BBC Operasyonu Dakikası Dakikasına Böyle Duyurdu
BBC böyle duyurdu
DÜNYADA GENİŞ YANKI UYANDIRDI
17 ARALIK Sabahı başlatılan ve 4. gününe giren 4 bakanın adı karıştığı "yolsuzluk ve rüşvet" operasyonu sadece ülkemizde değil dünya medyasında da hala geniş şekilde yer almaya devam ediyor. Operasyon ve sonuçlarına dair en kapsamlı haberi ise yiine ünlü İngiliz Yayın Kuruluşu BBC yaptı. Dünyanın önemli medya kuruluşlarının bazılarınında BBC den kaynak gösterdiği bu haber dakika dakika operasyon gelişmelerini çeşitli kaynaklardan yansıtıyor. BBC'nin Türkiye sosyal medyasından yaptığı alıntılar ile zenginleştirdiği haberinde Türk Medyasına getirilen yasak yüzünden yayınlanamayan bir çok ayrıntı da bulunuyor. İşte BBC'nin verdiği dakika ayrıntılar.
Ozan adlı izleyicimiz, canlı anlatım sayfamıza Twitter hesabı aracılığıyla şu katkıyı yapıyor:
ADLİYEDE SON DURUM
Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nden gelen bilgilere göre, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarında savcıların oybirliği ile alınan kararların ardından son durum şöyle:
- İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğluKaan Çağlayan, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ve iş adamı Rıza Sarraf'ın aralarında olduğu birinci soruşturmada 14 kişi tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilirken 7 kişi serbest bırakıldı.
- Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in içinde bulunduğu soruşturmada 21 kişi hakkında tutuklama talep edildi, 1'i adli kontrol uygulanması talebiyle olmak üzere 6 kişi serbest bırakıldı.
- İş adamı Ali Ağaoğlu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar'ın içinde olduğu soruşturmada 14 kişi tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilirken, 3 kişi adli kontrol uygulanması talebiyle toplam 9 kişi serbest bırakıldı. Adli kontrol talep edilenlerden biri Ağaoğlu.
Yolsuzluk operasyonuyla ilgili bugün Türkiye'nin farklı kentlerde eylemler düzenlendi.
Eylemlerin tamamına yakınında sembolik olarak ayakkabı kutuları kullanıldı.
İstanbul, Fatih'te Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) üyesi bir grup Fatih Belediye Başkanlığı önünde bir eylem yaptı.
MHP'liler yanlarında getirdikleri yolsuzluk operasyonuyla ilgili dövizleri belediyenin camlarına astı ve belediye önünü süpürerek eylem yaptı.
Grup üyeleri, gözaltına alınan Belediye Başkanı Mustafa Demir'e karşı, "Hırsız Mustafa" , "Fatih bizimdir bizim kalacak", "Hırsızlar istifa" sloganları attı.
Antalya’da Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri, iddia edilen yolsuzlukları, yanlarında getirdikleri ayakkabı kutulardan çıkardıkları, üzerinde bazı bakanların resimlerinin olduğu sahte ABD dolarlarını havaya atarak protesto etti.
Trabzon’da protesto için bir araya gelenler AKP İl Binası önüne yürümek istedi. Polis göstericilerin buraya yürümesine izin vermedi. Göstericiler PTT binası önünde basın açıklaması yaptı.
İstanbul, Kadıköy’de Altıyol'da toplanan yürüyüşçüler, Bahariye Caddesi ve Moda üzerinden Halkbankası Şubesi önüne gitti. "Bu pisliği halk temizler" pankartı açılan yürüyüşte, "Hırsız var!", "Hükümet istifa" sloganları atıldı.
İstanbul, Beşiktaş'ta Abbasağa Forumu'nun çağrısıyla Beşiktaş çarşısı içinde bir gösteri düzenlendi. Çarşıdaki Halkbankası Şubesi önüne yürüyen eylemciler bankanın önüne üzerinde "Hükümet istifa" yazılı ayakkabı kutuları bıraktı.
