CEZAEVİNE GÖNDERİLEN HAKİMDEN FLAŞ İFADE
Burada benim yapacağım iki şey vardı. Ya hukukçu kimliğimi elime alarak, karar vererek çoluk çocuğumun sıkıntı çekmesini göze alacaktım ya da ben görmedim, ben duymadım gibi hukuki olmayan gerekçelerle karar verecektim
BAKIRKÖY 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" ve "Silahlı örgüt üyesi olmak" suçlarından tutuklanan İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin eski Hakimi Mustafa Başer Silivri Cezaevi'ne konuldu.
AİLESİ İLE GÖRÜŞMESİNE İZİN VERİLMEDİ
Hakim Başer, Silivri Cezaevi'ne sivil bir polis otomobiliyle getirildi. Araç nizamiye kapısında durduğu sırada, Başer'in eşi koşarak polis otomobilinin yanına geldi ve "Bir dakika, bir dakika... Ailesiyiz biz. Ben de hakimim. Eşimle görüşeyim 2 dakika. Niye izin vermiyorsunuz?" dedi. Ancak Hakim Başer'i getiren polis aracı beklemeden cezaevine giriş yaptı.
SİLAHLI ÖRGÜTE ÜYE OLMA SUÇUNDAN CEZAEVİNDE
Hakkında çıkarılan yakalama kararının ardından Bakırköy Adalet Sarayı'na gelerek teslim olan İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin eski Hakimi Mustafa Başer, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmekö ve "Silahlı örgüt üyesi olmak" iddiasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
SABAH ADLİYEYE GELEREK TESLİM OLDU
Samanyolu Yayın Gurubu Başkanı Hidayet Karaca ile 22 Temmuz ve devamı operasyonlarda tutuklanan, aralarında Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu 63 polisin dosyalarında tahliye kararını veren ve ardından açığa alınan Hakim Mustafa Başer sabah saat 09.15'te Bakırköy Adalet Sarayı'na gelerek teslim oldu.
ADLİYEYE GELDİKTEN 6 SAAT SONRA İFADE VERDİ
Hakim Mustafa Başer'in adliyeye geldikten yaklaşık 6 saat sonra ifadesi alındı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 saat hakkındaki suçlamalara cevap veren Hakim Başer, savunmasına başlamadan önce hakkındaki delillerin ne olduğunu duymak istediğini mahkeme heyetine sordu. Mahkeme heyeti de, Mustafa Başer'e, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin 25 Nisan 2015 tarihinde "İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararı yok hükmündedir" kararını okudu. Söz alan Başer, ifadesinde özetle şunları söyledi:
USÜL YASASINI ÇİĞNEMİŞTİR
"Usûl hükümleri gereğince, bir mahkemenin kararını bir başka mahkeme veya hakimliğin yok sayması gibi bir usûl yoktur. Bu şekilde bütün mahkemeler kendiliğinden işe el atıp karar veremezler. Uygun bir talep avukatlar tarafından veya Başsavcılık, Yargıtay gibi üst mercilerin kararı üzerine karar verebilir. İstanbul 10. Ağır Ceza Hakimliği Usûl Yasası'nı çiğnemiştir. Ayrıca onun verdiği karar benim kararımı verdikten sonra gelmiştir. Anayasa'nın 138'inci maddesi gereğince, yargısal kurum içinden de kimse emir ve talimat veremez. Bu şekilde bugün yapılan işlemle ilgili de Adalet Bakanlığı herhangi bir talimat veremez. Verse de, hakim vicdanına göre karar vereceği için uymaz. İşin hukuki yanına gelince, metin çelişkilerle doludur."
"ÇOLUĞUMUN ÇOCUĞUMUN YÜZÜNE BAKABİLMEK İÇİN HUKUKA UYGUN BİR KARAR VERDİM"
Hakim Başer, savunmasında neden tahliye kararı verdiğini, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) ilgili maddelerine değinerek ayrıntılı olarak anlattı.
"Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" ve "Silahlı örgüt üyesi olmak" iddiasıyla suçlandığını hatırlatan Hakim Başer, "Benim öyle bir niyetim olsa veya suç işleme niyetim olsa, daha önce karar (tahliye kararı) verirdim. Burada benim yapacağım iki şey vardı. Ya hukukçu kimliğimi elime alarak, karar vererek çoluk çocuğumun sıkıntı çekmesini göze alacaktım ya da ben görmedim, ben duymadım gibi hukuki olmayan gerekçelerle karar verecektim. Benim de çoluk çocuğum var. Bir karar veriyorsunuz. Korktum... Ama çoluğumun çocuğumun yüzüne bakabilmek için hukuka uygun bir karar verdim. Vicdanen rahatım. Verdiğim karar da usûl ve esas açısından hukuka uygun bir karardır. Hiçbir meslektaşım bu denli bir zor karar vermek zorunda bırakılmasın" dedi.
"VİCDANINIZA GÖRE KARAR VERMENİZİ TALEP EDİYORUM"
Mahkeme heyetine hitaben, “Vicdanınıza göre karar vermenizi, serbest bırakılmama karar verilmesini talep ediyorum" diyen Mustafa Başer, “Ben basından bu durumu öğrenince, beni polis bile aramadan, çocuklarım ve yengemi yanıma alarak 550 kilometrelik yoldan, Uşak ilinden kendi iradem ve rızam ile geldim. Polisler beni aradığında, Kütahya ile Bozüyük arasında dönüş yolundaydım. Kaçma niyetim olsa, kaçabilirdim. Hatta gelirken polis ekipleri bana eskortluk yaptılar" diye konuştu.
TUTUKLANDI, SİLİVRİ CEZAEVİ'NE GÖNDERİLDİ
İfadenin ardından, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir somut delillerin var olması ve adli kontrol hükümlerinin yeterli olmadığını belirterek, Mustafa Başer'in “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" ve “Silahlı örgüt üyesi olmak" suçundan tutuklanmasına karar verdi. Başer, Silivri Cezaevi'ne gönderildi.
MUSTAFA BAŞER'İN AVUKATI AÇIKLAMA YAPTI
Tutuklama kararının ardından, Mustafa Başer'in avukatı Celal Sis Bakırköy Adalet Sarayı önünde bir açıklama yaptı. Sis, "Yaklaşık 3 saat süren bir ifade söz konusu oldu. Dosyanın içi tamamen boş. Herhangi somut bir delil söz konusu değil. Müvekkilim yılların hakimidir. Silahlı örgüt üyesi olabilmesi için bir silahının olması lazım. Bir de örgütle bağlantısının olması gerekir. Müvekkilimin silahı ancak kalemi olabilir, cübbesi olabilir, hukuk bilgisi olabilir, vicdani kanaati olabilir. Onun haricinde herhangi bir örgütle bağlantısı söz konusu değildir" dedi.
"İTİRAZ HAKKIMIZ VAR"
Avukat Celal Sis, "Bugün belki de ilk kez Türkiye Cumhuriyeti'nde sırf tahliye kararı verdiği için şu anda tutuklanan ve cezaevine gönderilecek olan bir hakimle karşı karşıyayız. O yüzden söylüyorum. Koskoca adalet sarayları yapmanın bir anlamı yok. Buraları herhalde adaleti gömmek için yaptık. Müvekkilimin eşi de hakimdir. Karar açıklandıktan sonra, kararı veren hiçbir hakim müvekkilimin yüzüne bakamadı. İtiraz hakkımız var. Müvekkilim göğsünü gere gere ailesiyle birlikte oturdu. Morali gayet yüksek" diye konuştu.
Kaynak: