Bizimkilerin bu yasaklara uymalarının sebebi, ABD’ye karşı sorumluluklarının gereğidir.

Amerika 1979 yılından bu yana İran devletine, haydut devlet muamelesi yapmıştır.

Kademeli olarak artırılan ambargolarla, İran’ı dünyadan soyutlamaya çalışmıştır.

Amerika, Türkiye ile İran’ın arasını açmak için laikliği kullanmış, gladyonun öldürdüğü Kemalist aydınları, İran öldürdü diye provokasyonlar yapmış, bir taşla iki kuş vurmuştur.

Sonunda, kendine bağlı iktidarların oluşmasında, İran düşmanlığını araç olarak kullanmıştır.

Türkiye İran düşmanlığı; Amerikancı mezhepçi gericiler, Amerikancı laikçiler ve onların kullandığı sözüm ona aydınlar, medyada onların aktörleri olmuşlardır.

Mevcut siyasi iktidar, Amerika’nın İran aleyhinde aldığı tüm ambargo kararlarına uymuş, Türkiye ile İran arasındaki ticareti sınırlamıştır.

İran Merkez Bankasının para transferini yasaklayan ABD, Türkiye’yi altınla ticarete zorlamıştır.

Sonra da, Amerikan Kongresinde alınan bir kararla, altınla yapılan ticareti de yasaklamıştır.

Bununla da kalınmamış, en önemli üretim fazlamız olan demir çelik ürünlerinin, İran’a satılmasını yasaklamıştır.

İran’dan alınan ham petrol azaltılmış, Barzani’den alınan petrol artırılmıştır.

Bizimkilerin bu yasaklara uymalarının sebebi, ABD’ye karşı sorumluluklarının gereğidir.

Suriye meselesi, yeni kuvvet dengeleri oluşturmaya başlayınca, ABD siyaset değiştirmiştir.

Amerika’nın Ortadoğu siyasetinde, köklü değişiklikler olacağı, bu yılki Birleşmiş Milletler birleşiminde yapılan konuşmalardan, çok net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Amerika her geçen gün İran’a yanaşmak istemekte, ancak İran bir bağımsız ülkenin yapacağını yapmakta ve ABD’nin İran’ın iç işlerine karışmamasını şart koşmaktadır.

İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin Obama’dan gelen görüşme teklifini ret etmesinin sebebi budur.

Gül Ruhani görüşmesinden de anlaşılmaktadır ki, ABD Gül’ü de araya koyarak, ABD İran yakınlaşmasını sağlamaya çalışmaktadır.

Görüşmek için kıvranan İran değil, ABD’dir.

Amerika şunu görmüştür ki; İran olmadan orta doğuda hiçbir şey olmaz.

Yani bu işin Erdoğan ve Davutoğlu ile halledilmesi akla ziyandır.

Daha derinden bakarsak, Rusya’yı dışlayarak, ABD orta doğuda tutunamaz.

ABD karşında, Çin, Rusya ve İran’ı görünce, AKP’yi peş paraya satmıştır.

Bu kadar çok Amerikancılık yapanlara ders olsun.

Gül, Gülen ve Kılıçdaroğlu restorasyon hükümeti kuruluş çalışmaları da, Amerika’dan Türkiye’ye el etmiştir.