir mi? Siz neden rahatsız oldunuz? Mutluluk, huzur, refah mı sizi rahatsız etti?"

"FABRİKAYI YAPIP YANIŞINI MI SEYRETSİN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan terör endişesi yüzünden insanların Doğu ve Güneydoğu’ya yatırım yapmadığını da vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Düne kadar Güneydoğu Anadolu’nun yaşam koşulları ortadaydı. 12 yıldır bu ülkede kentler arasında ayrım yapmaksızın muasır medeniyet seviyesi üzerine çıkarma mücadelemiz ortada dururken, buradan sesleniyorum; ey Doğulu, Güneydoğulu Kürt kardeşlerim. Bugün bölgeye yatırımcı gelmiyorsa sizin adınıza konuşanlar yüzünden gelmiyor. Ne olacak? Adam gelip Güneydoğu’da, Doğu’da yatırım yapıp da fabrikasının yanmasını mı bekleyecek? Devletin bankalarını yakıp yıkacaksın, bankamatikleri yakıp yıkacaksın, sonra da utanmadan, sıkılmadan, ‘Burada banka yok mu?’ diyeceksin. Okulları, hastaneleri, huzurevlerini yakıyorsunuz. Çocukların kaldığı pansiyonları yakıyorsunuz. Siz nasıl bir siyasetçisiniz? Nasıl bir insansınız? Neymiş? Kobani. Kobani’yle Van’ın, Erciş’in, Muş’un, Hakkari’nin ne alakası var? İstanbul’un, Ankara’nın, Diyarbakır’ın Kobani ile ne alakası var? Dert başka. Patnos’ta belediye binasını yaktılar. Belediye binası senin neyini rahatsız etti? Bindiğiniz otobüsleri yakıyorsunuz. Kürt vatandaşımın araçlarını yakıyorsunuz. Ey benim Kürt kardeşlerim, bu adamlara hala dersini vermeyecek misin?"

GEREKEN NEYSE YAPILACAK

Erdoğan, devletin gerekeni yapacağını da vurgulayarak şunları söyledi: "Devlet olarak bu vatan topraklarını asla bu teröristlere yar etmeyiz. Bunu bilmenizi istiyorum. Gereken neyse onu yaparız. Asla bundan taviz vermeyiz. Bedeli ne olursa olsun yaparız. Bu sokağa çıkanlar da, piyonları sokağa itenler de bir şeyin farkında değiller. Türkiye Cumhuriyeti bundan 15 yıl – 20 yıl önceki şartlarda değil. TSK bugüne kadar olmadığı derece donanımlı, müteyakkız ve her duruma hazırlıklı. Emniyet teşkilatımız son derece dikkatli ve tecrübeli, olaylara karşı son derece hazırlıklı. İstihbarat birimlerimiz hiç olmadığı kadar aktif ve başarılı. Sarsılmadan, taviz vermeden, demokrasiyi insan hak ve özgürlüklerini, hukuku en güçlü şekilde savunuyoruz, savunacağız. Hem güvenlik noktasında çok iyi durumdayız, hem de güvenlik – özgürlük dengesini çok iyi şekilde muhafaza ediyoruz. Sokaktaki piyonlar ve ipini tutan efendileri, Türkiye’nin 90’lara dönmesi için yakıp yıkıyorlar. Türkiye 90’lara dönmeyecek. Güvenliği muhafaza edeceğiz. İnadına özgürlük, demokrasi, inadına barış ve kardeşlik diyeceğiz. Son günlerde sahnelenen eylemlerin Suriye’nin Kobani’de yaşanan olaylarla uzaktan yakından ilgisi yok. Kobani’de terör saldırısı var diyerek Türkiye içinde terör estirenler bu nankörlüğü kimseye yutturmazlar."

ARKASINDA KİMLERİN OLDUĞUNA DİKKAT EDİN

Erdoğan, vatandaşlardan son günlerde yaşanan olayların arkasında kimlerin olduğunu iyi tahlil etmelerini de isteyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu olayların arkasında sadece PKK yok. Sadece bölücü terör örgütü, PKK’nın gölgesinde siyaset yapan parti yok. Hepsi var. Bu olayların arkasında Türkiye’de her türlü kaosun içinde yer alan çevreler var. Suriye’nin eli kanlı zalim Esed rejimi de var. Bunlara yol arkadaşlığı yapıyorlar. Bu olayların arkasında Esed rejimiyle el ele kol kola olan, Türkiye’deki malum siyasi parti de var. Günlerdir terör örgütüyle aynı çizgide yayın yapan, methiyeler düzen sorumsuz bazı medya kuruluşları, bazı kalemler de bunun içinde. Aynı şekilde malum uluslararası medya kuruluşları var. Türkiye aleyhine her türlü ihanet fırsatını değerlendirmeye çalışan o Pensilvanya’ da var. Hepsi aynı anda ve aynı dille saldırıya geçti."

