Çanlar Kimin İçin Çalıyor!

Çanlar Kimin İçin Çalıyor!

Rusya Analiz sitesinde Mısır'daki gelişmeleri ve Suriye'yi ele alan Ortadoğu uzmanı Stanislav Tarasov kaleme aldığı yazısında, Mısır-Türkiye-Katar üçgeninin çöktüğünü savundu...


''Mısır-Türkiye-Katar üçgeni çöktü...''

Rusya'nın Ortadoğu konusunda analizlere yer veren tanınmış internet sitesi www.iarex.ru'da yayınlanan analiz: Görünen o ki, Gezi Parkı’nın yeniden inşaası ile ilgili olarak çıkan protesto olaylarında Erdoğan’a destek vermeyi reddeden ABD, tıpkı eski Mısır cumhurbaşkanı Mursi’ye yaptığı gibi, Erdoğan’ı da 'gözden çıkarmıştır.'

Stanislav Tarasov tarafından kalem alınan ve Rusya Analiz sitesinde yayımlanan yazıda "Erdoğan’ı 'Arap Kabusu'na hazırlıyorlar" adlı makalede, Ortadoğu'da Mısır-Türkiye-Katar üçgeninin çöktüğü savunuldu.

Türkiye'nin Suriye ve Mısır'da çelişkili politikalar izlediği öne sürülen yazıda, Gezi Parkı olayları sonrasında ABD'nin Erdoğan'ı gözden çıkardığı görüşü iddia edildi.


O yazı şöyle:

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Suriye halkına olan desteğinin devam edeceğini açıkladı. Davutoğlu, “Umuyorum ki bu Ramazan Suriye halkının çektiği sıkıntılar bir son bulacak ve ülkeye barış hakim olacak” dedi. Bunun yanı sıra, Davutoğlu, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) Suriye halkının yegane temsilcisi olduğunun altını çizdi.

Ramazan sadece bir ay sürecek; fakat Suriye’de hükümetin ordusu ve muhaliflere karşı olan tutum, radikal Sünniler ve Şiiler arasındaki bölgesel bir çatışmaya dönüşmüş durumdadır ve bu savaşın on yıllar boyunca sürmesi mümkündür. Bu, birincisi.

İkincisi, Davutoğlu neden SMDK’yı demokratik bir yapılanma olarak görmekte? Ve Ankara hangi sebeple Mısır’da yapılan darbeyle ilgili olarak, ordunun demokratik yollarla seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi devirdiğini açıklarken, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile ilişkiler konusunda ayan beyan bir şekilde demokratik olmayan bir senaryoyu tercih ediyor?

Türk uzmanların birçoğu, Katar’ın Türkiye ile birlikte yer aldığı Suriye koalisyonundan ayrılabileceğini öne sürüyor. Geçtiğimiz yıl Katar, Libya’daki isyancılara finansal destek sağlamış, Suriyeli muhaliflere ve Mısırlı “Müslüman Kardeşler”e aktif bir şekilde yardım etmiş ve Hamas’taki Filistinli bir grubu da desteklemişti.

Geçtiğimiz günlerde Katar, göreve yeni atanan Mısır Cumhurbaşkanı’nı kutladı. Cumhurbaşkanı Mursi’nin devrilmesinin hemen ardından, Mısır’a 8 milyar dolara kadar karşılıksız yardım ve kredi verme konusunda hazır olduklarını açıklayan Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan da aynı şekilde kutlama mesajı gönderdi.

Böylece, Mısır-Türkiye-Katar üçgeninin çöktüğünü söylemek mümkündür. Burada safdışı edilen Türkiye olmuştur. Bize kalırsa, bunun tek ve başlıca nedeni, Türkiye’de iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bölgesel liderlik konusunda kendi pozisyonunu sağlamlaştırmak ve Körfez ülkelerindeki olaylarda baskı oluşturma adına “Müslüman Kardeşler” üzerinden ilerleme çabasının başarısızlıkla sonuçlanmış olmasıdır. Şimdi ise, Türkiye bölgesel yalnızlaşma gibi reel bir tehditle karşı karşıyadır.

Mısır’da iktidara ordunun gelmesinin ardından, ABD’nin Suriye konusundaki politikasını değiştirmesi mümkündür. Washington’un neden Ankara’nın Arap Baharı sırasında izlediği politikayı düzeltmediği ise merak konusudur.

Görünen o ki, Gezi Parkı’nın yeniden inşaası ile ilgili olarak çıkan protesto olaylarında Erdoğan’a destek vermeyi reddeden ABD, tıpkı eski Mısır cumhurbaşkanı Mursi’ye yaptığı gibi, Erdoğan’ı da “gözden çıkarmıştır.”

Türkiye’deki protesto olayları, “tüm gücü elinde tutan Başbakan’ın bizzat Türkler tarafından kamusal alanda uğratıldığı bir mağlubiyete” dönüştüyse, Erdoğan’ın Suriye krizindeki aktivitesi de onun için bir “kâbus senaryosu” haline gelebilir. Erdoğan’ın “kabusunun”, partisindeki bazı dava arkadaşları için yeni bir siyasal başlangıç olması da ihtimal dahilindedir.

Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın, cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında Türkiye’den hangi lideri tebrik edeceği merak konusudur.”