TSK içerisinde örgütlenmiş Fethullah Gülen cemaati yanlısı askerlerin planladıkları iddia edilen başarısız darbe girişiminde ilk anlarda dikkat çekmeyen ancak giderek daha kritik bir hale gelen "darbede ABD parmağı konusu "giderek büyüyen bir kriz haline geliyor. 

Konuya ilişkin yanıt aranan soruların anlamı çok ciddi. 

O SORULAR ŞÖYLE SIRALANIYOR

1- ABD Darbeye karşı kınamayı neden çok geç yaptı

2- Kalkışılan darbe girişiminde havada olan Jetlere yakıt ikmali yaptığı söylenen tanker uçakların İncirlikten kalkmasında ABD'nin rolü,yardım ve desteği olmuşmuydu?

3- AKP Hükumetinin Çalışma bakanı Soylu, "Darbe girişiminde ABD'nin parmağı var" açıklamasını neye dayandırdı?

4- Özellikle Doğu Perinçek medyasında aylar önceden ABD'nin Erdoğan'a karşı darbe planladığı ve Erdoğan'ı etkisizleştirme kararı verdiği haberleri neye dayanılarak yapılmıştı.

5- Ve son olarak darbe girişiminin en kritik saatlerinde, Ankara'da jetler havada uçarken, helikopterler devlet binalarına saldırı düzenlerken, ABD medyasında "Erdoğan Almanya'dan sığınma istedi" haberinin kaynağı neydi?

İşte bu soruların yanıtları sıcak saatlerde hiç aranmadı, ancak ortalık soğumaya başlayınca ve AKP Hükümeti İncirliğin kapısına kilit vurunca, diplomatik kulislerden, bu darbe girişiminden sonra AKP ve Erdoğan ile ABD'nin ilişkilerinin asla eskisi gibi olmayacağının işaretleri gelmeye başladı. 

Ve ilk etkili cümleyi Erdoğan dün akşam saatlerinde İstanbul'da gerçekleştirdiği miting konuşmasında " Amerika'ya sesleniyorum, o zatı bize verin" diyerek verdi. İşte Hürriyet gazetesi yazarı Tolga Tanış, ABD yönetiminin uzun süre Türkiye'deki darbe girişiminin başarılı olduğunu sandığını, bu nedenle de ilk başlarda net bir dille olayı kınamaktan kaçındıklarını yazdı. 

ALMANYA'DAN SIĞINMA TALEBİ

Tanış ayrıca Erdoğan'ın Almanya'dan sığınma talep ettiği haberlerinin de ABD basınında döndüğünü söyledi.

Amerikan Ordusu’nun eski istihbaratçılarından emekli Yarbay Ralph Peters'ın “Durum çok net. Bu darbe, Türkiye’nin İslami bir diktatörlük olmaktan kurtulması için son şansıdır. Sakın hata yapmalım. Bu darbede rol alanlar iyi adamlar” dediğini hatırlatan Tanış şöyle devam etti:

"Öyle ki, işin başında, Pentagon’daki bazı muvazzaflardan bile Amerikan medyasına işin başarılı olduğu izlenimi yayan temelsiz açıklamalar yapıldı. İlk saatlerde biri konuştu MSNBC’ye. Ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya’dan sığınma talep ettiğini iddia etti."

KAYNAK NE DİYE SORDU

Darbenin başarısız olmasının ardından Dışişleri Bakanlığı binasında akşam bir Amerikalı diplomata “Kim söylemiş bu sığınma meselesini” diye sorduğunu belirten Tanış, "Israrla kimsenin böyle bir şey demeyeceğini savundu. Ama ben de MSNBC’den kimsenin böyle bir şeyi uyduramayacağını anlattım" ifadelerini kullandı.

Tanış devamında şunları söyledi:

"Kaldı ki, Amerikan Yönetimi’nin olaya tepkisi de yavaştı. Hikâye anlaşılınca cuma akşamı saat TSİ 23.22’de attım ilk mesajı. “Darbe teşebbüsü” konu başlığıyla. 
Ve hem Beyaz Saray’a hem de Dışişleri’ne bir açıklamaları olup olmadığını sordum. “İzliyoruz” dediler sadece. 
Neyi beklediler bilmiyorum ama hemen kınamadılar. O sırada Moskova’da bulunan Dışişleri Bakanı John Kerry’nin açıklaması da bu açıdan yetersizdi. O da “barış, istikrar ve devamlılık” deyip orada bıraktı."

 ARTIK TÜRKİYE İLE ABD ARASINDA GÜLEN KRİZİ OLACAK

Bu darbe girişiminin Türkiye ile ABD ilişkilerine de yansıyacağını söyleyen Tanış,  "İşin iki farklı boyutu olacak. Birincisi, bu sorunun cevabı, Erdoğan’ın şimdi içeride atacağı adımlara bağlı. 

Ne kadar sertleşeceğine... Bastırılan bu darbe teşebbüsünden sonra meşru siyasetin bundan nasıl etkileneceğine. 
Ancak ikincisi, Fethullah Gülen bundan sonra Türk-Amerikan ilişkilerinin tartışmasız en önemli gündem maddesi olacak. 

Hepsini artık bir kenara bırakın. Washington ve Ankara arasındaki YPG çatlağını... IŞİD’le mücadelede Türkiye’nin atacağı adımları. 

Askerden askere ilişkilerdeki farklılıkları... Bundan sonra iki ülkenin temsilcileri bir masanın etrafına oturduğunda ilk açılacak konu her zaman Gülen meselesi olacak." diye yazdı.