''Başbakan büyük risk alıyor''
Soylu: Çözüm sürecinde iş dünyasının çekingen tavrına anlam veremiyorum
ELAZIĞ'da konuşan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, hiçbir gelişmiş ülkede seçim dönemine bir yıl kala kendi toplumunun en yakıcı meselelerini çözmek adına bir yaklaşımın söz konusu olmadığını ifade ederek, "Bu risktir, hem de büyük bir risktir. Ak Parti ve Sayın Başbakan bu riski bile bile almaktadır"
dedi.
Soylu, çözüm sürecinde iş dünyasının çekingen bir tavır almasınada bir anlam veremediğini söyledi. Danışma Meclis Toplantısına katılmak üzere uçakla sabah saatlerinde Elazığ'a gelen Ak Parti Genel Bşakan Yardımcısı Süleyman Soylu'yu havaalanında, Vali Muammer Erol, Elazığ Milletvekilleri Şuay Alpay ve Sermin Balık, Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu, AK Parti İl Başkanı Mahir Sönmez ve partililer karşıladı. DSİ Tesislerinde kahvaltıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, çözüm süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu. Soylu, hiçbir gelişmiş ülkede seçim dönemine bir yıl kala kendi toplumunun en yakıcı meselelerini çözmek adına bir yaklaşımın söz konusu olmadığını belirterek, "Bu risktir, hem de büyük bir risktir. Ak Parti ve Sayın Başbakan bu riski bile bile almaktadır. Çünkü, Türkiye’nin temel meselesi seçim değil. Türkiye'nin temel meselesi yıllarca ayağını prangalarla beraber bağlayan, onu hak ettiği konumdan daha az bir konuma mahkum eden ve onun enerjisini toprağa boşaltan, neredeyse yürüdüğü bütün yollara cam diken ve hangi cama basmayayım diye bir şekilde dikkat etmesi lazım gelen, o da Türkiye’nin hızını süratini iş yapabilme kabiliyetini birliğini beraberliğini azaltan bu süreçten kurtulmasıdır"dedi.
"SÜRECE DESTEK ÇOK YÜKSEKTİR"
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, onun için bütün bunları kavrayan ve bütün bunların toplumun kendisine vermiş olduğu destekten istifade ederek, toplumun ve milletin en önemli sorununu çözmeye yönelik bir adımın söz konusu olduğunu ifade ederek, "Buradaki parametreler çok açıktır. Şeffaf yürümektedir. Halkın desteği burada önemli ölçüde. Türkiye’nin her yerinde gördüğümüz kadar çok yüksek düzeydedir. En önemlisi geçmiş tecrübelerimiz söz konusudur. Geçmiş tecrübelerimizin ışığında yönetilen bir süreçtir. Türkiye’nin tamamında da bunun çözülebileceğine yönelik kanaat yüksektir, moraller de yüksektir, destek de yüksektir. Beklenmedik ve bu konuda tahmin edilemeyen süreç içerisinde bir takım okazyonlar meydana çıkabilir. Bunlar da bugün görülüyor ki yönetilmeye muktedirdir yani yönetilebiliyor. Bu da süreç açısından çok önemlidir"diye konuştu. Çözüm sürecinde iş dünyasının çekingenliğini anlamsız bulduğunu söyleyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İŞ DÜNYASININ ÇEKİNGENLİĞİNİ ANLAMSIZ BULUYORUM"
"Özellikle iş dünyasının burada ciddi bir şekilde çekingen durduğunu tespit edebilirim. Sermayenin bu konudaki çekingen tavrını ve sanki bu büyük sorunların çözümünün önemli ölçüde iktidarın sırtına siyasetin sırtına bırakılmasını çok anlamlı buluyor değilim. Keşke Türkiye’de bir üniversite bu sorun çözüldüğünde Türkiye’nin büyüme gücüne hangi katkıyı sağlayacağı ve kişi başına gelir seviyesini hangi noktalarda arttıracağına yönelik bir araştırmayı ortaya koysa. Keşke Türkiye’nin en büyük iş alemi örgütü bu konuda gönüllendirici bir takım delil analizleri ve araştırmaları ortaya koysa. Çekingenliklerine anlam verememekteyim."
"CHP HEYETİNİN ZİYARETLERİ ESET'E MEŞRUİYET SAĞLIYOR"
Gazetecilerin, CHP'den bir heyeten Suriye lideri Beşar Eset'i ziyaret etmesi ile ilgili sorusu üzerine konuşan Ak Parti Genel Başkan Yarndımcısı Soylu, "Şimdi CHP heyeti bunu ikinci sefer yapıyor ve çok masum bir meselenin, çok masum bir hikayenin içerisine sokmaya çalışıyor kendi görüşme talebini. Ama, bir şeyin farkında olmamız lazım gelir ki; orada yüzlerce onlarca hatta binlerce insan katlediliyor ve o katledilen insanları katleden kişiye meşruiyet sağlayan bir sürece taşımış oluyoruz. Türkiye’nin ana muhalefet partisi Türkiye’nin siyasal hayatında önemli yapı taşlarından bir tanesidir. Tasvip ederiz, etmeyiz ve Türkiye’nin önemli kumudur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin böyle bir kısıt düşünce içerisinden bütün Cumhuriyet Halk Partisi seçmeninin kendi iradesini temsil ediyormuş gibi ortaya koymuş olduğu davranışın ben Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni tarafından da kabul edildiğini zannediyor değilim"dedi.