ALÇAKTIR, VATAN HAİNİDİR

Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği iddialarına da sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: "Gerek ben Başbakanken, gerekse şu andaki Başbakan ve hükümetimiz bugüne kadar hiçbir terör örgütüne en ufak destek asla vermemiştir. Bu iftirayı yapanlar çok açık ve sert konuşuyorum; alçaktır, vatan hainidir. Kim bu ifadeleri kullanıyorsa, hukukta bir kaide var, iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Kim hangi iddiayı ortaya atıyorsa bu iddiasını ispatla mükelleftir. İspat edemiyorsa alçaktır, haindir. Bu sıradan bir olay değil. Türk devletine batının bazı ülkelerinin yakıştırmasıyla konuşmak ihanettir. Bunu ispat etmeleri gerekir. Bunları Gezi olaylarında da yapmışlardı, 17 – 25 Aralık darbe girişiminde de yapmışlardı. Türkiye aleyhine nerede bir hareket ve eylem varsa bu çevreler kenetlenmiş, bu şekilde bize saldırıya geçmişlerdi. Ama millet buna prim vermedi. Millet bunları derdest etti. Böyle bir hassas süreçte siyasi partilere düşen görev sorumlu davranmaktır, sağduyulu davranmaktır. Halkı da sağduyuya çağırmaktır. Terörle arasına mesafe koyamayan aciz bazı siyasiler, maalesef sokaklara çıkma çağrısı yaparak, can kayıplarının, yağmacılığın ve vandallığın mimarı olmuşlardır. Her türlü kaos ortamından rant devşirmeye çalışan siyasiler son derece sorumsuz açıklamalarla olayları tahrik etmişlerdir."

SİYASET AHLAKLA, DÜRÜSTLÜKLE YAPILIR

Suriye yönetimine de eleştirilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu IŞİD belasını Orta Doğu’ya musallat eden Beşar Esed. Suriye’de alan açan Esed. Silah ve destek veren, onlarla hareket eden Beşar Esed. Gittiler bu eli kanlı zalimi Şam’da ziyaret ettiler. Bunlar kim? 250 bin insanı katleden böyle bir katille resim çektirenlerin kim olduğunu sizler biliyorsunuz. Şimdi utanmadan, sıkılmadan, ‘Türkiye IŞİD’e destek veriyor’ diye uluslararası propaganda değirmenine su taşıyorlar. Hem IŞİD’ in hamisi Esed’e kol kanat gereceksin, hem de kendi ülkeni suçlayacaksın. Tavşana kaç tazıya tut diyeceksin. Siyaset ahlakla,dürüstlükle, ilkelerle yapılır. Eğer şu anda ana muhalefet partisinin başındaki zat kalkıp da, bu konuda kendi yardımcısı Twitter’dan terör örgütüne destek verirse, sokak çatışmalarına çağrı yaparsa, bunu kalkıp da kendi başkanı tarafından gerekli uyarıya tabi tutulmazsa millet bu hesabı sorar. Türk bayrağı, Atatürk büstleri yıkılıyor. Bakıyorsunuz malum partiyle beraber iş tutuyorlar. Bunlar Gezi’nin arkasında durdular başarılı olamadılar. 17 – 25 Aralık ahlaksız darbe girişiminin arkasında durdular başarılı olamadılar. Paralel yapıya sahip çıktılar başarılı olamadılar. Şiddet eylemlerinin, yağmacılığın vandallıağın, terör örgütlerinin arkasında duruyorlar. Yine başarılı olamayacaklar"dedi.

GERİDE DESTEK VERENLERİN AHLAKSIZLIĞI KALIR OLAYLARA TESTEK VERENLERİN AHLAKSIZLIĞI UNUTULMAZ

Siyasi partilere de çağrı yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bütün siyasi partilerimize sağduyu çağrısı, ilkeli, ahlaklı olma ve meşruiyet sınırları içinde kalma çağrısı yapıyorum. Bu olayları Türkiye aşıyor, aşacaktır. Geride bu olaylara destek verenlerin ahlaksızlığı kalır ve bu da unutulmaz. Çözüm süreci bitiyor diye dün ortak ağızlı uluslararası medya kuruluşları yayın yaptılar. İçeride de bazı kalemler avuçlarını ovuşturuyor. Çözüm sürecini terör örgütlerine, onların kanlı tuzaklarına kurban etmeyiz. Çözüm süreci kardeşlik sürecidir ve inşallah Türkiye 77 milyonun kardeşliğini en güçlü şekilde tesis edecektir. Bu son olaylardan en fazla benim Kürt kardeşlerim rahatsız oldular. Doğu ve Güneydoğu’da güvenlik tesis edilmiş, evlere sofralara huzur gelmişti. Ama bazı şımarıklar çıktılar. Doğu ve güneydoğuda ölen 33 kişinin tamamına yakını Kürt. Aynı düşüncede olmayabilirsiniz ama öldürdünüz. Öldüren ve ölen Kürt. Bunun izahı olabilir mi? Bunun mantığı olabilir mi? Aynen Suriye’de, Irak’ta Allah’u Ekber diyerek öldürenle, Allahu Ekber diyerek ölenlerin durumuna benziyor. Bunların hiçbir yanı savunulamaz. Terör terördür. Bunun iyisi olmaz. Hepsi kötüdür."

ANNE BABALARA ÇAĞRI YAPTI

Tüm Türkiye’deki anne – babalara da seslenen Erdoğan şunları söyledi: "Kürt kardeşlerime, anne babalara diyorum; huzuru bozan kanlı ellerde oyuncak olan çocuklarınıza lütfen sahip çıkın. Bir Kürt ailenin çocuğu elinde molotofla sokaklarda her yeri yakıyorsa, kusura bakmayın anne balalar da bundan sorumludur. Onlar da evlatlarına sahip çıkacaklar. Ey anne – babalar! Bu çocukları, gençleri lütfen sokaklardan toplayın. Yarın siz de ‘benim oğlum dağda’ diyemezsiniz. Bununla da karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu terör örgütü, de bu siyasi parti de sizin çocuklarınızın kanı ve canı üzerinden hesaplar yapıyor. Sizin gencecik evlatlarınızı, çocuklarınızı kullanarak uluslar arası karanlık çetelere maşalık yapıyorlar. Çocuklarınızı kullandırtmayın. Hem kendiniz acı yaşamayın, hem ülkenin acı yaşamasına müsaade etmeyin.Tüm anne babalara sesleniyorum; çocuklarınızın bu hainlerin tuzağına düşmesine izin vermeyin. Devletimiz hem bu olaylarla baş edecek hem de bunun hesabını soracak güce sahiptir. Hiçbir gencimiz oyuna gelmesin. Tahriklere kapılmasın. Bu uluslararası komplo, operasyon da Allah’ın izniyle geldiği gibi gidecek. Türkiye’ye Mısır’da ve Ukrayna’da yaşananları asla yaşatamayacaklar. Kutlu yürüyüşümüzü durduramayacaklar. Onlar saldıracak ama biz güçlenmeye, ekonomimizle, demokrasimizle devam edeceğiz. Onlar saldıracak, bizim demokrasimiz daha ileri standartlara kavuşacak, kardeşliğimiz şu içinde bulunduğumuz tabloda çok daha güçlenerek gelişecek. Başınız öne eğilmesin. Karamsarlığa kötümserliğe asla prim yok. Umutsuzluğa asla mahal yok. Türkiye’nin emin ellerde ve emin adamlarla geleceğe ilerlediğini unutmayın. Kötü kötülüğünü yapacak ama biz iyilik için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz."

PARALEL YAPI KONUSUNDA ADIMLAR ATILACAK

Konuşmasının son bölümünde paralel yapıya değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık paralel yapı ve bunun uzantıları bundan sonra inşallah çok farklı bir yere oturtulacak. Bu da inşallah bu ay sonundaki MGK’nın sonunda yer almak suretiyle gelecekte onlarla ilgili çok farklı bir adımı atacağız. Bu operasyon lokal değil geneldir. Bunun adımını atacağız. Türkiye’de devlete alternatif bir adım atılamaz. Buna müsaade etmeyeceğiz. Eksiklerimiz hatalarımız olmuş olabilir. Ama bunu Allah bizlere erken gösterdi, şimdi de bunu kararlı şekilde çözeceğiz."
Konuşmasının sonunda törene katılanlarla birlikte açılışı yapılan eserlerin kurdelesini kesen Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan yanlarına gelen küçük bir kızla da uzun süre sohbet etti.

Kaynak:Haber Kaynağı