CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜBİTAK’ın dünyanın en büyük rüşvet ve yolsuzluk olaylarını kapatmak için hazırladığı skandal montaj raporunu, Erdoğan’ın evinde olduğu iddia edilen “1 milyar doların sıfırlanması”na ilişkin çarpıcı ayrıntılarla anlattı.

Erdoğan'ın o sabah oğlu Bilal Erdoğan'a "Kriptolu telefonu geç" dediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, raporu hazırlayan uzmanları adeta yerin dibine soktu. Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’daki Türk bayrağını indirtenin Erdoğan olduğunu ileri sürdü. İşte gazetecileronline sitesinde yer alan o haber özeti.

Kılıçdaroğlu’nun CHP Meclis Grubu’nun bugünkü toplantısında yaptığı ve ağırlıkla 17 Aralık Yolsuzluk operasyonu konusuna yoğunlaştığı konuşması şöyle.

“BÖYLE BİR TEKNOLOJİ DÜNYADA YOK”

TÜBİTAK’a hayvanat bahçesinden bir müdür atandı. Ülkenin en saygın kurumlarından birisi ve onların öncülüğünde bir rapor hazırlandı. 17 Aralık’tan sonra Erdoğan’ın konuşmaları hece hece montajlanmış. Böyle bir teknoloji dünyada yok. Ama kim bulduysa güzel bulmuş yani. Kendisini aklamaya çalışıyor. Montajdır diyor, düzmecedir diyor. Ne derse desin. Çünkü ben her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz. Ama kimse sen kul hakkı yedin diyemez. Neden doğru bu biliyor musunuz? Şimdi size yapılan konuşmaları dakikası saniyesi itibariyle vereceğim.

“DAKİKA DAKİKA” ÇÜRÜTME: KRİPTOLUYA GEÇ!

17 Aralık Saat 08:01:04 nereden arıyorlar? Ankara Subayevleri'nden. Hangi telefonla? 0530..... Telefonu açan Recep Tayyip Erdoğan. Kiminle konuşuyor? İstanbul’dan Bilal Erdoğan’la. 0533... Görüşme süresi 14 saniye. 
- Oğlum evde misin?
- Evdeyim babacağım.
- Kriptolu telefonu al seni arayacağım.

08:02:56. Ankara subayevlerinden Erdoğan arıyor. Hangi telefondan?... Telefonu değiştirmiş 0536...... Arayan Erdoğan. Görüştüğü kişi Bilal Erdoğan, o da telefonu değiştirmiş. 0530….. Ne diyor, biliyor musunuz? “Operasyon yaptılar bakanların çocukların evinde.” Bilal oğlan yeni uyanmış, “Babacağım bir daha tekrar eder misin” diyor. O da “Operasyon yaptılar, dikkatli ol” diyor. Ne kadar konuşuyorlar?... 240 saniye konuşuyorlar. 

Sonra 08:12. Yani 10 dakika sonra. Arayan Üsküdar Bulgurlu’dan arıyorlar. 0530... Arayan Bilal Erdoğan. Kimi arıyor, Recep Tayyip Erdoğan’ı. Görüşme süresi 73 saniye. O arada “Sümeyye’yi sana gönderiyorum” diyor. O da “Babacağım, Sümeyye gelecek paraları nerelere dağıtacağımızı verecek değil mi?” diyor. Erdoğan da “Evet, ben sana onu gönderiyorum” diyor. 

Sümeyye 9 uçağına yetişmek zorunda. Yetişiyor ve arabayla Esenboğa’ya gidiyor.

08:58:21. Ankara Esenboğa Akyurt Kavşağı’nda Sümeyye Erdoğan korumasını arıyor. 0505… Koruma polisini arıyor. 

Olaylara ne kadar vakıf olduğumuzu, bu paradan emin olmasını sağlamak için bunları anlatıyorum. 

Sümeyye Erdoğan Türk Hava Yolları’nın TK 2123 seferiyle İstanbul’a gidiyor, businnes koltuktata oturuyor; koltuk numarası 01F, korumasının 01D. Yani oturduğu koltuğa kadar hepisini biliyoruz.

Saat 10:31:32. Sümeyye acaba İstanbul’a indi mi, inmedi mi? Erdoğan merak ediyor, “Sümeyye gittin mi?” diyor. Sümeyye o sırada, İstanbul Bağcılar’da İSTOÇ OtoCenter bölgesinde. 

Arkasından 0530...’dan Sümeyye bu kez Bilal Erdoğan’ı arıyor, “İstanbul’a geldim.” Bilal Erdoğan’ın konuştuğu yer İstanbul Kısıklı.

11:17:43. Arama saati. Erdoğan açıyor Bilal’e soruyor “Sümeyye geldi mi” diyor. Çünkü paraların nerelere dağıtalacağını o biliyor. Ve “Parayı tamamen sıfırlayın” talimatını verdiği telefon bu. 

Sonra 11:44: 26, 15:40:12 ve akşam 23:15:58’de bir daha arıyor Erdoğan.

En sonunda yaptığı görüşmede Bilal Erdoğan diyor ki; “Henüz tamamını sıfırlayamadık babacağım. 30 milyon Avro kaldı" diyor. "Kalan parayla da Şehrizar’dan villalar alacağız” diyor. 

“BU RAPOR ERDOĞAN’I AKLAMAZ”

Şu TÜBİTAK’ta bunun altına imza atan adamlarda acaba vicdan var mı, acaba ahlak var mı, acaba iman var mı, acaba Müslümanlık var mı, acaba kul hakkına saygı var mı? Türkiye’nin en saygın kuruluşlarından birisine hayvanat bahçesinden müdür getirirseniz size böyle rapor getirir. Bu rapor Erdoğan’ı aklamaz. Bu rapor bizim konuşmamıza yol açtı. Ben bu ayrıntıları biliyordum ama kamuoyu ile paylaşma fırsatı bulamamıştım. 

"MİLLETİN VİCDANINI DEĞİŞTİREMEZLER"

Şimdi o raporu mahkemelere delil olarak sunacaklar. Hayvanat bahçesi müdürünün, ses mühendisi olmayan birinin verdiği raporlar ne zamandan beri delil oluyor. Herhalde hakimin önüne gidecek. Hakim vicdanlı biriyse diyecek: “Bir dakika arkadaş! Kimsin sen? Nasıl verdin bu raporu?” Hakimi de değiştirebilirler, oraya başka bir hakim de getirebilirler ama bu milletin vicdanını değiştiremezler. 

Eğer bunlar sahteyse... Telaşa kapılmış.... Savcıya talimat veriyorlar. Savcı yazı yazıyor, “HTS kayıtlarını; yani dinleme ve izleme kayıtlarının 15 Aralık’tan sonraki bölümlerini silin” diyor. Niye siliyorsun? Madem sahte niye siliyorsun? Çünkü onların tamamı doğru. Bu kürsüde konuşmuştuk, Ağrı Dağı ne kadar gerçekte bu tape’ler de doğru.  

“BÜTÜN NUMARALARINI BİLİYORUZ”

Sonra ne yaptı?... Gitti Şehrizar konutlarından 6 tane villa aldırdı. Kimin üzerinden?... Damadı Berat Albayrak’ın kayınbiraderi bir avukat var, ona aldırıyorlar, kimse çakmasın diye. Biz senin bütün üçkağıt numaralarını biliyoruz. Bu milleti dolandırıyorsun, millete ahlakı değil, ahlaksızlığı öğretmeye çalışıyorsun. Zaten sorunumuz da bu. Böyle bir başbakan olabilir mi? Sen kendine güveniyorsan alırsın bunları gönderirsin Amerika’da, Rusya’da, İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da bu konuda uzman kuruluşlar var. Gönderirsin, raporunu alırsın, şakır şakır mahkemede önüne koyarsın. Ama sen ne yapıyorsun?... Bunu yapmıyorsun. TÜBİTAK’ın başına hayvanat bahçesinden bir müdür getiriyorsun, rapor hazırlanıyon, beni beraat ettirin diyorsun. Bunların hepsi belgeleriyle yayınlandı, yazıldı. 

“ALO SÜLEYMAN’I DANIŞMAN YAP”

Sonra ne oldu? Havuz medyasına servis edildi. Havuz medyası ne yaparsa yapsın. Adı havuz medyası olduktan sonra onların hiçbir önemi yoktur. Onların doğru yazma, haber verme özellikleri yoktur. Onlar kendilerini Recep Tayyip Erdoğan’a adamış kişilerdi. Bunlardan birisi “Alo Süleyman iki milyon gönder de işçilerin paralarını ödeyeceğim” diyor. Süleyman dediği de evinde ayakkabı kutularından milyon dolar çıkan, bankanın genel müdürü. Sonra ne oldu bu genel müdür? Ziraat Bankası’na yönetim kurulu üyesi olarak atandı. Bence Recep Tayyip Erdoğan’a çok iyi danışman olur. O ona, o ona danışman olur. Devlet nasıl soyulur, bunların hepsini birbirlerine anlatsınlar. 

Daha garibi olan şu, bir gazeteciyle yapılan bir görüşme vardı. Bakara-makara vesaire diye. Gazeteci arkadaş çıktı özür diledi. Şimdi özür dilediği ve doğru olduğunu kabul ettiği o konuşmanın da montaj olduğunu iddia ediyorlar. Adam ben konuştum diyor, "Hayır sen konuşmadın, montaj" diyorlar. Böyle garip bir süreç içindeyiz.

Sorunlarımız çok ama bütün bütün yurttaşlarıma sesleniyorum: Kimse endişeye, umutsuzluğa kapılmasın! Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece çözüm bizde sorun olmaz. Bizim iktidarımızda her sorun çözülecektir, herkes mutlu olacaktır.