Kaya Çetin
Din Kurumlarımız ve Okullarımız
EĞİTİM NE İŞE YARAR?
Yazın püfür püfür, kışın sıcak 112 bin camimiz var. Din hizmetleri kamu hizmeti değildir ama elektriği, suyu, imam ve müezzin maaşları hep birlikte ödediğimiz vergilerle karşılanıyor. Yer yer cemaat sorunu yaşansa da ödenek sorunu yok, Diyanetin bütçesi on bakanlığınkine bedel. İslam itikadıyla ne ölçüde bağdaştığını Diyanet bilir; son yıllarda yapılan camilerin tümü lüks.
Lakin öteki tarafa baktığımızda içimiz kararıyor.
Öteki tarafta 49 bin okulumuz var. Çoğunlukla ikili öğretim yapılmasına karşın sınıflardaki öğrenci sayısı yer yer 70 kişiyi aşıyor. Yüzbinlerce öğretmen atanma beklerken kadrosuzluk bahanesiyle okullar kapatılıp öğrenciler yakın okullara taşınıyor. İmam için bulunan kadro, öğretmen için bulunamıyor.
Bu durumda eğitimden beklentimiz ne olabilir ki;
Çocuklarımıza, bilgiye ulaşmanın yol ve yöntemlerinin öğretilmesi mi?
Çocuklarımızın, kendilerini ve çağı sorgulayabilecek yetkinliğe ulaştırılması mı?
Çocuklarımıza olumlu bir kimlik kazandırıp bireyleşmeleri ve özgürleşmelerinin koşullarının hazırlanması mı?
Onların bilgi ve becerilerini geliştirerek kalkınmada, aydınlanma ve insanlaşma savaşımında görev alacak insan gücünün yetiştirilmesi mi?
***
Eğitimi, atalarımızın bize bıraktıklarını, üstüne kendi ürettiklerimizi de ekleyerek bizden sonraki kuşaklara aktarma eylemi olarak düşünmek gerekir.
Peki, günümüzün iktidarı bizden sonra gelecek kuşaklara neyi aktarmayı düşünüyor?
Diyelim ki, kızlarımızı çuvala sokup ayrı okullara ya da evlerine kapattık,
Diyelim ki erkek çocuklarımızı (sonuçta insanımızı) mestiyle, sarığıyla, takkesiyle, şalvarıyla ve yerleri süpüren cübbelerle Araplaştırdık,
Fen bilimleri ve sanat dersleri yerine; Arapça, fıkıh, kelam, tefsir, siyer, hadis, akaid okuttuk,
100 bin dolayındaki Kuran kursunun yanına 100 bin kurs daha ekledik,
Dersten arta kalan zamanlarında uygulamalı olarak cihat eğitimi verdik;
Kestirmeden söylersek, akıl ve bilime sırtımızı dönüp dogmayı önceleyerek halk çocuklarını imam hatiplere tıktık. (Varsılların, çullarını sudan çıkarabilmeleri için gerekli olanaklar var; her zaman da olmuştur.)
***
Bütün bunlar gerçekleşmiş olsa,
Yolsuzluk, rüşvet, yalancılık, sahtekârlık, hırsızlık, arsızlık, uğursuzluk azalacak mı?
Kişi başına düşen ulusal gelir artacak mı?
İşsizlik ve yoksulluk bitecek mi?
Uyuşturucu kullanımı gündemden düşecek mi?
Taciz ve tecavüz olayları ortadan kalkacak mı?
Sorular zor oldu ama ister istemez bir soru daha soracağız.
Okulun ve giderek bütün kamusal alanın, bir cemaatin beklentilerine özgülenmesi; demokrasi, barış ve özgürlük özlemlerimizle örtüşebilir mi?
(İyi bir hafta dileyerek)