İstanbul'un Kadıköy ilçe merkezindeki Bahariye Caddesi boyunca, rüşvet ve yolsuzluk soruşturması nedeniyle hükümete duyulan tepkiyi ifade eden dövizler asılı.
Gezi eylemleri sırasında kurulan Yoğurçu Parkı Forumu üyeleri ise Altıyol'da toplanarak, "Bu pisliği halk temizler", "Devlet yaşamlarımızı çalıyor" sloganlarıyla yürüyüş düzenliyor.
Hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle özellikle CHP'li milletvekilleri tarafından TBMM Genel Kurulu'nda sert şekilde protesto edilen AB Bakanı Egemen Bağış, bakan arkadaşları tarafından konuşma yapmamaya ikna edildi ve salonu terk etti.
TBMM'DE GERGİNLİK
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'na gelen AB Bakanı Egemen Bağış, hakkındaki rüşvet ve yolsuzluk iddiaları nedeniyle muhalefet milletvekilleri tarafından protesto edildi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in bulunduğu kürsüye giden Bağış, söz almak istedi. Ancak arkadaşları tarafından ikna edildi.
BDP ve HDP üyesi milletvekilleri ise kürsüye yönelerek, görüşmeleri engelledi. Sosyal medyada, bu eylemin gerekçesinin, BDP'li tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmaması olduğu öne sürülüyor. CNN Türk'e göreyse sebep Cemil Çiçek'in yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili açıklama yapmaması.
Çiçek, gerginlik üzerine birleşime ara verdi.
Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar da, tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedildi.
SON DAKİKA: İşadamı Ali Ağaoğlu serbest bırakıldı, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ise tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedildi.
Adı rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında geçen bakanlardan Egemen Bağış, yazılı bir açıklama yaptı. AB Bakanı'nın açıklamasından satırbaşları şöyle:
"(...) Kasıtlı olarak üretilen bu senaryolar tamamen gerçek dışıdır, hayal ürünüdür ve alçakça bir komplonun parçasıdır. Bu iftiralara delil oluşturduğu öne sürülen saçmalıkları, hakkımda hüküm verilmesine sebep olacak şekilde yansıtanlarla ilgili hukuk nezdinde gereken girişimler başlatılmıştır. Devlet içerisinde paralel devlet oluşturmaya yönelik çaba içinde olan ve gerek yargısız infaz gerekse kişilik suikasti şeklinde tebarüz eden bu örgüt ve çetelerin karalama kampanyalarına alet olanlar hukuk karşısında büyük bir suç işlemiş olmakla birlikte insani ve ahlaki açıdan da ciddi bir alçalma içindedirler."
"Sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi kirli bir siyasi mühendislik projesinin hayata geçirilmeye çalışıldığı son derece sinsi ve kirli bir tuzakla karşı karşıyayız.Türkiye Cumhuriyeti büyük, güçlü ve köklü bir devlettir. Ülkemizi çadır devlet zannedip içeriden ve dışarıdan bu kirli senaryoları uygulamaya koyanlar çok yakın zamanda hukuk ve millet nezdinde gereken cevabı alacaklardır."
" 'Çamur at izi kalsın' hükmündeki bayağı isnatlarla siyasi suikast ve kişilik katliamlarına yelteneler bir kez daha görecekler ki devlet devlet olmanın, Hükümet Hükümet olmanın gereğini tereddütsüz yerine getirecektir."
"Engeller ne olursa olsun, hangi kirli senaryolar tedavüle koyulursa koyulsun, AK Parti adavetten değil adaletten yana duruşundan taviz vermeyecektir. Son 11 yılda gerçekleştirdiğimiz reformlarla nasıl vesayetle ve çetelerle kararlı bir mücadele ortaya koyduysak, bundan sonra da bu mücadeledeki kararlılığımızdan taviz vermeyeceğiz. Türkiye’nin yolu Avrupa Birliği süreciyle şekillenen muasır medeniyet yoludur ve hiçbir kirli tuzak bizi bu yoldan geriye döndüremeyecektir."
"Soruşturmanın gizliliğine duyduğumuz saygının gereği olarak bu zamana kadar susmayı tercih etmiştik. Ancak soruşturma kapsamında olduğu ileri sürülen bilgilerin yasalar çiğnenerek çarşaf çarşaf basına servis edilmesi üzerine tarafımızca açıklama yapma zorunluluğu doğmuştur."
Bugün İstanbul'un farklı merkezlerinde sokaklara, üzerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın resminin ve ‘Şamarlatmayacağız’ ibaresinin bulunduğu afişlerin asıldığı görüldü.
Altında herhangi bir imza bulunmayan afişleri kimlerin astığı bilinmiyor.
Gezi Parkı olayları sırasında da 'Erdoğan'ı Yedirmeyiz' sloganı hem sosyal medyada hem de sokaklara asılan bazı afiş ve pankartlarda yoğun olara kullanılmıştı.
İSTANBUL ADLİYESİ'NDE SON DURUM:
Aralarında Rıza Sarraf, Halkbankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, İçişleri Bakanı Muammer Güller'in oğlu Barış Güler ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan'ın da bulunduğu 14 kişinin tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiğini aktarmıştık az önce.
7 zanlı da serbest bırakılmıştı.
Rengin Arslan, serbest bırakılanların isimlerinin ''Yücel Özçelik, Ercan Sagin, Mustafa Behçet Kaynar, Murat Yılmaz, Halil İbrahim Akkaya, Halil Delgeç, Cemalettin Habbani'' olduğunu aktardı.
Arslan'ın sorularını yanıtlayan Ali Ağaoğlu'nun avukatı Ali Demirhan ise müvekkili ile ilgili müzekkerenin yazılmakta olduğunu ve kararın açıklanmasını beklediklerini söylüyor.
Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Oğuz Bayraktar da hakkında savcılık kararı beklenen zanlılar arasında.
Hükümet yanlısı bazı yayın organlarında yer alan yorumlarda sıklıkla son yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun hükümete karşı bir siyasi komplo olduğu ve bu komplonun uluslararası ayağının da bulunduğu dillendiriliyor.
Yorumlarda ağırlıklı olarak iddia edilen komployu Gülen Cemaati'nin uluslararası bir destekle yaptığı, İsrail’in de bu desteği sunan ülkelerden olduğu belirtiliyor.
BBC Türkçe’ye konuşan, Tel Aviv Üniversitesi Moşe Dayan Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi araştırmacısı Hay Eytan Cohen Yanarocak’a göre İsrail’in AKP ve Cemaat arasındaki krizde, Cemaat'in tarafını seçmesi olası.
Yanarocak bu konuda hiçbir somut verinin bulunmadığının altını çiziyor ancak İsrail ve Türkiye arasındaki politik duruma bakıldığında bu desteğin ihtimal dahilinde olduğunu söylüyor.
Yanarocak'a göre, eğer İsrail böyle bir destekte bulunmuşsa böylece kendisi açısından 'bir taşla iki kuş vurmuş olabilir'.
Yanarocak, burada İsrail'in hem İran'ın iddia edilen yasadışı ekonomik faaliyetlerine hem de sıkıntı yaşadığı AKP hükümetine zarar vermeyi düşünmüş olabileceğini söylüyor.
Yanarocak şu yorumları yapıyor:
"21 Nisan 2013 tarihinde Amerika’da Halk Bankası’na karşı 47 tane senatörün yaptırım uygulama talebi var, aynı gün Halk Bankası bu ithamları reddediyor. Neydi bu ithamlar? İran Türkiye’ye doğalgaz satıyor bunun karşılığında Türk lirası olan bu paralar altına çevriliyor ve altın Dubai üzerinden İran’da millileştiriliyor."
"Dolayısıyla Halk Bankası burada İran için yaptırımları delen bir paravan örgüt gibi bir şey oluyor. Bunun üzerine 47 Senatör yaptırım istedikten sonra Zafer Çağlayan altın ihracatının hiçbir ülke farkı gözetmeksizin devam edeceğini söylüyor. Zafer Çağlayan’ın oğlunun içeride olmasının sebebinin Çağlayan'ın İran konusundaki ısrarı olabileceği akıllara gelmiyor değil."
