Avrupa'dan Yolsuzluk Eleştirisi
Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff, rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili eleştirdi.
Yolsuzluk soruşturmasının tarafsız ve bağımsız şekilde yürütülmesine yönelik Avrupa Birliği Komisyonu’nun uyarısının ardından Avrupa Parlamentosu’ndan da benzer tepkiler gelmeye başladı. Başta İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın olmak üzere çok sayıda polis amirinin yerinin değiştirilmesi ve soruşturmayı yürüten savcılara müdahale izlenimi veren gelişmeleri değerlendiren AP’nin kıdemli üyelerinden Alexander Graf Lambsdorff, “Yargı bağımsızlığı konusunda çok endişeliyiz.” dedi.
Lambsdorff, gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak’ın fikirleri nedeniyle hükümete yakın bir gazeteyle ilişiğinin kesilmesini de “çok endişe verici” olarak yorumladı. Aynı gazetenin daha önce de bir diğer gazeteci-yazar Yavuz Baydar’la yollarını ayırdığını hatırlatarak Ilıcak’ın da aynı akıbete maruz kalmasının “üzücü ve kaygı verici” olduğunu söyledi. Hükümetin kendilerine basın hürriyetiyle ilgili herhangi bir sorun olmadığını aktardığını ancak yaşananların gazeteci ve köşe yazarlarının artık Türkiye’de “hayatlarının hiç de rahat olmadığına” işaret ettiğini söyledi.
Yolsuzluk soruşturmalarına da değinen Lambsdorff, çok sayıda polis müdürünün görevden alınması, yeni savcıların göreve getirilmesinin kendilerini yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve hukuki sürecin sağlıklı işleyeceğine dair ‘derin endişelere’ sevk ettiğini vurguladı.
Soruşturma sürdüğü için bütün ayrıntılara vakıf olmadığına işaret eden Alman Liberal dünyada yolsuzluğun irtikap edilmediği ülke olmadığına, ancak temel meselenin yolsuzluklar yaşandığında bu olayların üzerine adil ve tarafsız şekilde gidilip gidilmediği olduğuna işaret etti. AB Komisyonu’nun önceki günkü açıklamasına atıf yapan Lambsdorff, sürecin soruşturmaya maruz kalanların müdahalesi olmadan tarafsız ve adil sekilde yürütülmesi ihtiyacına dikkat çekti.
Yolsuzluk vakaları arasında da farklar olduğunu belirten Lambsdorff, “Münferit vakalar olabilir ya da yolsuzluk çok yaygın olarak yaşanıyor olabilir. Ayrıca devletin çok üst seviyelerinde yaşanan yolsuzlukla, daha düşük bürokratik seviyelerde yaşananlar arasında fark var.
Doğu Avrupa ve İtalya’da da devletin çok üst seviyelerinde yolsuzluk vakalarına rastlıyoruz. Yani bu konuda Avrupa Türkiye’den çok daha iyi durumda demiyoruz. Ancak üst düzey yolsuzluğun bilhassa toplum dokusu ve halk nezdinde çürütücü özelliği var. Yüksek maaşlı üst düzey yetkililer de yolsuzluğa bulaşıyorsa bu bütün topluma sirayet ediyor. Ve hızlı bir şekilde münferit vakalardan yolsuzluğun yaygınlaştığı bir safhaya geçiyorsunuz. Bu çok endişelendirici. Türkiye bu yola girmemeli.” dedi.
Kaynak: