Bülent Esinoğlu
Dolar Amerika'yı kurtarabilir mi
Amerika operasyonlarla doları ayakta tutmaya çalışıyor. Tıpkı istihbarat servislerinin ülkelerde yarattığı, örtülü savaş veya istikrarsızlaştırma gibi, altın değeri üzerinden operasyon yapıyorlar. Son altın operasyonu, 400 ton altın üzerinden yapıldı.
Amerika iflas etti. Sam amca, buna rağmen, kendisini hala dünya hegemonyasının üzerinde görüp, dolar print etmeye devam ediyor.
Amerika 1970’lerde altın standardından çıktığında, şu veya bu şekilde, petrol destekli (currency) olarak hüküm sürdü.
Amerikan hazine bonolarını satın alan Arap ülkeleri, ABD’ye daha fazla dolar basma olanağını sağlamış oldu.
Buna karşılık olarak, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin güvenliğini, ABD üslendi.
Yani irtica ve gericiliğin korunmasına karşılık, doların hüküm sürmesi sağlandı. Zaten emperyalizmin gerici düşüncesi bunu gerektirirdi.
1973 yılından beri, Amerikan dolarının arkasında Altın olmadı.
Sadece Arap petrolü ve ABD ekonomisinin gücü oldu.
Yani 1973 yılından sonra, bir nevi petrol standardına dönülmüş oldu.
Amerikan ekonomisi borçlandıkça ve geriledikçe, Amerikan ekonomisinin doları desteklemesi zayıfladı.
Büyük ölçüde, Arap petrolünün değerine bağlı oldu.
Dolar Arap petrolüne dayalı olarak alçaldı veya yükseldi.
Amerika dolar bastıkça, petrolün fiyatı yükseldi. Az dolar bastığında petrolün fiyatı az yükseldi. Çok bastığında çok yükseldi.
Son yirmi yıldır, Amerika, Sovyetlerden Amerikan tarafına geçen Polonya, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelerin de ilavesi ve Afganistan, Irak, Libya, Yugoslavya gibi ülkelerin katılımı ile dolar kullanan devlet adedi yükseldi.
ABD, doları, rezerv para olarak ayakta tutabilmesi için, şimdilerde, Çin ve Rusya’yı arkadan dolanarak, Pasifik’e daldı.
Amaç, dolar kullanan devlet adedini çoğaltmak.
Büyük Ortadoğu Projesi diye koyduğu projede, 24 ülke vardı.
Şimdilerde, merkez bankalarındaki rezervlerin %60’ı dolardan müteşekkildir. Dünya ticareti daraldıkça, bu miktar daha da aşağı düşme eğilimindedir.
1980’li yıllarda, %80 olan bu yüzde, şimdi %60’a düştü.
Rezerv dolar miktarı artıkça, ABD hazinesi, daha fazla bona ve tahvil satabiliyor.
Burada şunu ifade edelim, dolar düştükçe, Altın gayri resmi referans değeri olmaya başlıyor.
Dolar ve altın böylece, gizli bir ölüm kalım savaşına giriyor.
Rusya ve Çin gibi devletler, altın alarak. Altının yanında yer almış oluyor.
Amerika operasyonlarla doları ayakta tutmaya çalışıyor.
Tıpkı istihbarat servislerinin ülkelerde yarattığı, örtülü savaşveya istikrarsızlaştırma gibi, altın değeri üzerinden operasyon yapıyorlar.
Son altın operasyonu, 400 ton altın üzerinden yapıldı.
Kâğıt altınların miktarı üzerinden yapılan, hileli yönlendirme sayesinde, fiziki altınların fiyatı düşürüldü ve piyasadan 400 ton fiziki altın çekildi.
Bu 400 ton altın soygunu, Amerikan devleti ve onunla birlikte hareket eden bankalar eliyle yapıldı.
Tabi bu bankalara bağlı medya kullanıldı.
1945 yılında, Ruslar gelir de, Almanların altınlarını alır diye, Amerika’da saklanan Altınlar (3600ton),Almanya isteyince, Amerika’da fiziki altın sorunu, üst seviye çıkmıştı.
Öyle anlaşılmaktadır ki, Amerika doları ayakta tutmak için her türlü ahlaksızlığı yapabilir.
Zaten emperyalizmin kuralları da, ahlakla savaşı gerektirir.
Ahlakla savaşın kapitalist ekonomide adı; rasyonalitedir. Yani gerçekçilik.
Altın mı kazanacak, dolar mı kazanacak derseniz, ben de size ahlak mı kazanacak yoksa rasyonalite mi derim.