"Yine baktığınız zaman belki de yabancı istihbarat örgütleri, Halk Bankası’nın başındaki Süleyman Arslan'ı İran’a altın transferleri konusundaki işlemlerden ötürü belki takibe almış ve bu takip sırasında Arslan’ın herhangi bir şekilde yolsuzluk yaptığını tespit ettikten sonra Erdoğan hükümetine karşı Gülen Cemaati’nin elini güçlendirmek için kullanmış olabilirler. Veya Erdoğan’a karşı bir başka güçlü cephe yaratmayı da amaçlamış olabilirler."
"Burada İsrail için iki önemli ayak var, birincisi Halk Bank ve ikincisi Rıza Sarraf."
Yanarocak, İsrail ve Gülen Cemaati arasındaki olası bir işbirliği konusundaysa şu yorumu yapıyor:
"Mavi Marmara, Davos, Anadolu Kartalı’nın iptali, TRT’deki Ayrılık dizisi vb. üzerinden sürtüşmeler yaşanırken ‘Mavi Marmara’nın gitmesi yanlıştı, keşke otoriteden izin alınsaydı’ tarzı açıklama yapan birine kanınız kaynar, doğru mu? Hele ki bu harekete bağlı olan yazarların çoğu sıklıkla, Today’s Zaman gazetesinde veya Zaman gazetesinde İsrail’le ilişkilerin onarılması gerektiğinin altını çizerse doğal olarak siz gerek ABD gerek İsrail olarak bu oluşuma göz kırparsınız bu çok normal bir şey.”
Yanarocak, iddia edilen destek gerçek olsa bile bunun, operasyonun sırf İsrail'in çıkarlarına indirgemesi anlamına gelmeyeceğini ekliyor.
Emniyette görevden alınan yetkililerden sonra akşam saatlerinde bürokrat tasfiyesininTRT'ye de sıçradığı anlaşılıyor.
TRT Haber Dairesi Başkanı Ahmet Böken ve yardımcısı Ahmet Çavuşoğlu'nungörevden alındığı bildirildi.
Ahmet Böken TRT'ye geçmeden önce Cemaat'e yakınlığıyla bilinen Samanyou TV'de muhabirlik, sunuculuk, editörlük ve haber müdürlüğü yapmıştı.
Cumhurbaşkanlığı Köşkü, İl Emniyet Müdürlerinin değiştirilmesini öngören kararnamelerin ‘Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nden döndüğü’ iddialarını yalanladı.
Doğan Haber Ajansı’nın aktardığına göre Köşk’ün açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Bugün bazı basın-yayın organlarında yer alan, "2013 Temmuz ayından bu yana bazı İl Emniyet Müdürlerinin değiştirilmelerini öngören kararnamelerin Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nden döndüğü" yönündeki haberler tamamıyla asılsızdır. İl Emniyet Müdürlüklerine atama yapılmasına ilişkin 21 Mayıs 2013 tarihinde onaylanan kararnameden sonra, Sayın Cumhurbaşkanımızın onayına sunulmuş herhangi bir kararname bulunmamaktadır.”
Türkiye gündemine oturan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu kapsamında Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne götürülen 21 kişiden 14'ünün tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiği, 7 kişinin ise serbest bırakıldığı belirtiliyor.
Hürriyet ve Zaman gazetelerinin haberine göre, tutuklanması talep edilenler arasında İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan ve İranlı Türk vatandaşı iş adamı Rıza Sarraf bulunuyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Ali Ağaoğlu'nun avukatı Ali Demirhan ise müvekkeli ile ilgili müzekkerenin yazılmakta olduğunu ve kararın açıklanmasını beklediklerini söylüyor.
Anadolu Ajansı, AB Bakanı Egemen Bağış'ın hakkındaki yolsuzluk iddialarının ortaya dökülmesinden sonra gazetecilere ilk açıklamasını böyle duyuruyor:
SON DURUM'u Rengin Arslan İstanbul Adliyesi'nden bildiriyor...
