Canan Kaftancıoğlu: “lozan’a Kinle Yaklaşanlar, İnönü’ye, Onun Üzerinden Atatürk’e Düşmanlık Etmektedir”
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümünde; “Lozan, saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizin zaferle taçlandırdığımızın belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan’ı hafife alan, subjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi hâline getiren, hatta kinle yaklaşanlar, İnönü’ye, onun üzerinden Atatürk’e, Cumhuriyetin kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedir” dedi.
Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümünde; “Lozan, saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizin zaferle taçlandırdığımızın belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan’ı hafife alan, subjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi hâline getiren, hatta kinle yaklaşanlar, İnönü’ye, onun üzerinden Atatürk’e, Cumhuriyetin kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedir” dedi.
Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümü nedeniyle CHP İstanbul İl Başkanlığı, Beşiktaş’taki İsmet İnönü Parkı’nda bugün bir tören düzenledi. Bir dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, emperyalizme karşı verilen Kurtuluş Savaşı’nın zafer belgesini, Cumhuriyetin tapu senedi Lozan Antlaşması’nı kutladıklarını söyledi. Kaftancıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“SEVR ANLAŞMASI’NI TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE ATAN DİPLOMATİK ZAFERDİR: Bugün, tarihi bir gün. 780 bin kilometrekarelik ülke topraklarımızın, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün. Lozan Barış Antlaşması’yla emperyalist güçlerin aralarında pay etmeye yeltendiği vatanımızın sınırları zaferimizle çizildi. Kapitülasyonlar kaldırıldı. Ekonomimiz millileştirildi. İç-dış borçlarımızı ve kaynaklarımızı denetleyen Düyun-ı Umumiye belasından kurtulduk. İktisadi bağımsızlaşmanın önü açıldı. Yunanistan’da kalan Türk azınlığının hakları güvence altına alındı. Kıyılarımıza yakın adaların gayri askeri statüsü teyit edildi. Lozan, topraklarımızı karış karış bölen, yoksul halkımızın tüm varlığını yabancı güçlerin insafına terk eden, saltanatın tacını ve tahtını korumak adına halkı kendi yurdunda esire dönüştüren, Sevr Anlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan diplomatik zaferin adıdır. Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ‘Lozan Barış Anlaşması, Türk ulusuna yüz yıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Anlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın yıkılışını anlatan bir belgedir, Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasal utku eseridir’.
EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELEMİZİN ZAFERLE TAÇLANDIRDIĞIMIZIN BELGESİDİR: Lozan, saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizin zaferle taçlandırdığımızın belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan’ı hafife alan, subjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi hâline getiren, hatta kinle yaklaşanlar, İnönü’ye, onun üzerinden Atatürk’e, Cumhuriyetin kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedir. Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan’a giden süreci inşa eden ve antlaşmayı hayata geçiren başta önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve 2’nci Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız İsmet İnönü ile milli mücadele kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Kurucu değerlerimiz ve kurucu kadrolarımızın hedef ve idealleri, geçmiş 100 yılda olduğu gibi önümüzdeki yüz yıllarda da vazgeçilmez yol göstericimiz olmaya devam edecektir. Biz, CHP olarak kanun teklifimizi Meclis Başkanlığı’na sunduk. Lozan Antlaşması’nın imzalandığı 24 Temmuz resmi bayram olarak kutlanmalıdır."
CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, bugünün aynı zamanda basından sansürün kaldırılışının 115'inci yıl dönümü olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"1908 İSTİBDAT KOŞULLARINDAN ÇOK DAHA KÖTÜ KOŞULLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ: 24 Temmuz’un basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz. Ne yazık ki basında sansürün kaldırıldığı 1908 istibdat koşullarından çok daha kötü koşullarla karşı karşıyayız. Gazetecilerin, basın emekçilerinin dövüldüğü, tehdit edildiği, hapse atıldığı; basın kurumlarının kapatıldığı, ekranların karartıldığı, erişim engellerinin fikir suçlarının sansürün ve soruşturmaların olağanlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 2002 yılında 100’üncü sıradayken bugün 165’inci sıraya kadar gerileyen ülkemizde, basının durumu demokrasimizin de içler acısı durumunu gözler önüne sermektedir.
ÖZGÜR GAZETECİLERİN YANINDA OLACAĞIZ: İktidar, geldiği günden beri Türkiye’de halkın haber alma hakkını yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden sistemli olarak gasp ederek toplumu dizayn etmeye çalışmaktadır. ‘Gazeteci’ adı altında satın aldığı yandaşlarıyla adaletsizliği, haksızlığı, yolsuzluğu ve yoksulluğu görünmez kılmaktadır. Unutmayalım ki Çin’den sonra dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olan Türkiye’de bu sorun sadece gazetecilerin değil, tüm toplumun sorunudur. Biz, CHP olarak özgür medyayı ve dolayısıyla halkın haber alma hakkının gasp edenlere, basın emekçilerinin sendikal haklarını en alt seviyelere indirenlere, korku, sansür ve hapis üçgeninde basını tehdit edenlere karşı kalemini satmayan, gazeteciliğin meslek ilkelerine ve etiğine sahip çıkan saygın ve özgür gazetecilerin yanında olacağız.”
Kaynak: ANKA Haber Ajansı