BBC KARAMAN TECAVÜZLERİNİ YERİNDE ARAŞTIRDI

BBC KARAMAN TECAVÜZLERİNİ YERİNDE ARAŞTIRDI

BBC AKP'ye yakın bir çok yayın kuruluşunda haber olmayan Ensar vakfı Evleri tecavüz olayını Karaman'da araştırıp okurlarına böyle sundu.

Ensar Vakfı Misafirhanesi adı verilen ve genellikle yoksul çocukların kaldığı yasadışı evlerde "Kuran Belletme Hocası" yetkisi ile bulunan Muharrem B.'nin, raporlar ile tespit edilmiş 10 erkek çocuğuna tecavüz olayı giderek dünya medyasında da yer bulmaya başladı. İngilizlerin ünlü yayın kuruluşu BBC'den Selin Girit'in olayın geçtiği Karaman'da yaptığı araştırma ve röportajı yayınlandı.

SON BİR AYDIR KARAMAN TECAVÜZÜ KONUŞULUYOR

Karaman, istismar ilk başladığında 10 ila 12 yaşlarında olan 10 çocuğun 54 yaşındaki Muharrem B. tarafından 2012-2015 yılları arasında defalarca cinsel istismara uğradığı yönündeki haberlerin şokunu üzerinden atabilmiş değil.Türkiye son bir aydır Karaman’daki cinsel istismar skandalını konuşuyor. Karaman’da ise huzursuz bir sessizlik hakim.

KİMSE KİMLİĞİNİ AÇIKLAMAK İSTEMİYOR

Ancak Karamanlılar ya konuşmak istemiyor ya da sorularımızı yanıtlamayı fısıltılarla kabul edip, kapalı kapılar ardında görüşmek istiyorlar.

Konuşmaya başladıklarında ise çoğunun sesleri titriyor, “Çocuğumun başına böyle bir şey gelseydi ben ne yapardım?” gibi soruları kendilerine soruyor, “Karamanlı olmaktan utanır olduk,” diyorlar.

 

Ensar Vakfı: İstismar ‘Karaman şubemizin kontrolündeki misafirhanede’ yaşandı

Bu haberle ilgili Karaman’da her kesime ulaşmaya çalıştık. Muharrem B.’nin köyünden kendisini tanıyan kişilerle de, bazı eski mesai arkadaşlarıyla da konuştuk. Ensar Vakfı’ndan da sorularımıza yazılı yanıtlar aldık.

'Çocukların psikolojisi iyi değil'

Karaman’ı ve Türkiye’yi sarsan skandalın ortaya çıkmasını sağlayan aslında bir psikolog.

Gerek avukatlardan gerekse savcılık makamından aldığımız bilgilere göre, istismara uğrayan çocuklardan birinin ailesi, çocuğun psikolojisinin bozulduğunu fark ediyor ve çocuğu Konya’da bir psikoloğa götürüyor.

FOTOĞRAF; SELİN GİRİT

Psikolog çocuğun anlattıklarında suç unsuru görmesi dolayısıyla Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nı bilgilendiriyor. Olay Karaman’da geçtiği için, dosya yetkisizlikle Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderiliyor.

Ardından 10 çocukla ilgili ‘küçük çocuğun nitelikli cinsel istismarı, hürriyeti tahdit, kasten yaralama ve cinsel içerikli müstehcen yayınların izletilmesi’ suçlamalarıyla bir kamu davası açılıyor. İddianamede sanık için 600 yıla yakın bir ceza istendiği belirtiliyor.

Image copyrightSELIN GIRIT Image captionAvukat Oktay Yılmaz: "Çocuklar ifade verirken, konuşurken yüzüme bakmıyorlardı. KJorktuklarından, utandıklarından olayları kimseye anlatmadıklarını söylediler."

Çocuklardan beşinin ailesinin gönüllü avukatlığını üstlenen Karaman Baro Başkanı Oktay Yılmaz, sanık Muharrem B.’nin “3-4 çocukla ilgili olarak yaptığı eylemleri, suçu kabul ettiğini”, diğer çocuklarla ilgili kendisine isnat edilen suçları ise reddettiğini söylüyor.

BBC'nin sorularını yanıtlayan Yılmaz, ifade vermeye geldiklerinde gördüğü çocukların ve ailelerinin psikolojik durumlarının hiç iyi olmadığını da belirtiyor.

Yılmaz, “Benim bildiğim kadarıyla 1-2 aile Karaman’dan ayrıldı. 1-2 ailenin de tayin istediğini biliyorum Karaman’dan ayrılmak için. Karaman küçük yer. Hepsi çocuğunun deşifre edilmemesi, açığa çıkmaması için Karaman’dan gitmek istiyor,” diye konuşuyor.

Oktay Yılmaz, çocukların ifadelerinde anlattıklarına iddianamede ayrıntılı olarak yer verildiğini, ancak bu ayrıntılara girmek istemediğini de söylüyor:

“Çocuklar korktuklarından ve utandıklarından dolayı bu olayı kimseye anlatmadıklarını beyan ettiler. İfade verirlerken, konuşurlarken yüzüme bakmıyorlardı. Ben her şeyi olduğu gibi, saklamadan anlatmalarını söyledim. İçeride, o şekilde konuştular. Uğradıkları olayı anlattılar.

“Ayrıntısına girmek istemiyorum. Ben kendim de rahatsız oluyorum. Kişisel olarak olaydan rahatsız olduğum için, çocukların geleceklerini düşündüğüm için, aileleri düşündüğüm için o olayın ayrıntısına girmek istemiyorum.

“Önemli olan ailelerin deşifre olmaması, çocukların deşifre olmaması, çocukların geleceğe hazırlanması.”

Ensar Vakfı: Misafirhane Karaman şubemizin kontrolünde

Image copyrightSELIN GIRIT Image captionEnsar Vakfı, "Karaman şubemizi inceliyoruz. Faaliyetlerini durdurduk" diyor.

Karaman’daki cinsel istismar skandalının Türkiye gündemine oturmasının ardından, muhalefet ısrarla bu konunun üstünün örtüleceği, başka sorumluların olduğu ve sorumluların tümünün cezalandırılmayacağı gibi endişeleri dile getirdi.

Bu endişelerin temelinde çocukların istismara uğradığı mekanların, iddianameye göre, Ensar Vakfı ve Karaman İmam Hatip Mezunları Derneği KAİMDER’in kaçak yurtları ya da kendi deyimleriyle misafirhaneleri olması yatıyordu.

Gerek Ensar Vakfı gerekse KAİMDER, skandalın ortaya çıkmasının ardından yaptıkları açıklamalarda, bu mekanlarla kendilerinin bir alakası olmadığını savundu. Hükümetten de kendilerini destekler nitelikte açıklamalar yapıldı.

BBC, Ensar Vakfı’yla mülakat talebinde bulundu. Vakıf, BBC’nin sorularını yazılı olarak yanıtlayabileceğini belirtti.

Ensar Vakfı, yanıtlarında, istismarın yaşandığı mekanlardan birinin vakfın ‘Karaman şubesinin kontrolünde olduğunu’ kabul ederek şu ifadeleri kullanıyor:

“Burası yurt değil. Öğrencilerin ve misafirlerin geçici ikametine ayrılmış bir yer. Karaman şubemizin kontrolündeki bu misafirhane ile ilgili hem Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişleri hem de savcılık inceleme yapıyor.

“Ensar Vakfı Genel Merkezi olarak biz de şubemizi inceliyoruz. Şu an faaliyetlerini durdurduk. İncelemelerimiz sonunda ihmal ve eksiklik tespitine göre gerekli adımları da atacağız. Bununla yüzleşeceğiz.

“Türkiye genelinde 165 şubemiz var. Toplamda 9 bin civarında öğrenciye hizmet veriyoruz. Vakfımız bünyesinde, yalnızca iki adet lise yurdu var ve Karaman şubesi haricinde hiçbir yerde pedofili için risk oluşturacak yaş grubu için yurdumuz, evimiz ya da geçici olsa bile misafirhanemiz bulunmamaktadır.”

BBC’nin Ensar Vakfı’na yazılı olarak yolladığı soruların ve verilen yanıtların tamamını buradan okuyabilirsiniz.

BBC, KAİMDER’in Başkanı Mehmet Sarı’yla da görüşme talebinde bulundu. Ancak Sarı, “Süreç devam ediyor. Şu an bir açıklama yapmamıza gerek yok. Gerek görürsek bir açıklama yaparız,” diyerek mülakat talebimizi reddetti.

Karaman Cumhuriyet Başsavcılığından aldığımız bilgiye göre, Ensar Vakfı ve KAİMDER’le ilgili Karaman Valiliği ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından adli ve idari soruşturmalar yürütülüyor.

Ayrıca bu vakıf ve derneğin yöneticilerinin Muharrem B.’nin suçlarıyla ilgili bilgi sahibi olup olmadıklarına dair de başsavcılık tarafından ayrı bir soruşturma açılmış durumda.

Başsavcılık; Ensar Vakfı, KAİMDER ve Muharrem B.’yle ilişkileri konusunda çelişkili açıklamalarda bulunan Karaman Valisi ve İl Milli Eğitim Müdürü hakkında soruşturma açma yetkisinin ise kendilerinde bulunmadığını, bu yetkinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda olduğunu belirtiyor.

BBC, Karaman Valisi Murat Koca ve İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu’yla da görüşme talebinde bulundu. Sultanoğlu, kamu görevlisi olduğu için açıklama yapamayacağını söylerken, Vali Koca mülakat talebimizi ‘programının yoğunluğu nedeniyle’ geri çevirdi.

Muharrem B.’yi tanıyan öğretmen: 'Hiç şaşırmadım'

Önce Karaman’ı, ardından da Türkiye’yi sarsan cinsel istismar skandalı, ilk olarak Karamaninsesi.com  isimli internet sitesinde haber olarak yer almıştı. Ancak haber kısa süre sonra yayından kaldırılmıştı.

Haberi ulusal medyanın ve kamuoyunun gündemine taşıyan ise Birgün Gazetesi ve Gazeteport gibi bazı haber siteleri olmuştu.

Karamaninsesi.com’un Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Ölger, “Biz haberi 10 Mart’ta girdik. 1,5 saat kadar sonra Savcılıktan aradılar. Yayın yasağı olduğunu söylediler. Biz de haberi kaldırdık. Meğer dosyaya erişim yasağı varmış, yayın yasağı değil,” diyor.

“Peki neden sonra haberlerin devamını getirmediniz? Üzerinizde bir baskı mı vardı?” diye soruyorum.

Ölger, “Haberi ilk biz çıkardık zaten, saklama gibi bir niyetimiz yoktu,” diyor, herhangi bir şekilde bir baskıya maruz kalmadıklarını ifade ediyor.

Gazeteci Hüseyin Ölger, Muharrem B.’nin daha fazla sayıda çocuğu istismar ettiği yönünde iddialar da bulunduğunu, iddiaların Muharrem B.’yi tanıyan kişiler tarafından ortaya atıldığını, ancak net bir kanıta ulaşamadıklarını da belirtiyor.

Biz de benzer iddiaları Muharrem B.’yi tanıyan iki eski mesai arkadaşından duyuyoruz. Her ikisi de ‘baskı altına alınma’ endişesini dile getirerek, isimlerini gizli tutmamızı istiyorlar.

Öğretmenlerden biri, “Bu olay ortaya çıkınca hiç şaşırmadım, hiç şok olmadım, neden bilmiyorum,” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:

“Benim endişem inşallah sınıf öğretmenliğini yaptığı kendi sınıfında yoktur bu iş. Öteki de çok kötü bir olay tabii. Ama bu çocuklar daha 8-9 yaşında. Ben bu olayın 10 çocukla da sınırlı kaldığını sanmıyorum.

“Üzücü, utanç verici bir olay. Halkın birinci derecede güvendiği insanlar öğretmenlerdi. O güven sarsılıyor şu anda. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, kişiler araştırılmazsa, olaylar kapatılmaya çalışılırsa bu olaylar daha da büyüyecektir.”

Diğer öğretmen de Muharrem B.’nin gerek çalıştığı okulda, gerekse Karaman’daki bürokratlar tarafından korunduğunu ve idari amirlerle yakın ilişkileri olduğunun bilindiğini ileri sürüyor, zaten kentin en saygın ailelerinin çocuklarından oluşan bir öğrenci grubunun da açılan özel sınıfla kendisine emanet edildiğini söylüyor.

Bu öğretmen, Muharrem B.’nin 8-10 öğrencinin naklini Konya’ya alarak, orada bir lojman kiraladığını da ifade ediyor.

Savcılıktan aldığımız bilgiye göre Konya Ereğlisi'nde iki adresle ilgili de soruşturma başlatıldı.

Muharrem B.’nin köylüsü: Buraya da 8-10 çocuk getirirdi

Muharrem B.’yi tanıyan birileriyle konuşmak niyetiyle sanığın annesinin yaşadığı, kendisinin de sık sık ziyaret ettiği söylenen köyüne gidiyoruz.

Burada Muharrem B.’nin iki köylüsüyle konuşma fırsatı buluyoruz. Onlar da isimlerini gizli tutmamızı rica ediyorlar.

Köylülerin ikisi de, ayrı ayrı yaptığımız konuşmalarda, Muharrem B.’nin buradaki evine geçen yıl aşağı yukarı her hafta sonu aynı 8-10 çocukla birlikte geldiğini, bu çocukların yaşlarının 14-15 olduğunu ifade ediyorlar.

Köylüler, Muharrem B.’nin ve çocukların davranışlarında herhangi bir tuhaflık ya da rahatsızlık verici bir durum görmediklerini söylüyorlar.

Köylülerden biri ayrıca, Muharrem B.’nin 2002 yılında Diyarbakır’da çalıştığını, o dönemde de Diyarbakır’dan 4-5 çocukla birlikte köye geldiğini; ayrıca Muharrem B.’nin İstanbul’da yaşadığı dönemde Fatih’teki evine kalmak için gitmek istediği bir kez de, evde 5-6 çocuğun olduğunun kendisine söylendiğini ve ‘yatacak yer bulamayız’ diyerek başka bir evde kaldığını ifade ediyor.

Bu köylü, “Kimsenin ölse gitse aklına gelmez. Millete namaz kıldırırdı bu adam. Çocuklara bakardı, yedirirdi, içirirdi, araları iyiydi. Çocuklar ondan korkuyordu gibi hissetmiyorduk hiç. Benim oğlum da gelirdi yanına, bilsem kendi oğlumu salar mıydım?” diye konuşuyor.

Köylü, Muharrem B. yüzünden kendilerine tepki gösterilmesinden de dertli:

“Benim kabahatim ne? Bir kişi suç işlediyse bütün köyün ne kabahati var? Bize ‘Allah belanızı versin,’ diyorlar köyümüzün adını söyleyince.”

Karamanlılar: 'Halk olarak tepkiliyiz'

Benzer bir duygu Karaman’ın genelinde de hakim. Karamanlılar kentlerinin bu tür bir hadiseyle gündeme gelmesinin kendilerini çok üzdüğünü söylüyorlar.

Kimi haberi duymasından bu yana geçen 45 günde gözüne uyku girmediğini anlatıyor, kimi “Bu haberin peşini bırakmayın,” diyor, kimi suç fiilinin tek bir kişiye ait olamayacağını savunuyor, kimi olayın örtbas edileceği endişesini dile getiriyor, kimi de siyasetçilerin bu olayı siyasi malzeme olarak kullandığını düşündüğü için tepkili.

Örneğin, dört çocuk babası Fatih Uyrum, bu skandal duyulduğundan beri diken üstünde olduklarını söylüyor. “Acaba komşunun çocuğunun başına da böyle bir şey geldi mi veya bizimkinin başına da gelecek mi diye tedirginiz,” diyor.

Esnaf İsmail Taş da öfkeli olduklarını dile getiriyor. “Bizim de çocuklarımız var. Sabahları okula giderken ‘Şunu şöyle yap oğlum, kimsenin verdiği bir şeyi alma, yeme, arabaya binme, kendine dikkat et,’ diyoruz. Korku duvarıyla büyüyecek çocuklar,” diye konuşuyor.

“Halk olarak tepkiliyiz,” diye söze giriyor Mustafa Uysal. “Bu kişi cezasını çekecek ama bizim istediğimiz İl Milli Eğitim Müdürü’nün görevden alınması, Ensar Vakfı’nın görevden alınması. Neden korunuyor? Ailelerden, çocuklardan daha mı önemli bu vakıf?”

Image captionİbrahim Öztürk: İhmalleri varsa, ağır cezalar verilmesi gerek

Doğma büyüme Karamanlı İbrahim Öztürk’e göre istifa ya da görevden alınma da yeterli değil. “Eğer bir ihmalleri varsa, bu insanlara ağır cezalar verilmesi lazım,” diyor.

“Bunu bir kişi yapıyorsa, ben birçok kişinin de bildiğini düşünüyorum. Haberdar olduğunu, çanak tuttuklarını düşünüyorum,” diyen Adnan Tunç’un şüphesine diğerleri de katılıyor.

Savaş Koçak, “Biz Karamanlılar olarak duruşma günü Adliye’nin önünde olacağız. Tepkimizi en ağır şekilde ortaya koyacağız. Mutlaka ve mutlaka bunun hesabını bu millet soracak,” diye konuşuyor.

“Eğitim faaliyetleri devlet tarafından verilir veya devletin denetimi ve gözetimi altında verilir. Eğitim hizmetleri bu tür mektep, kurs gibi yerlerde keyfi olarak verilemez. Bu anayasal bir suçtur,” diyen Osman Nuri Koçak, sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Türk toplumu bu konulara alışmamalı, alışkanlık haline gelmemeli. Alışmaması için direnç göstermeliyiz. Tüm Türkiye’deki insanları Karaman’daki duruşmaya davet ediyoruz.”

Karaman’daki cinsel istismar skandalıyla ilgili davanın ilk duruşması 20 Nisan’da yapılacak.

Duruşmaya sanık Muharrem B.’nin Ereğli’den SEGBİS sistemi üzerinden katılacağı belirtiliyor. Ailelerin ve çocukların ise duruşmaya gelmeleri beklenmiyor.

Kaynak:Haber Kaynağı