Operasyonlar kapsamında toplam 89 kişi gözaltına alınmıştı.
Bunların 13'ü emniyetteki ifadelerinin, 10 kişi de savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı.
Çağlayan Adliyesi'nde su an 66 kişinin savcılık ifadelerinin alınmasına devam ediliyor.
Medyada da dikkat çekici iki gelişme yaşandı bugün.
İlki, Çalık grubunun, Sabah gazetesi ve ATV televizyonunu Kalyon İnşaat Grubu'nun bir iştirakine sattığına ilişkin haberler oldu.
Diğeri ise, Gülen cemaatinin yayın organlarından Zaman ve Todays' Zamangazetelerinin Türk Hava Yolları uçaklarına alımına son verildiği iddiaları.
Todays Zaman gazetesinde yer alan habere göre, THY günde 1,750 adet Zaman, 1000 adet de Todays Zaman gazetesi alıyordu.
Haberde, Türk Hava Yolları yetkililerinin karara bir gerekçe göstermedikleri, bir THY yetkilisinin 'ikram hizmetlerinde yeniden yapılanmaya gidildiği, bu kapsamda da bu iki yayına uçaklarda yer verilmediği' sözleri aktarıldı.
Bu arada, Diyarbakır'dan, tutuklu milletvekillerinin tahliye talebiyle ilgili mahkeme kararı geldi: Ret.
BDP'li Şırnak milletvekilleri Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız ile Van Bağımsız MilletvekiliKemal Aktaş'ın tahliye talebine savcı da katılmıştı.
Ancak Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, savcının görüşüne değil, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin daha önce verdiği ret kararına uydu.
KCK davasından tutuklu bulunan vekiller İbrahim Ayhan ile Gülser Yıldırım'ın serbest bırakılması için de Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurulmuştu.
BDP'li ve HDP'li milletvekillerinin, CHP'li milletvekili Mustafa Balbay'ın Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca serbest kalmasına rağmen arkadaşlarının bırakılmamasını protesto için TBMM'de 4 gün boyunca sürdürdükleri açlık grevi sona erdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Twitter hesabında hükümete yükleniyor:
Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan ise CHP'nin yolsuzluk iddialarına tepkisini 'komik' buluyor.
Twitter’da dünya çapında en çok kullanılan etiketler arasında yine Türkiye’nin gündemi var.
Dünyada en çok kullanılan ilk 10 etiket arasında yer alanlar şöyle: #GüvenimizAllaha,#ÇekişipBirbirinizeDüşmeyin, Müslümanlar Kardeştir, UstanınÇırakları Teheccüde
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, yolsuzluk operasyonu ile ilgili Kürtçe yayımlanan Azadiya Welat gazetesine yaptığı açıklamada, “AKP kendini bu durumdan kurtarabilir. Bunun tek yolu Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi için adım atmaktır” dedi.
Doğan Haber Ajansı’nın Azadiya Welat gazetesine dayandırdığı haberinde Cemil Bayık ‘operasyonun AKP ve Gülen Cemaati arasındaki çatışmayı gösterdiğini, bunun iktidar savaşı olduğu ve sadece iki taraf arasındaki bir çatışma gibi görünmediğini’ ifade etti.
Bayık şöyle konuştu:
“AKP bugüne kadar bunlarla ittifak halinde hareket ediyordu. Şimdi bu ittifak sarsıldı ve yıkılmaya başladı. Bu çatışma, ya uzlaşma ile ya da iki taraftan birinin güçsüz kalması ile sonuçlanacak. Bu operasyonu AKP’nin kaybetmesinin başlangıcı olarak değerlendirebilirsiniz. Burnu yukarıda bir siyaset anlayışı ile sorunları demokrasi ile çözemediğinden olabilir.”
“Şüphesiz AKP kendini bu durumdan kurtarabilir. Bunun tek yolu Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi için adım atmaktır. Bu konuda AKP adım atarsa kaybeden AKP değil, paralel devlet ve cemaat olacaktır.”
