BU SÖYLENTİ AKP'DE DEPREM YARATTI
Erdoğan'ın sarayında gölge bir hükümet kurduğu ve yasal olmayan bir şekilde icrai çalışmalara başladığı yönünde. AKP'de büyük çalkantı yaratan bu gelişmeye bağlı olarak Davutoğlu'nun da hastalık bahane ederek tüm programlarını iptal ettiği ve ortalıktan k
CHP, “paralel hükümet” olarak nitelediği 13 kişilik gizli kabineye ilişkin sorularına yanıt verilmemesine itiraz etti. İtirazın ayrıntıları ise Erdoğan'ın sarayında gölge bir hükümet kurduğu ve yasal olmayan bir şekilde icrai çalışmalara başladığı yönünde. AKP'de büyük çalkantı yaratan bu gelişmeye bağlı olarak Davutoğlu'nun da hastalık bahane ederek tüm programlarını iptal ettiği ve ortalıktan kaybolduğu söyleniyor. Kulisler Taraf gazetesinde ortaya atılan "Erdoğan beşir AStalay başkanlığında bir komisyon oluşturarak aday belirliyor" iddiasının Başbakan davutoğlu'nu çok sinirlendirdiğini konuşuyor.
DAVUTOĞLU'NU YATAĞA DÜŞÜREN SÖYLENTİ
Siyasi kulisleri çalkalandıran iddianın gün yüzüne çıkması ise, Başbakan Davutoğlu'nun 2 gün önce çok sağlıklı bir şekilde neşeli toplantılar yapmasının ardından birden bire ortadan kaybolması ile alevlendi. Davutolunun bu kayboluşunu ise Taraf gazetesi, Erdoğan'ın sarayında kurulan bir gölge hükümet ile seçim stratejisi palanlama yapıyor olmasına bağlandı. Yapılan açıklamada ise, Davutoğlu'nun aniden rahatsızlandığı, ateş ve başdönmesi şikayetlerinin olduğu şeklindeydi.
CHP'NİN AÇIKLAMASI "TUZ BİBER" OLDU
Öte yandan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Erdoğan’ın; “Kara Saray”, “Kaç-Ak Saray” olarak da nitelendirilen, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, gizli bir kararnameyle 13 kişiden oluşan gölge hükümet kurması üzerine Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa başvurarak bilgi istemişti.
Kart, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında, 13.12.2014’te yaptığı başvurulara yanıt verilmeyince bugün Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu’na itirazda bulundu. Kart itiraz dilekçesinde şunları söyledi:
CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ İLE PERSONEL GÖREVLENDİRİLDİ Mİ?
“Basına yansıyan, tekzip edilmeyen ve tevilli olarak doğrulanan haberlere göre; cumhurbaşkanı, Anayasa’nın 107. maddesi ve 2879 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Teşkilatı Kanunu’na dayanarak; cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, cumhurbaşkanlığı bünyesinde istihdam edilmek üzere personel görevlendirmesi yapmıştır.
İCRAİ GÖREV YAPAMAZLAR
"Sözü edilen yasa ve anayasa maddesi uyarınca; cumhurbaşkanının, istisnai memur kavramıyla bağlı olarak görevlendirme yapması mümkündür. bu görevliler, cumhurbaşkanlığı makamının , anayasada düzenlenen yetkileri kapsamında görev yapabilir. İcrai anlamda hiçbir yürütme yetkisinin içinde olamazlar. Anayasanın âmir hükümleri ve anayasal sistem bu yöndeki muhtemel uygulamalara engeldir.
GÖLGE KABİNE Mİ KURDU
“Hal böyle olmasına rağmen; cumhurbaşkanının, bir taraftan hükümetin icraatlarını denetleme, bir taraftan da doğrudan kendi icraatlarını uygulamak amacıyla kadro ihdası yoluna başvurduğu, ‘gölge kabine’ kurduğu yönünde bilgiler kamuoyuna yansımıştır. Gelişmeler, cumhurbaşkanının ‘fiili başkanlık’ uygulamasını hayata geçirmek istediğini göstermektedir. Bu kapsamda kurulduğu ifade edilen daire başkanlıklarının nitelikleri gözönüne alındığında, tümüyle ‘yürütme yetkisini’ içeren ve hedefleyen bir çalışmanın yapıldığı ortaya çıkmaktadır.”
İKİ MAKAMDA SESSİZ
Erdoğan’ın yaptığı atamaların anayasal darbe niteliğinde olduğunu vurgulayan Kart, bu gelişmeler üzerine Cumhurbaşkanlığı, hem de Başbakanlığa sorular yönelttiğini belirterek, “Ancak her iki makam, 13.12.2014 tarihinde kendilerine ulaşan bu başvurulara, yasal süresi içince cevap vermemişlerdir” dedi.
İki makamın da sessiz kalarak “ret” işlemi tesis ettiğini sözlerine ekleyen Kart, bu nedenle itiraz başvurusunda bulunmak zorunda kaldığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Anayasal sistemi ve devlet yönetimini en üst düzeyde ilgilendiren böylesine önemli bir konu hakkında, her 2 makamın da bilgi vermesi ve kamuoyuna açıklama yapması hem yasal zorunluluktur ve hem de demokrasinin gereğidir. Halka saygının gereği olarak da bu yönde açıklama yapılmalıdır. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, bilgi kirliliğine ve spekülatif değerlendirmelere yol açılmaması için; her 2 makam tarafımızdan yapılan başvurulara açıklama getirmek durumundadır. Başvuru konusu, bilgi edinme hakkının sınırları içinde kalmaktadır. Devlet sırrını, ülkenin ekonomik çıkarlarını, istihbarat bilgilerini, idari ya da adli soruşturmaları ilgilendiren herhangi bir talep söz konusu değildir. Keza, yasanın 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 ve 28. maddeleri kapsamında kalan bir durum da söz konusu değildir. Ve nihayet; cumhurbaşkanlığı makamının ‘sorumsuzluğu’ kavramıyla ilgili olan bir başvuru da söz konusu değildir.”
Kart, kuruldan Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığın ret kararını iptal ederek, bilgi ve belgelerin kendisine verilmesi için karar almasını istedi.
Kaynak: