Erdoğan ;‘Abi Ben 28 Şubat’tan çok net ders aldım'
Cüneyt Ülsever Siz’inle ilgili olarak, gerçeğe uygun olmayan iddialar ileri sürüyorsa, bugüne kadar neden cevap vermediniz?
ERDOĞAN 28 ŞUBATÇILARI HAKLI BULDUĞUNU SÖYLEMİŞ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, hesap sormaya soyunduğu 28 Şubat sürecinde, post modern darbeciler için, “Biz bu insanlara kızıyoruz. Ama haklı yönleri de var” dediği iddia edildi. Erdoğan, Pamukova’daki 34 kişinin yaşamını yitirdiği hızlı trenin seferlerini başlatması için uyarılara karşın emir verdiği ileri sürüldü.
ATİLLA KART SORU ÖNERGESİ VERDİ
İddiayı Yurt Gazetesi Yazarı Cüneyt Ülsever gündeme getirdi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da dün verdiği bir soru önergesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı.
Kart, Ülsever’in Bağımsız Dergisi’nde yayınlanan bir söyleşide dile getirdiği ve Erdoğan’ın bugüne kadar yalanlamadığı iddialarına önergede geniş bir yer ayırdı. Ülsever’in, Başbakan Erdoğan’la İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde aralarında başlayan yakınlığa dikkat çektiğini belirten Kart, söyleşide devlet yönetimi açısından “tarihi önemi” olan görüş ve olaylara yer verildiğini vurguladı.
Tarihi önemi olan; yasal, anayasal ve vicdani sorumluluk boyutu bulunan bazı olayların kamuoyu vicdanında doğru bir şekilde yer bulması için önergede olaya geniş yer verdiğini vurgulayan Kart, Ülsever’in anlattıklarını şöyle aktardı:
“Sayın Cüneyt Ülsever, Başbakan’ın kendisine ‘Abi Ben 28 Şubat’tan çok net ders aldım. Biz bu insanlara kızıyoruz. Ama haklı yönleri de var. Biz ne istediğimizi tam somutlaştıramadık. Gayri ihtiyari belki ülkeyi geriye doğru taşıyabiliriz. Muhafazakarlığım, dindarlığım da Şahsım’a ait bir olgu olarak kalsın istiyorum. ..... Biz böyle bir çizgiye gelmezsek, yolumuz yol değil. Biz, ne kendimizi ne Türkiye’yi bir yere taşıyamayız. Ben, kendimi eksik hissediyorum’ dediğini yazmıştır.”
Kart, Ülsever’in Pamukova’da yaşanan ve 35 kişinin yaşamını yitirdiği hızlı tren kazasına ilişkin şu sözlerine de verdi:
“2004’ün sonlarına doğru, ilk olarak Hızlı Tren kazasıyla, Benim içime kurt düşmeye başladı. Çok net öğrendim ki, Hızlı Trenin emrini veren kendisidir. Kendisine teknik olarak , o raylar üzerinde belli bir hızın üzerinde gitmenin mümkün olmadığı söylendiği halde ‘Ben emrediyorum’ diyen kişidir. 35 kişinin hayatına mal oldu o kaza. Bunun liberallikle alakası yok, bunun insanlıkla alakası var. Hızlı Tren gündeme geldiğinde eski TCDD Genel Müdürüyle temasa geçtim. O, dedi ki; ‘Ya Cüneyt, Türkiye Cumhuriyetine ne zaman yeni bir Başbakan, yeni bir Ulaştırma Bakanı gelse ilk hayalleri İstanbul-Ankara arasında hızlı tren koymaktır. Fakat hemen önüne bilimsel raporlar konulur. Denir ki, bu ray sistemini değiştirmeden, dünyanın hangi trenini getirirseniz getirin, hızlı treni bu ray sistemiyle açmak cinayettir. Bu yapılırsa, cana mal olur’. Gerçekten de adamın dediği oldu, cana mal oldu. Bu raporlar Başbakan’a bildirildi. Başbakan ‘Emrediyorum, Ben söz verdim’ dedi. Bu, Beni çok rahatsız etti.”
Ülsever’in saptamasının,Başbakan’ın Makyavelist, iki yüzlü siyaset anlayışını ortaya koyar nitelikte olduğunu vurgulayan Kart, “10 yılı aşan AKP iktidarı boyunca bu siyaset anlayışının pek çok örneği yaşanmıştır. Bu iki yüzlü siyaset anlayışını sorgulamaya, teşhir etmeye devam edeceğiz” dedi ve şunları söyledi:
“Ülsever’in dile getirdiği ikinci olay ise; siyaset anlayışının ötesinde, Devlet yönetimi adına vahim bir anlayışı gösteren ve her bakımdan ibret alınması gereken bir anlayışı yansıtmaktadır. Başbakan; teknik olarak alt yapısı tamamlanmamış, yol emniyeti ve can güvenliği olmayan hızlı trenin faaliyete geçmesi noktasında kamu görevlilerine talimat vermiştir. Başbakan, şov yapmak, gösteriş yapmak ve kendince siyasi çıkar sağlamak uğruna maceraya atılmış ve onlarca insanın ölümüne yol açmıştır.”
Başbakan’ın vicdani sorumluluğu ve vebalinin çok açık olduğunu belirten Kart, şu değerlendirmede bulundu:
“Vicdani vebal ve sorumluluğu, kamuoyu maşeri vicdanında değerlendirecektir. Ancak, Hukuk Devletinde ve demokrasilerde açık olan bir diğer gerçek şudur; Kanunsuz Emir ve Talimat’ın yasal sonuçları vardır.Kanunsuz emir ve talimatın; hem talimatı verenler , hem de yerine getirenler bakımından yasal yaptırımları vardır. Kanunsuz emir ve talimat yerine getirilemez. Başbakan ve Hükümet , öylesine bir korku iklimi ve biad anlayışı yaratmıştır ki, teknik ve bürokrat kadro; alt yapı ve teknik yetersizlikleri bile bile yolcuları ölüme sevketmişlerdir.”
Bu olay geçiştirilebilecek, görmezden gelinebilecek bir olay olmadığını, olayı gensoru ve benzeri soruşturma mekanizmalarıyla da gündeme getireceklerini vurgulayan Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan şu sorulara yanıt vermesini istedi:
1)Yurt Gazetesi Yazarı Cüneyt Ülsever’in yukarıda anlatımını yaptığı “2 olaya ilişkin bilgiler “ hakkındaki açıklama ve değerlendirmeniz nedir?
2) 22 Temmuz 2004 tarihinde Sakarya-Pamukova’da gerçekleşen kazada, Hızlı Trenin sefere çıkması talimatını hangi Bürokrat vermiştir? Talimatı veren Bürokrat hakkında idari ve adli sürecin gereği yapılmış mıdır? Bu talimatın doğrudan Siz’in tarafınızdan verildiği yönündeki bilgi ve iddiaya ne diyorsunuz? Oluş şekli ve bulgulara göre; teknik alt yapısı tamamlanmayan, yol güvenliği olmayan bu faaliyete neden izin verilmiştir?
3) Cüneyt Ülsever Siz’inle ilgili olarak, gerçeğe uygun olmayan iddialar ileri sürüyorsa, bugüne kadar neden cevap vermediniz? Neden açıklama yapmadınız? İktidar öncesi ve iktidarın ilk yıllarında Cüneyt Ülsever ile olan yakın dostluğunuz, Ülsever’in kamuoyuna mal olan ve kamuoyu nezdinde etkili olan bu açıklamaları karşısında sessiz kalmanızın sebebi nedir? Cüneyt Ülsever ile yüzleşme cesareti, sorumluluğu ve erdemini neden gösteremiyorsunuz?