BU SÖZLER SAVAŞTA SÖYLENMEZ!

BU SÖZLER SAVAŞTA SÖYLENMEZ!

Bahçeli Erdoğan’a öyle bir laf etti ki…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Mersin'de konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisinin Sünni olduğunu söylerken, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na Alevi, Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'a Zaza diye seslenmesini eleştirdi. Bahçeli, "Yani şu tablo aynen Suriye'de ve Irak'ta kardeş kardeşi boğan bir tablodur. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu kabul etmek mümkün değil. Şimdi buradan söylüyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, senin etnik temelin karışık. Kaynağın da bulaşık. Senden Cumhurbaşkanı olmaz" dedi.

Gözne Otoyol Gişeleri'nde partililer tarafından karşılanan Devlet Bahçeli, yaklaşık 100 araçlık konvoyla şehir turu attıktan sonra Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz'ı makamında ziyaret etti. Kocamaz'ı seçimi kazanmasından dolayı tebrik eden Bahçeli, daha sonra Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı'na geçti. Burada yaklaşık 2 bin kişiye konuşan Bahçeli, yerel seçimlerde MHP olarak Mersin, Adana ve Manisa'da büyükşehir belediye başkanlıklarını kazandıklarını belirtip, "Bu yıllardır özlemini çektiğimiz bir durumdur. Cenab-ı Allah'ın büyük lütuftur. Mersin'de hiç hayal edilmeyen olay gerçekleştirilmiştir" dedi.

10 Ağustos'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin çok önemli olduğunu belirten Bahçeli şunları söyledi:

"Bu Meclis'in 550 milletvekiliyle temsil edildiği bir ortamda, bu böyleyken şimdi milletimizin vekilleri tarafından değil, bizatihi kendisi tarafından yapılan bir seçimle karşı karşıyayız. Bu seçimi önemsemenizi istiyorum. Bu seçim bir ilktir ve inşallah gelişerek böyle devam etmelidir. Millet iradesi, yani sizler her konuda iradenizi ortaya koyabilecek bir fırsatı demokrasiyle bütünleşerek hayata geçirmek için önemli bir fırsat olarak görmelisiniz. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimini sizlerin başarması hali birçok konunun daha değişik ortamlarda seviyeyi yükseltmenin çok çok ötesinde demokratik katkısının da yüksek olacağını unutmama lazımdır. Hal böyle olunca MHP olarak bu seçimleri önemsiyoruz. Bu seçimlerde milletimizin iradesinin çok net tercih berraklığı içinde ortaya konmasını istiyoruz."

'DEMOKRASİNİN ÖNÜNDEKİ TIKACI MHP ÇEKMİŞTİR'

Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin her zaman siyasi krizlere neden olduğunu anımsatan Bahçeli, Abdullah Gül'ün seçilmesi sırasında yaşananları örnek vererek şöyle devam etti:

"Bir kardeş öyküsüyle Recep Tayyip Erdoğan önce bir şansını yokladı, baktı ki bazı güçlükler var 'Kardeşim Abdullah' projesini ortaya koydu ve Meclis'te Abdullah Gül Bey'i aday olarak takdim ettiklerini söyledi. Sonra karşımıza nereden çıktı, ne anlamı var, bilen var mı yok mu, o da belli değil, bir 367 rakamı gündeme getirildi. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için başlangıçta 367 milletvekilinin katılımıyla olması lazımmış. Turlar yapılıyor, 367 yapılamıyor ve bu tartışma Türkiye'yi bir başka yöne doğru sürükleme kanaati olgunlaştığı sırada Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhurbaşkanlığı seçimini halka götürme gerekçesine dayalı olarak erken seçim projesini ortaya koydu. 2007 yılında bir erken seçim oldu. Bu defa Abdullah Gül beyefendi tekrar aday olarak devamı arzulandı fakat Türkiye'de eken seçim Türkiye'nin sosyoekonomik meselelerinin çok ötesinde 'Müslüman bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz' diyerek bir propagandayla yürütüldü. Sanki bu ülkede sorumluluk üstlenmiş cumhurbaşkanlarından müslüman olmayanlar varmış. Bir propagandayla bu yürütülmeye çalışıldı. Sonuç ne oldu, 341 milletvekiliyle geldi. Öte yandan bölücülükle meşgul olanların da Meclis'te temsil edilme imkanı doğunca ikisi bir arada mütalaa edilse dahi 367 sağlanamadı. Birinci de MHP yoktu. Erken seçim sonrasında MHP 71 milletvekiliyle geldi. O günkü gazeteleri masaya bırakın, 367 var mı yok mu, Meclis'e katılalım mı katılmayalım mı? Bütün bunların hepsi Türkiye'nin kilitlenmesine yönelik yanlışlıklar bütünüydü. Demokrasinin önüne bir 367 tıkacının konulması meselesiydi. Böyle bir durumda gazeteciler bize sordular, '71 milletvekiliyle geldiniz, Meclis açıldıktan sonra Meclis'te bulunacak mısınız?' 'Bizi milletimiz bugün için göndermiştir, biz o gün orada olacağız' demişizdir. İşte MHP demokrasinin önündeki tıkacı çekmiştir. 14 Ağustos'ta başta Abdullah Gül Bey, Mehmet Ali Şahin Bey, ona benzer milletvekilleriyle beraber MHP'ye teşekküre gelmişlerdir. Ama biz kendilerine, 'biz sizin adayınızı desteklemek için bu ifadeyi kullanmadık, demokrasi içerisinde bir çözümün bulunması ve demokrasinin önündeki tıkacı çekmek için geldik' dedik. İşte MHP'nin milliyetçilikle, demokratlık kardeşliği böyledir."

"OYUMUZ YÜZDE 13'TEN 17'YE ÇIKTI"

Cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlayan yasada eksiklikler olduğunu ifade eden Bahçeli şöyle konuştu:

"Bu bir ilk, yasa çok acele ve sığ hazırlanmış, boşluklar var, ama her türlü boşluk Recep Tayyip Erdoğan'ın devlet imkanlarını kullanarak dolduracağı belli olan boşluklar. Böyle bir durum karşısında seçime gidiyoruz. Sayın Başbakan aday olma niyetini koyuyor, kardeşlik öyküsünü hatırlatıyor, bu sefer kardeşlik öyküsünün kendisine yönelmesini istiyor, Abdullah Gül Bey'i devre dışı bırakıyor. Parti içerisinde hakimiyetini koruyor ve günü geliyor 'Ben Cumhurbaşkanı adayı olacağım' diyor. Bu en demokratik hakkıdır. Böyle bir durum karşısında Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı tartışılıyor. Kesinleşmeden, imzalar toplanmadan her tarafta Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olacak mı, olmayacak mı, Abdullah Gül buna fırsat verecek mi vermeyecek mi? Türkiye'de başka bir siyasi parti kalmadı, bu iki şahıstan başka vatan evladı kalmadı. Ya Abdullah olacak ya Recep olacak. Böyle bir mantıkla bizi sac kavurması gibi, sacın üstüne koydular. Bu durumda bir şeyler yapılması lazım. Birinci fikir şudur, Erdoğan'ın istediği de budur. Herkes kendi adayını çıkarsın. Kazanıp, kazanmama aklında yok. Aklında olan aday çıkması, meydan bulunmuş olması fakat seçilmediği takdirde bunun Recep Tayyip Erdoğan'a faydası zararı nedir onu hesap etmiyor. İlle de diyor ki 'MHP'den de aday çıksın.' Bu seçimde en fazla oy arttıran parti 2 milyon 300 bin ile MHP'dir. MHP'nin oy oranı yüzde 13'ten 17'ye çıkmıştır. Biz delikanlı bir hareketiz. 'Bizim de adayımız olması lazım' dedik, alayımız karar verdik, bir isim üzerinde durduk. MHP'nin Cumhurbaşkanlığı kazanması Recep Tayyip Erdoğan'ın hoşuna gider mi? Türkiye üzerinde oyunları olanın hoşuna gider mi? Etnik temelli ayrıştırmayı kafasına koyanların hoşuna gider mi? Onun için alayı bir olacak MHP'nin adayına bunlar 'Katil, bunlar şovmen, bunlar ırkçı, kafatasçı' diye Recep Tayyip Erdoğan daha fol yok yumurta yokken, MHP'nin başarısını kıskanarak meydanlarda bunları söyledi mi, söylemedi mi? Bütün bunlara rağmen yolumuza devam ettik, TRT başta olmak üzere televizyonlar aleyhimizde, alayına direndik. Sonuç yüzde 17,76 oydur ve MHP kenetlendi, karar verdi, 'Biz varız' dedi ve yüzde 17,76 oyunu aldı. Bu rakam sizi tatmin edebilir, ama adayınızın kazanma şansını da mümkün kılmaz. Gerçekçi olmak lazım. Gidin eve elinize bir kağıt kalem alın, hesap edin. Bizim yüzde 17,76 birinci turda en fazla oy alan iki partinin içerisinde bulunmadığı takdirde alayınıza gelenler olur. 'Seçime girdiniz, iyi de oy aldınız ama ilk iki partinin içinde değilsiniz. Bu Recep Ağa'nın bizimle olan münasebetleri var. Orada 'Ak kurtlar' var, gelin bir başkasına oy vermeyin bize oy verin dediği takdirde çukurdaki Recep Tayyip Erdoğan'ı yavaş yavaş çıkartma imkanı doğmaz mı? Bu oyuna MHP nasıl düşer? Peki, Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olur mu? Andı ortadan kaldıran, TC'yi silen, 17 25'de yolsuzluğun içine batan, Bilal oğlanı zengin eden, ayakkabı kutularının değerlendiği bir ortamda etnik temelli bölücülüğü körükleyen, mezhep ayrımcılığı yapandır."

SENDEN CUMHURBAŞKANI OLMAZ

MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli son olarak vatandaşları 10 Ağustos'ta sandığa gitmeye davet ederek şunları söyledi:

"Sıkışmış, her türlü yalanı dolanı söylüyor, iftiraları yapıyor. Neymiş efendim, Ekmeleddin Bey Kahire'de doğmuş. Memleketin evladı sayılmazmış. Bu aklı ona kim veriyorsa, onu yere çakmak için veriyor demektir. Eğer cesaretin var, bir bildiğin var ve bunun için bunu söylüyorsan, bunu açıkla. De ki, ben Cumhuriyetin bütün değerlerine karşı bir adamım. Cumhuriyeti kurandan tutun, cumhuriyetin kazanımlarının alayına karşıyım. Cumhuriyeti kuran ise, Selanik doğumlu Mustafa Kemal Atatürk. Ona karşı olduğunu yüreğin yok söylemeye. Arkasından da son günlerde, 'Babam söyledi biz de Türkmüşüz' diyor. Al birini vur ötekine. Kayseri'nin Pınarbaşı İlçesi'nden Kıbrıs'a giden güzide bir vatan evladının mensubu olan ve orada doğan Alparslan Türkeş, Lefkoşe'de doğdu diye memleket evladı sayılır mı, sayılmaz mı? Şimdi de kalkmış, dün kol kola gezmişler, Oslo'dan bilmem nereye kadar, Kandil'e kadar gidip gelenler, İmralı'yı tatil köyü yapanlar, şimdi kalkmış 'Sen Zaza'sın' diyor. CHP Genel Başkanı'na 'Sen Alevisin' diyor. Kendisine de 'Ben Sünni'yim' diyor. Yani şu tablo aynen Suriye'de ve Irak'ta kardeş kardeşi boğan bir tablodur. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu kabul etmek mümkün değil. Şimdi buradan söylüyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, senin etnik temelin karışık. Kaynağın da bulaşık. Senden Cumhurbaşkanı olmaz. Öyleyse Pazar günü sandığa gideceğiz, orada Ekmeleddin Bey'in resmine mührü vuruyorsunuz. Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi de orada var. Aslında bu resim hikayesi de yanlış. Amerikan kovboy filmlerinden özenmişler, 'Wanted' diye yazıyor ya altında! Böyle rezalet olur mu? Bu Recep Tayyip Erdoğan için geçerli de, Ekmeleddin bey için geçersiz olan sözdür. Pazar günü sandığa gidecek miyiz? Gidemeyen varsa onu sırtınıza alıp, götürecek misiniz? Mührü elinize alıp, sevgi için, birlik için, Ekmel Bey diyecek misiniz? Kahire'de de doğsa, başka yerde de doğsa Türkoğlu Türk olan Ekmel Beyi Cumhurbaşkanı yapacak mısınız?"

Kaynak:Haber Kaynağı