Bayık, Kürt sorununun barışçıl çözümüyle ilgili hükümete de eleştirip şu ifadeleri kullandı:
“Demokratik olmayanların ve Kürt sorununu çözmeyenlerin sonu bu şekildedir.Bu durum, Türkiye demokrasi güçleri tarafından doğru okunursa fırsat olabilir ve bunlar alternatif olabilir. Bu operasyonları yapanlar alternatif olamaz. HDP’nin önüne çok büyük ve tarihi fırsat çıktı. Söylem ve açıklamalar ile radikal demokrasi talepleri ile tüm Türkiye’yi bir örgütlenme içerisinde alabilirlerse bir fırsata dönüştürebilirler.”
TÜSİAD soruşturmaya konu olan yolsuzluk ve rüşvet iddialarının 'vahim bir tablo' yarattığını belirtirken, soruşturma ve yargı sürecini gölgeleyecek eylem ve söylemlerden kaçınılması uyarısında bulundu.
''Yargı bağımsızlığına ve hukuk devleti ilkelerine bağlı kalınması gereklidir'' görüşüne yer verilen TÜSİAD açıklamasında şöyle devam edildi:
''Kimsenin kişilik hakkının zedelenmemesi, daha önce bazı büyük davalarda gözlenen ve kişilerin mağduriyetine yol açan hataların tekrarlanmaması ve tüm sürecin hukukun üstünlüğüne olan güvenimizi destekleyecek şekilde gerçekleşmesi beklentimizdir."Yolsuzluk operasyonları Türkiye gündeminin ilk sırasında yer almaya devam ederken, Diyarbakır'da görülen KCK davasında ilginç bir gelişme yaşanıyor.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye taleplerini reddettiği BDP'li milletvekilleri Faysal Sarıyıldız ve Selma Irmak ile Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş'ın avukatlarının itirazını değerlendiren Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin savcısı, tahliye talebini haklı buldu. Şimdi mahkemenin kararı bekleniyor.
Cumhuriyet savcısı, PKK'nın üst yapılanması olduğu söylenen KCK'ya üye oldukları iddiasıyla Nisan 2009'dan bu yana tutuklu bulunan milletvekillerinin "uzun tutukluluk süresi ve seçilme haklarının ihlali" gerekçesiyle tahliye edilmelerini istedi.
Tutuklu vekiller İbrahim Ayhan ile Gülser Yıldırım'ın serbest bırakılması için de Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurulmuş durumda.
KCK davası tutuklusu milletvekillerinin durumu, Ergenekon davası nedeniyle hapis yatan ve Anayasa Mahkemesi'nin kararı üzerine serbest bırakılan CHP'li Milletvekili Mustafa Balbay'ın durumuna benzetiliyor.
Gözaltında bulunan işadamı Rıza Sarraf, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, işadamı Ali Ağaoğlu, Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan adliyeye getirildi.
Gözaltındaki sanıklar adliyeye sevk edilmeden önce Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi.
Bir ara işadamı Ali Ağaoğlu'nun serbest kaldığının iddia edilmesi adliye önünde yakınları ve polis arasında gerginliğe neden oldu. Ancak Ağaoglu'nun tahliye iddiası daha sonra yalanlandı.
Emniyet Genel Müdürlügü'nde yeni atamaların yapıldığı 14 daire başkanlığı şunlar:
Teftiş Kurulu Başkanlığı, Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı, Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı, Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı, Asayiş Dairesi Başkanlığı, Güvenlik Dairesi Başkanlığı, Kriminal Dairesi Başkanlığı, Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı, Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Haberleşme Dairesi Başkanlığı, Koruma Dairesi Başkanlığı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı ile Arşiv ve Dökümantasyon Dairesi Başkanlığı'na yeni atamalar yapıldı.
Bunun öncesinde İstanbul'un Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın görevinden alınmış ve yerine dün yeni emniyet müdürü olarak Selami Altınok atanmıştı.
Salı günü ise İstanbul Emniyeti'nden 11 şube müdürü görevden alınmıştı.
Kaynak: