Başbakan Erdoğan; 'Türkiye'de artık Kürt sorunu yoktur'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Praga hareketinden önce Atatürk Havalimanında bir basın toplantısı düzenledi.
'Türkiye'de artık Kürt sorunu yoktur'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Praga hareketinden önce Atatürk Havalimanında bir basın toplantısı düzenledi.
Güven USTA / İSTANBUL
03.02.2013 11:59
* ( İmralı'ya gidecek heyet ) "Bu hafta içinde olur diye kesinleşmiş bir tarih sözkonusu değil "
* (İsrail'in Suriye'ye saldırısı ) " Bölgede her an hersey olabilir "
* ( Böyle 30 - 40 yıl bekleyen ülke yok. Böyle bir uygulamayı Türkiye'ye karşı yapıyorlar. Yapacaksan yap yapmayacaksan açıkca söyle"
Basın toplantısında Çek Cumhuriyeti ziyaretinden bahseden Erdoğan, terörle mücadele süreci, İmralı'ya gidecek heyet, Türkiye - AB ilişkileri ve ABD'nin Ankara Büyükelçiliğine yapılan canlı bomba saldırısıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı.
" AB KONUSUNU ELE ALACAĞIZ "
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'a yapacağı ziyaretle ilgili bilgiler vererek başladı. Erdoğan, " Bugün, Orta Avrupa'nın üç önemli ülkesine bir ziyaretimiz olacak. Bugün Çek Cumhuriyetindeyiz. Yarın görüşmelerimizi gerçekleştireceğiz. Ardından Slovakya Cumhuriyetine geçeceğiz. Çarşamba günü Macaristan ziyaretini gerçekleştirip, ülkemize döneceğiz " dedi. Kendisine AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun da eşlik edeceğini belirtti. Erdoğan, " Macaristan'ı 2005 yılında Çek Cumhuriyetini ise, 2007 yılında ziyaret ettim. Fakat Slovakya Cumhuriyetine gerçekleştireceğimiz bu ziyaret ülkemizden Başbakan düzeyinde olacak ilk ziyaret olacak. Müttefikimiz olan her üç ülkeyle de Türkiye'nin ikili ilişkileri geliştirme yolunda attığı çok önemli adımlar var. Bu ülkeler aynı zamanda Türkiye'nin AB'ya katılım sürecini de samimiyetle destekleyen ülkelerdir. Bu ülkelerle olan ilişkilerimiz paylaştığımız ortak evrensel değerler temelinde hızla gelişip devam ediyor" dedi. Başbakan Erdoğan, yapacağı görüşmelerde Türkiye'nin AB üyeliği konusunun ele alınacağını belirtti. Başbakan, " Kıbrıs'ın yanı sıra, Suriye Filistin meselesi Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmeleri değerlendirme imkanımız olacak. Afganistan, Pakistan, Irak, İran meselesindeki gelişmeler, Balkanlar'daki gelişmeleri değerlendireceğiz " dedi.
" BU HAFTA İÇİNDE OLUR DİYE KESİNLEŞMİŞ BİR TARİH YOK "
Başbakan Erdoğan, terörle mücadele süreci ve İmralı'ya gidecek heyetle ilgili olarak, " Tabii burada hedeflerle gelinen durumu karıştırmak yanlış olabilir. Bu hedefleri başından beri açıkladım. Açıklıyorum. Siahlar bıraktırılmadan silahlar bırakılmadan bizim bölücü terör örgütüyle mücadeleyi kesmemiz sözkonusu değil. Bu kararlılıığımız devam edecektir. Siyasi uzantılarıyla da müzakerelerimi hep yapacağımzı söyledim. Tabii İmralı'nın vermiş olduğu mesajların çok önemli olduğunu bunu yine istihbarat örgütünün bize aktardığı bilgiler çerçevesinde ediniyoruz. Burada Kandil'in vermiş olduğu Avrupa'nın vermiş olduğu mesajlar var. Bu mesajlar içinde bu silahlar bırakılacak olursa, ki Cuma günü yapmış olduğum bir tv programında bu konularla ilgili açıklamalarım oldu.Hatta ülkemiz içindeki teröristlerin ülkemizi terk etmeleri halinde de bu konuda her türlü geçmişte yapılanın tam aksine onların güvenlik içinde bu ülkeyi terk etmesine imkan hazırlarız. Bunları söyledim. Şu anda da aynı noktadayız. Yeter ki ülkemizin huzuruna adım atalım. Bölgedeki sükuneti ülke genelinde sağlamış olalım. Şunun tekrar altını çizerek söylüyorum. Bizim güvenlik güçlerimiz operasyon meraklısı değildir. Gerek asayişin temininde ve onların asli görevi o güvenliği sağlamaktadır. Bunun için operasyon yapılmalıysa o zaman operasyon yapar. Bunun dışında ne polisimizin ne de askerimizin operasyon yapma derdi vardır. Dertsiz başını niye derde soksun. Onların bir görevi var. Var oluş sebepleri neyse yeri geldiğinde yerine getireceklerdir " dedi. İmralı'ya gidecek heyetle ilgili de konuşan Erdoğan, " Siyasi uzantılarının adaya gitmesi noktasında ise, böyle verilmiş bir zaman veya verilmiş bir söz sözkonusu değil. Bu konuda bizler bu süreci bu çözüm sürecini sağlıklı işletebilmek için Adalet Bakanlığımıza tasarruf yetkisi verdik. Birincisini gerçekleştirdik. İkinci ziyarete yönelik izni ve bunların kimler olabilecği noktasındaki tespiti Adalet Bakanlığımız yapar. Ondan sonra da kendilerine bu hafta içinde mi olur o yoksa daha sonraki içinde mi olur o da yine Adalet Bakanımızın şahsıma sunacağı tekliften sonra belirleriz. Bu hafta içinde olur diye kesinleşmiş bir tarih sözkonusu değil " diye konuştu.
