AZİZ YILDIRIM'IN OLAY AÇIKLAMASININ TAM METNİ
İşte o açıklama
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda bugün düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Yıldırım'ın açıklamaları şu şekilde:
"Önemli bir gün. Stadımızda Soma için üçlü turnuva düzenleniyor. Chelsea dünyanın büyük kulüplerinden, Türkiyemizde ve Avrupa'da isim yapmış Fenerbahçe Spor Kulübü Futbol Takımı ve Beşiktaş futbol takımı Soma için yardım maçı yapacak. Bütün taraftarlar beraber oturacak, belki bir ilk olacak. Bu hadiseyle beraber Türkiye'de siz değerli basının yazdığı gibi, 'yöneticilerden dolayı taraftarlar bir araya gelmiyor' tezi de çökmüş olacak. Başkanlar nezdinde anlaşarak bu maçı organize ettik. 20 binden fazla bilet satıldı. Kombine bileti olan stada giremeyecek, bilet alıp girecek. Yardım amaçlı bu. Soma'daki şehitleri bugün buradan anmış olacağız, hepsine Allah'tan rahmet diliyorum.
İkinci olayda Engin Muratoğlu da bugün vefat etmiştir. Fenerbahçe'nin Yüksek Divan Kurulu Üyesidir. Geçmiş yıllarda basketbol takımımızda sporculuk yapmıştır. Kendisine Allah'tan rahmet dilerken, ailesine baş sağlığı diliyorum. Allah sabırlar versin.
Burası Fenerbahçe Spor Kulübü ve şirketleri var. Fenerbahçe Futbol A.Ş halka arz edilmiş bir şirket. Yüzde 19 küsürü, halka arz edilmiştir. Burası bir şirket mantığı ile idare edilmektedir. Kulüpler halka arz edildiğinden itibaren şirketleşmeyi yaptıktan sonra denetlenmekte. Ve bu denetlenmeler neticesinde UEFA'da Futbol Federasyonu'nda belirli kriterleri tutturmak, onlarla beraber Avrupa'ya gidebilme ve Türkiye liglerinde lisans alabilme gibi problemlerle karşı karşıya. Bunun içinde kulüplerin gelir gider dengelerini sağlam olarak yapabilecek çözümler ve üretimler yapması lazım.
Şimdi yeni sezon başlıyor. 2 gündür gazetelerde yazıyorsunuz. Sizlerin de zannediyorum patronlarınız ya da patronlarınızın vekil tayin ettikleri genel müdürleri sizin üst kademenizdeki insanlarla sezon başlarında, yayın dönemlerinin başlarında ya da aradaki zamanlarda kulüplerin şirketlerin sizin geliş gidişlerinizle ilgili ve gidişatlarla ilgili toplantı yaparlar, konuşurlar, ikazlar yaparlar. Derler ki, bak burada yanlışlıklar var. Bunu böyle yapmamız lazım. Veya iyi şeyler geliyorsa, sizlere teşekkür ederler. O teşekkürlerin sonunda sizin çalışma hayatı devam eder. Fenerbahçe Futbol A.Ş futbol takımı ile ilgili budur. Fenerbahçe Futbol Takımı 27 Nisan'da oynadığı Rize maçıyla şampiyon olmuştur. Türkiye liglerinde belki de ilk önce, tarihte bir veya ikidir. 2,5 aylık bir tatil dönemi yaşamışız. 2,5 ayda sporcularımız, hepsine teşekkür ediyorum. Hepsi yürekli, aslan gibi o çocuklar. Onlar tatillerini yapmışlar ve dönmüşlerdir. Aynı zamanda teknik heyet de bu şekilde dönmüştür. Bunun yanında diğer personeller.
Benim görevim başkan ve yönetim olarak, bu arkadaşlara gelecek yılın planlamasını anlatmaktır. Onlardan ne beklediğimizi, ne yapmaları gerektiğini onlara anlatmak ve onlardan da o karşılığı alabilmektir. Bütün sporcularımız, teknik heyetimiz ve Sportif A.Ş'nin bütün personeli, spor kulübünün elemanları ve diğer şirketlerimizin bütün çalışanların ödemelerini yapmışızdır. Bunun karşılığında sporcularımız geçmişi unutarak, önlerine bakarak hedef şampiyonluk ya da hedef başka bir şeyse o hedefe doğru çalışmaları lazım. Çalışarak yeni sezona hazır olmaları lazım. Bunları anlatmak ve söylemek başkan ve yönetimin görevidir. Onu atıyorlar, bunu satıyorlar, bilmem ne. Bunları uydurmayın. Ben basında konuşmam. Ben yanımda çalışan kulüp için mücadele eden insanlarla birebir konuşurum. Hataları varsa hatalarını yüzlerine söylerim. Yapmaları gerekenleri anlatırım. Kimsenin özel hayatı beni ilgilendirmez. Bunu iyi bilin, altını çizin. Kimsenin özel hayatı beni ilgilendirmez, ne zamana kadar, o özel hayatlar bu kulübe zarar vermeyene kadar. Zarar verdiğini hissedersem bunları ikaz ederim, söylerim.
