Selah Özakın
DİSK ve KESK üyeleri bir an önce sendikalarına sahip çıkmalıdır!
Ne yazık ki en sonda bile olamadılar!
Gezi Parkı olayları başladığı zaman, hepimiz DİSK'in ve KESK'in de, bu özgürlükler ve haklar direnişine omuz vermesini bekledik.
Ne yazık ki bu sendika konfederasyonları bir türlü bu destek kararını alamadılar veya almadılar!
Bugün, yani 15-16 Haziran 1970'teki büyük işçi direnişinin yıl dönümünden bir gün sonra, DİSK, KESK, TMMOB, TTB, TDB, uyarı niteliğinde, bir günlük genel grev kararı alabildi.
Bu grevi de Şişli ve Tünel'den Taksim'e yürüyüp basın bildirilerini okuyarak başlatacaklardı güya.
İçişlerini Bakanı'nın yürüyüşü yasadışı ilan etmesinden sonra iki yerde de polis barikatı kuruldu elbette.
Gelin görün ki DİSK, KESK, TMMOB, TTB, TDB’den oluşan ve toplamda dört yüz bin üyesi olan bu kurumlar, yürüyüşe başlayacakları yere birer avuç geldiler.
İnan bana, destek için oraya gelenlerin sayısı, grev kararını alan bu kurumların üyelerinden fazlaydı.
İki tarafta da polis izin vermediği için bu sendika ve birlik yöneticileri, yürüyüşten vazgeçtiler.
Onların o alanlardan ayrılmasına rağmen destekçiler ayrılmadılar.
Ve polisin saldırısına bir süre direndiler!
Oysa işçi sınıfının, yapısı gereği, en önde olması gereken bir mücadeleydi Taksim Gezi Parkı’nda verilen haklar ve özgürlükler mücadelesi!
Ne yazık ki en sonda bile olamadılar!