"ARZUSU NE BUNLARIN? BİZİ KİMSE DENETLEMESİN "
Başbakan Erdoğan, "Bir defa güçlendirilmiş yerel yönetimler ifadesini bir yerel yönetici olarak bunu geçmişte yapmış bir Başbakan olarak ben doğru bulmuyorum. Şu anda Türkiye'deki yerel yönetimler güçlüdür. Hiç bir dönemde olmadığı kadar güçlüdür. Mali noktada hiçbir dönemde görmedikleri imkanı görmektedirler. Fakat bu yakaladıkları imkanı maalesef işte bu KCK operasyonlarında gördüğümüz olay budur aslında. Bunu farklı yerlere kanalize etmeye çalışanlar var. Belediyeyle yakından uzaktan ilgisi olmayan tipler bu siyasi uzantının elindeki belediyelerde maalesef belediyeyi perde gerisinden yönetmektedirler. Kimsenin de kalkıp 'Sen nasıl burayı yönetiyorsun ? ' deme imkanı yoktur. Mali imkanların harcanmasında belli sıkıntılar vardır. Bunu nerde görüyoruz ? Bunu o beldelerdeki yatırımlarda görüyoruz. Nereye gidiyor bu para ? Bu imkanlar nerede ?Bu gönderilen paranın eserini görmemz lazım. Trilyonlarca lira bir şehre girer de bu para orada eser olarak kendini göstermezse, devletin üst kurumları bunu denetleyecektir.
Arzusu ne bunların ? Bizi kimse denetlemesin. Bu paraları biz rahatça harcayalım. Yargı yolu a kapoalı olsun. Burası bir hukuk devletidir. Devletrin bütün anayasal kurumları görevini yapacaktır. Yerel yönetimler de buradaki hukuka aynen uyacaktır uymadığında da bedelini ödeyecektir. Halkımız ne diyor ? 'Benim kuruşum yerli yerinde harcanmalıdır' Biz de bu görevi yerine getireceğiz. Türkiye'de bir sessiz devrim gerçekleşiyorsa ekonomik alanda Türkiye Avrupa'da yaşanan süreci yaşamıyorsa geri gidiş değil de ileri gidiş devam ediyorsa, bunun sebeb, nedir ? Bir defa yolsuzlukların hortumu kesilmiştir bu ülkede. Kamu yönetimindeki tasarruf bunu sağlıyor. Oralarda bu tasarruflar olsa bütün imkanlar harcanmış olsa girişimciler rahat rahat yatırım yapacak, halkımız daha çok daha huzurlu olacak. Güçlü yerel yönetim anlayaşı ülkemizde vardır. Onlar bu işin spekülasyonunu yapmaktadır " dedi.
"TÜRKİYE'DE ARTIK KÜRT SORUNU YOKTUR. TÜRKİYE'DE TERÖR SORUNU VARDIR "
Demokratik özerklik konusuyla ilgili de konuşan Erdoğan, " Bunu söyleyenler bu ifadaleri kullananlar bugün yaşadıkları şartları yaşlıyorlar mıydı ? Partimin kurulma çalışmalarımı yaptığımda özellikle bölgeyi dolaştığım zaman Kürt kardeşlerimin istediği şuydu. 'Olağanüstü hali kaldırın sizden başka bir şey istemiyoruz ' Biz iktidarımızın ilk ayında olağanüstü hali kaldırdık. Şu anda Güneydoğu ve doğuya yapmış olduğumuz 36 katrilyonu bulmuştur. Alt yapı üst yapı herşey. Yani köyler yol su bunlardan mahrumdu. Sağlık imkanlarından mahrumdu. Şimdi Yüksekova'da havaalanı yapıyoruz. Adamlar havaalanını yapan müteaahit firmayı tehdit ediyor. İnşaat makinalarını yakıyorlar. Kim bunlar ? Benim Kürt kardeşimin temsilcisi olduğunu iddia eden teröristler. Biz bütün belgelerle bunu ortaya koyuyoruz. Barajlar onlara karşı yapılıyormuş. Baraj niçin yapılır ? Elektrik üretmek için yapılır. Niçin yapılır ? İçnme suyunu kullanmak için yapılır ? Yoksa bu sular boşu boşuna akıp gider. Biz artık ' Su akar Türk bakar' demek istemiyoruz. Su akar Türk yapar diyoruz. Bunu yaparken de red politikaları ayaklarımızın altındadır, asimliasyon politikaları ayaklarımızın altındadır. Kimse benim Kürt kardeşimin varlığını inkar edemez. Ben her zaman şunu söylüyorum. Türkiye'de artık Kürt sorunu yoktur. Türkiye'de terör sorunu vardır. Biz burada etnik milliyetçilerin hepsine karşı olduğumuzu da söyledik. Biz Kürt milliyetçiliğine de karşıyız. Türk millliyetçiliğine de karşıyız . Biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ortak paydasında bütünleşelim diyoruz. Bunda bütünleştikten zaten herhangi bir sıkıntının kalması da sözkonusu olamaz " şeklinde konuştu. Bir gazetecinin terörle mücadele sürecinde bir takvim olup olmadığı sorusuna da yanıt veren Başbakan " Dünyanın hiçbir yerinde terörle mücadelede böyle bir takvim ortaya konmaz. Kaldı ki biz kimseyle anlaşma masasına da oturmuyoruz. Çünkü bizim illegal bir örgütle anlaşma masasına oturmak gibi bir derdimiz asla olamaz " dedi.
" BÖLGEDE HER AN HERŞEY OLABİLİR "
Erdoğan'a İsrail'in Suriye'ye yaptığı operasyonun bölgedeki dengeleri değiştirip değiştirmeyeceği de soruldu. Başbakan, " Bölgede her an hersey olabilir. Hele hele İsrail sorununa bugüne kadar bu şekilde yanlış bakanlar İsrail'i şımarık oğlan olarak besleyenler İsrail'den herşeyi bekleyebilirler. Kaldı ki bu İsrail'in Suriye'ye ilk müdahalesi değildir. Bundan önc de Suriye'ye müdahalesi olmuştur. Kaldı ki İsrail - Suriye arasında arabulucu da olduk. Bunun beş oturumu yapıldı. Altıncısında beraber olduk İsrail Başbakanı kendisiyle 5 saat oturduk konuştuk olay geldi bir iki kelimede tıkandı. Bir taraftan Beşar Esat ile bir taraftan kendisiyle görüşüyoruz. Ama Cumartesi bütçe görüşmelerindeyiz. Aynı gün, Gazze'ye İsrail saldırıda bulunuyor. Yediden yetmişe savunmasız insanları öldüren bir yapı. İsrail bu. Bizim insanımızı şehit eden İsrail bu. İsrail tarihin affetmeyeceği devlet yapısına sahiptir. Devlet terörü estiren bir anlayışa sahiptir. Şu anda da nerede ne yapacağı bellli değildir. Lübnan'dan gelip girmiştir. Gerekçesi ne ? 'Buradan Lübnan'a silah götürülüyor ' diyerek kalkmıştır o vurgunu yapmıştır. Oradan oraya götürür ayrı konu. Lübnan hava sahasını adeta kendi takdirinle hiçbir izne tabii olmadan Suriye'de bunu yapıyorsun.İran'ın Suriye'ye karşı takındığı tavrı olumlu bulmuyoruz. Suriye'de bugün bir zulüm vardır. 60 bini bulan insan burada öldürülmüştür. Bu insanlar Suriye'nin vatandaşı İran'ın değerlerini paylaştığı insanlardır. İran buna hala sessizdir. 700 bine yakın mültecisi vardır. Göç ciddi manada başlamıştır. İran bunlara karşı ne yapıyor ? Bu hava sahası ihlalini maku karşılamamız asla mümkün değil. İsrail'in bu yaptığı uluslararası hukuka terstir. Kınamanın ötesinde bir tavrın konulması gerekir. Böyle bir tablo olunca bunun daha da farklı senaryoları gelecekte olabilir endişesini taşıyorum " dedi.
" BUNLARIN ÜZERİNE OYUNUN KURALLARI NEYİ GEREKTİRİYORSA BUNU YAPARAK GİDECEĞİZ "
DHKP-C saldırılarına ilişkin sorular üzerine, Başbakan " Tedbirleri görüyorsunuz, müdahaleleri görüyorsunuz. Gerek istihbarat teşkilatımız gerekse güvenlik güçlerimiz tarafından İstanbul'da yapılan operasyonu gördünüz. Polisimiz başarılı bir şekilde operasyonu gerçekleştirmiştir. Bu terör örgütünün mensuplarından ciddi bir kısmı elebaşları ve içlerinde de 11 avukat. Bu avukatları da dışarıdaki bazı avukatların savunması bunlar tabii manidardır. Terör örgütünü içerisindeki aktif işlev gören bu avukatları dışarıdaki ilşkili olan avukatlar savunuyorlar. Ne yazık ki bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı da savunuyor . Bu tür bir ana muhalefet genel başkanının olduğu bir memlekette terörle mücadele de kolay olmayacaktır. Burada yük, iktidara ve milletimize kalıyor. Biz miletimizle bu işi çözeceğiz. Burada çelik kapılar mı var ? Kaynaklarla bunları kestik kestik. Kesemezsek dışarıdan camdan gireceğiz. Ama bu işi yapacağız çünkü bizim görevimiz hükümet olarak milletimizin güvenliğini refahını sağlamaktır . Bunu başarmak içinde elimizden ne geliyorsa bunu yapacağız. Bizden kimse bunun dışında başka bir şey beklemesin. Bunların üzeirne oyunun kuralları neyi gerektiriyorsa, bunu yaparak gideceğiz" diye konuştu.
BAŞBAKAN'DAN AB'YE : YAPACAKSAN YAP YAPMAYACAKSAN AÇIKÇA SÖYLE
Başbakan Erdoğan, 'Türkiye AB ekseninden kayıyor mu ? ' sorusuna da yanıt verdi. Başbakan " Türkiye'de bu iş anlamayanlar da var. Köşeyazarlarından birçoğu Şangay beşlisine gidişi 96'da kurulmuş. Avrupa Birliği ise farklı bir kuruluş. Bunlar birbirinin alkternatifi olabilir diye garip garip açıklamalar yapıyor. Birine girdiğinde birini terk etmek. Terk edersin de o ayrı bir konu. Fakat güvenlik niyetiyle kurulmuş da sınır güvenliği noktasında bir işblirliği olarak deva ediyor anlayışı yanlıştır. Sadece onunla kalmamışlardır gözlemci üyeleri vardır. Nitekim biz şu anda diyalog ortaklığı ünvanını almış bir ülkeyiz " dedi. ' Diyalog ortaklığı yok ' açıklaması yapan bir köşeyazarını eleştiren Erdoğan, " Diyalog ortaklığı yok diyor. Müsteşarım burada. Biz diyolog ortağı mıyız şu anda ? " diye sordu. Başbakan " Türkiye diyalog ortaklığına bile kabul edilmedi diyor. Biz şu anda Şangay beşlisinde diyalog ortağıyız. Buradan onun da bilmesini isterim O cehelatinden kurtulmasını isterim. Kalmak kalmamak noktasında bir soru yöneltmek isterim. 50 yıl AB kapısında bekletilen bir ülke sonunda bir karar vermek zorunda olmaz mı? Böyle 30 - 40 yıl bekleyen ülke yok. Böyle bir uygulamayı Türkiye'ye karşı yapıyorlar. Yapacaksan yap yapmayacaksan açıkca söyle. Bizim söylediğimiz bu. Orada da kendileriyle bunları açık açık konuşacağız . Bizim ayrılmamızı bekliyorsanız bunu da ayrıca değerlendiririz " dedi. İngiltere'yi örnek gösteren Başbakan " İngiltere ne yaptı ? '2015 seçimini kazanırsam AB üyeliğimi referanduma götüreceğim' dedi. Bu soruyu bize soranlar İngiltere'yi neden düşünmüyor ? İngiltere eurozone'a girmemekle ilk tavrını koydu. Ben kendi paramla yoluma devam edeceğim' dedi. Nitekim İngiltere'ye aynı bedeli ödetemiyorlar. Biz de kendi ayaklarımız üzerinde durduk. Bizim de alternatif arayışlarımız olacak. Şangay beşlisinin olduğu ülkelerde demokrasi diye bir şey yok diyorlar. Avrupa Birliği üyesi ülkeler içindeki demokrasiye bir anda gelinmedi. AB üyesi ülkelerin Cezayir'de yaptıkları bunları unutmayalım " şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan basın toplantısının ardından Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'a uçtu.