Memleketimiz… İklimiyle, doğal güzellikleriyle, tarihiyle cennet diyoruz, gurur duyuyoruz bu güzelliklerden. E bizim ya, biraz da ondan bu gurur. 

Sanırız ki ormanlar, kıyılar, limanlar, yollar, köprüler, göller, dağlar, taşlar devlete aittir, doğal olarak devlet malı halkın kullanımına açıktır. Mesela kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır (Anayasa Madde-43).

Bu cennet ülkenin cennet şehri İstanbul’da deniz şehrin göbeğindedir. Bir Ankaralı olarak çok şahane bulduğum bu durumun yararlanma hakkına gelince, ne denli kısıtlı olduğunu görmekten hep üzüntü duyarım. “Olsun, en azından şehir hatları var, binersin vapura, her durumda keyif İstanbullunun” diyordum ki meğer öyle değilmiş. İDO yani İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.yi 2011’de üçü Türk 18 Ortaklı Girişim Grubuna satmışız. Burası olmuş TASS (Tepe-Akfen-Souter-Sera).

Şimdi deniz ulaşımıyla ilgili mal varlığı, yani iskele, vapur falan artık bizim değil. Bir süredir Beşiktaş Barbaros Hayrettin Paşa İskelesinin, yakınındaki bir otele satıldığı haberleri var. Olabilir tabii niye satılamasın ki?! İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İDO’yu tümden (%100 payını) satmış, artık dönüp de TASS’a “hey sen burayı satamazsın” diyemez. Bizim gariban vatandaş da hala belediyenin malı sandığından bilgi istiyor, belediye de net bilgi vermiyor. Vatandaşına “artık benim değil bura” diyemeyen -ki bütçesi 10 bakanlığın bütçesine bedel, çok ülkeden daha büyük- bir belediye. 

Neyse işte, halkımız dün akşam iskelenin satılacağı iddiaları üzerine çay içme eylemi düzenlemiş, polis de gözaltı yapmış. Şu acıklı halimize bakınız: çay içmek dahi suçtur artık bu memlekette.

Vatandaşına “artık benim değil bura” diyemeyen belediyenin başkanı Kadir Topbaş veya Ankara’da hiçbir şeyin hesabını vermeyen Melih Gökçek ya da başkası, bunlar yalnızca birer şahıstır, görevleri de bellidir. Görevlerini layıkıyla(!) yapan bu şahıslara söylenmek bize hiçbir şey kazandırmaz. Sistem çok iyi işlemektedir ve sonunda bu sistemin koruyucusu polis, adama çay bile içirtmez.

Ey halk, uyan artık! Senin iskeleni, yolunu, köprünü, suyunu sana verecek sistemi kuracak olana görevi ver ve en mühimi onu takip et. Yoksa yakındır, denizi de satarlar TASS’a. Sen de gidenin arkasından tas tas su dökersin. Bulursan tabii…