2,5 aylık dönemde Samandıra'da yapılan hareket ve tavırlar, geceleri geç gelmeler. Şu veya bu olmalar. Hadisleri benim yerimden anlatmam ve bu şekilde de hareket edilmesini istemem, bu yönetim kurulunun hakkıdır. Biz 25 milyon taraftarı, kongre, divan kurulu üyeleri, bunların ve taraftarın namına biz bu işi bu yönetim kurulu ile yönetiyoruz. Alışkanlık haline getirmişsiniz sezon sonu bitti mi, antrenör ve oyuncular şampiyon oldu. Onlar yaptı. Yönetimin payı yok. Kötü bir şey olduğu zaman yönetim, başkan başarısız. Başkan kötü yaptı. Heyet zayıf, yönetim kurulu bu işi yapamıyor. İşin aslı öyle değil. Burada bir başarı varsa yönetiminden, sporcusuna, teknik heyetine, taraftarına, kongre üyesine aittir. Başarısızlık da varsa hepimizindir. Bunu böyle bilin.
İki gündür yazdıklarınız hikâye. Bana birisi açıyor, telefon. Benle basın konuşamadığı için basına yakın birisi beni arıyor, filanca antrenörü getiriyor musun? Ver parasını getiriyim. Öyle getirmek kolay mı? Buranın dengeleri var. İlk defa Fenerbahçe'de bir oyuncu aldık. Nokta atışı. 2. bir oyuncu almayacağımı söyledim. Ve yine de söylüyorum. Genç oyuncuların mukavelelerini uzatıyoruz. Yetiştirebileceğimiz genç oyuncuları bu kulübe alacağız.
Ben kimsenin özel hayatıyla ilgilenmem. Sporcum da olsa, antrenör de olsa, yöneticim de olsa. Ben nasıl hayatıma dikkat ediyorsam onlardan da bunu istemek yönetim ve benim hakkımdır. Yoksa bir konuşmada onu attık, bunu sattık, böyle bir şey yok, olmaz. 2 gün bekledim. Bakalım nereye gidiyorsunuz, ne oluyor diye. Baktım ki dedikodularla işi yürütmeye çalışıyorsunuz.
Bu sporcuların yüzde 90'u, 2011'den bu yana burada onur mücadelesi yapmışlarıdır. Onlara kızma, hakaret etme hakkım yoktur. Ben onları uyarırım. Onların hepsi çocuklarım veya kardeşlerim yaşında. Onlara ne yapmamız gerektiğini anlattım. Biz artık bu sene şampiyon olup, Şampiyonlar Ligi'ne gitmemiz lazım. Bu taraftar için. Biz bu paraları ödememiz için bize destek olmaları lazım. Taraftar formaları satın alıyor, bizde galip gelerek, iyi oyunlar göstererek, bu yapmış oldukları jeste karşılık sahada jest yapmamız lazım. Ben bunları anlattım. Hocaya da bunları anlattım. Ne yapmamız gerektiğini. Fazla izin vermeyelim. Çalışalım, çalışım, çalışalım... Personeli topladım. Malzemecisinden, Samandıra'da olan diğerleriyle beraber. Onlara da anlattım. Ne olması gerektiğini.
Bir formanın kıymetini bilin. 5 forma istiyorsa vermeyin, bir forma verin. Bunlar kulübün kasasından çıkıyor. Her şeye dikkat edelim. Oraya savurup atmayın, bunu şöyle yapmayın. Yemeklere dikkat edin. Her türlü yemeği çıkartıp, çöp tenekesine yemek atmayın. İnsanlar aç, dedim. Bunları söyledim. Sizin patronlarınız, müdürleriniz veya amirleriniz sizleri toplayıp da bu konuşmaları yapmıyorlar mı? Demiyorlar mı bu makineyle fazla çekip de fazla masraf etme diye. Ben söylüyorum. Bir kağıt dahi fazla harcandığında ben söylüyorum. Maddi, para. Bu paranın karşılığı yoksa bankadan para almanın sonu yok ki. Ben kendi şirketimde olduğu zaman gidip bankadan para alır mıyım? Neden alayım! Burası da öyle yönetiliyor. Bunu böyle bilin.
Bu çocuklar yürekli çocuklardır. 4 senedir mücadele etmişler, 2 defa da şampiyon oldular. Başka bir kulüp veya sporcu değil bunlar. Onun için, yok gitti; hocayı almadı. Daha baştan teknik heyet ve oyuncularla yüz yüze konuşacağım için daha önceden bilgi verdim. Ben kızmaya gitmedim. Ben olayı ortaya koymaya gittim ve ortaya koydum. Ne yapmamız gerektiğini anlattım. 2,5 ay insan tatil yaptıktan sonra alışmak zor oluyor. Bizim çalışmamız gerektiğini anlattım. Niçin? Bizim çektiğimiz acılar bitmedi daha. Bu acılar bitmedi. Biz Şampiyonlar Ligi'ne gidip üst kademelere geçersek, taraftarın bu camianın acıları azalır.
Mahkeme devam edecek, orada da haklılığımızı göstereceğiz, bunu da tüm Türkiye görecek. Zaten herkes neyin ne olduğunu görüyor. Bu konularda da detaylı konuşmuyoruz ama oradaki haklılığımızda zaman içinde gözükecek zaten. Daha çıkacak, biraz da bekleyin.
Sizin şirketlerinizde ne oluyorsa bizim şirketimizde de o oluyor. Ben birisi hata yapıyorsa ikaz etmek, gerektiğinde kızmak, bağırmak; hepsi benim görevim. Dinlemiyorsa, yapmıyorsa yönetim kurulunun direktifleri dışında işler oluyorsa, o zaman gerekeni yaparız. Şu anda öyle bir şey yok.
Sabahtan beri arkadaşlarla oturup konuşuyoruz, altyapıda kız basket takımına giden para 1 trilyon. Karşılığı sıfır. Futbol altyapı 4,7 trilyon gidiyor, aradaki farkları nasıl kapatırız onları çözmeye çalışıyoruz. Bütün kulüplerde bu sorunlar var. Ama sizin gazetelerde yazmanızla sporcu alma dönemi bitmiştir. Türk sporu tehlikeye gidiyor. Yapılan 3 Temmuz operasyonu ile beraber marka değerini Türk sporu kaybetmiş, kaybettirilmiştir. Devlet bugün açıklama yapıyor, torba yasaya vergi giriyor. Biz geçen sene 100 trilyona yakın vergi ödedik. Bir önceki sene 87 trilyon. 187 trilyon. 2'ye bölsen 75 milyon dolar vergi ödemişim. Ne olacak bu. Vergisini ödeyen bizim gibi kulüpler de vardır muhakkak. Bunların hakkı ne olacak diye yazmıyorsunuz. Siz Ersun hocayla bilmem nerede ne olmuş da, bana ne onlardan. Çalışıyor mu, çalıştırıyor mu benim için mesela bitmiştir. Öbür tarafı kendi problemi, benim problemim değil. Öyle problemi de buraya taşımam, çekmem. Ben arkadaş dost olarak uyarı yaparım. Dinler dinlemez onların problemi. Aynı uyarı sporcu için de geçerli, başkası için de. İki günde, atıyor, asıyor, kesiyor, ben yaparsam da anında yaparım. Benim işim dakikadır. Dakikada kararımı veririm yönetim olarak.
Lütfen rica ediyorum böyle şeyleri kesin. Bugün burada maç yapıyoruz, gönül isterdi basında Soma olsun. Soma için herkesi davet edin. Manşet, büyük olsun. Yardıma insanlar gelecek, benim bugün buraya 3 tane misafirim gelecek. Locamdan izleyecekler maçı ve ben onlara bilet aldım. Yardım amaçlı olduğu için. Lütfen her şeyi böyle görelim. Aksi halde yanlış yerlere gidersiniz.
Arkadaşla resmini koyuyor, bilmem ne. Sizin hiç birinizin arkadaşı yok mu? Soruyorum ya kalkın bir taneniz söyleyin. Benim kız arkadaşım yok diye. Söyleyin, üst kademelerinizdekilerin, patronlarınızın yok mu? Soruyorum erkek gibi. Ayıp bunlar, ayıp şeyler. Lütfen rica ediyorum. Bu konulara girmeyin. Sizin burada sorgulayacağınız şeyler; Fenerbahçe takımı kötü oynarsa, sebeplerini sorgularsınız? Onun dışındaki konuları sorgulamak size düşmüyor, ayıp oluyor. Bu dedikodu, magazin gazeteciliği oluyor, buna da burada müsaade etmem. Gidebilir, edebilir, kız arkadaşı varmış ondan dolayı kimse gitmez buradan. Görevini yapmazsa, ben de hesap veriyorum. Kongrede bana hesap soruyorlar. 2011'de kongrede şampiyonluk son haftaya neden kaldığını soruyor? Bunu hatırlıyor musunuz bilmiyorum. Karabük maçı öncesi. Kongrede hesap veriyorum. Orada çalışanların hepsi de bu yönetime hesap verirler. Varsa bir şey düzeltilmesi için bize göre doğru olanı anlatırız, onlar da uyarlar. Uymazlarsa o zaman ikinci madde geçerlilik kazanır.
Lütfen rica ediyorum, herkesin ailesi var. Belirli yaşam tarzları var. Bunlara girmeyin, ayıp oluyor. Önce kendinizi sorgulayın, varsa, problem yok. O zaman dersiniz ki bu doğruyu söylüyor. Bu doğrudur. Ona göre hareket edersiniz. Hepinize teşekkür ediyorum. Lütfen, lütfen, lütfen.
Kaynak: