CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Reyhanlı’daki bombalı saldırılarda ölen 51 kişinin katilinin Başbakan Erdoğan olduğunu söyedi. AP Sosyalist Grup Başkanı, Erdoğan'a getirilen eleştirilere bozulunca Kılıçdaroğlu, başkanla görüşmesini iptal etti.

Avrupa Parlamentosu’nda (AP) temaslarda bulunan Kılıçdaroğlu, bugün AP’nin Sosyalist ve Demokratlar İlerici Grubu toplantısına katılarak, grup üyelerine seslendi. Kılıçdaroğlu basına kapalı toplantının ardından Grup Başkanı Hannes Swoboda ile basının karşısına geçerek hem açıklama yaptılar hem de soruları yanıtladılar.

Grupla oldukça verimli toplantı yaptıklarını belirten Kılıçdaroğlu, parlamenterlerin, Türkiye gündemindeki çeşitli konulara ilişkin sorularını yanıtladığını ve CHP’nin görüşlerini aktardığını söyledi. Kürt sorununun çözümüne ilişkin CHP’nin önerilerini gruba ilettiğini belirten Kılıçdaroğlu, hükümetin yürüttüğü İmralı sürecini konusunda şunları aktardığını bildirdi:

“Bugün yapılan görüşmelerin nasıl yürütüldüğünü, yapılan pazarlıkların ne olduğunu bilmediğimizi, sadece CHP’nin değil Türkiye kamuoyunun da bilmediğini, sürecin başarısızlıkla sonuçlanması halinde bunun maliyetinin çok ağır olacağını ve Türkiye’de daha farklı bir sürecin yaşanabileceğini ifade ettim. Her şeye karşın, sürecin başarıyla sonuçlanmasının Türkiye’nin lehine olabileceğini ifade ettim.”

Sosyalist grubun üyelerinin, Türkiye’de demokrasi konusunda ciddi kaygılarının olduğunu kendisine ilettiklerini ifade ederek, Türkiye’nin demokraside ciddi bir “zemin kaybına” uğradığına işaret ettiğini, buna örnek olarak yargı bağımsızlığı, medya üzerindeki baskılar, gazetecilerin hapse atılması, avukat ve bilim adamlarının tutuklanması ve özel yetkili mahkemelerin uygulamalarını örnek verdiğini bildirdi.

CHP’nin “Özgürlük ve Demokrasi” bildirgesi konusunda da gruba bilgi verdiğini açıklayan Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün akşam Amerika’ya seyahatinden önce yaptığı “Kılıçdaroğlu Esad’ı destekliyor”suçlamasına sert yanıt verdi ve şöyle konuştu:

“Sayın Başbakan herhalde Amerika’ya gitmeden önce Aziz Nesin’in öykülerini okudu. Bizim Esad rejimini desteklediğimizi nerden çıkarıyor? Ben hayal dünyası böyle geniş bir insan görmedim. Ben Esad ile birlikte tatil yapmadım, tokalaşmadım, kendisine kardeşim demedim. Biz Suriye’de barış istiyoruz. Biz uluslararası bir konferansın yapılmasını önerdik. Şimdi bu konuda ABD ve Rusya anlaşarak uluslararası bir konferans yapılmasını talep etti. Bizim de istediğimiz buydu.” 

AKP’nin Suriye politikasının Türkiye’ye ağır faturalar çıkardığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Reyhanlı’daki bombalı araç saldırılarına değinerek, şunları söyledi: 

“Silahlı, radikal insanları besleyip Suriye’ye göndermek ne zamandan beri Türkiye’nin işi oldu? Suriye’nin işi oldu? Reyhanlı’da ölen 51 kişinin katili Erdoğan’dır. İstiyorsa gitsin bunu Reyhanlı’ya, Hatay’a, Samandağı’na, Kırıkhan’a sorsun. Oradaki vatandaşlarla görüşsün. Kalkmış CHP’yi suçluyor, Esad rejimini destekledi diyor. Biz hiçbir zaman baskıcı rejimleri desteklemedik.” 

Erdoğan ile Esad arasında demokrasi açısından bir ton farkından başka birşey bulunmadığını sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, “İkisi de baskıcı, İkisinde de özel yetkili mahkemeler, savcılar var. İkisinin de özel hapishaneleri var. İkisi de medya patronları arayıp hangi gazetecinin alınıp, hangi atılacağını soruyor. İki de medyaya talimat veriyor. Demokrasi açısından aralarında ne fark var?”dedi.

Erdoğan’ın Reyhanlı saldırısı sonrasında MİT ile Emniyet arasında kopukluk olduğunu belirten sözlerine ilişkin bir soruyu ise “Başbakan Erdoğan önce zafiyet kavramının ne olduğu öğrenmeli. Bunu itiraf eden de Başbakanın ta kendisi. Olayı önceden bileceksiniz, önlem almayacaksınız, sonra da ‘Emniyet birimleri ile MİT arasında koordinasyon eksikliği var’ diyeceksiniz. O zaman sizin göreviniz ne? Koordinasyonsuzluğa yol açanı ortaya çıkardın mı? Hayır” yanıtını verdi.

“SURİYE’YE ASKERİ MÜDAHALEYİ İSTEMİYORUZ”

AP Sosyalist Grup Başkanı Swoboda da toplantıdaki konuşmaların genelde Türkiye’nin demokratik gelişimine odaklandığını belirterek, “Bazı eğilimlerin, daha çok demokrasi, azınlık sorunlarının kabullenilip kabullenilmemesi yönünde ilerleyip ilerlemediğiyle ilgili endişelerimizi CHP lideriyle paylaştık” dedi.

Kürt meselesinin de gündeme geldiğini belirten Swoboda,“CHP’nin Kürt sorunuyla ilgili açık taahhüdünü görmekten memnun olduk” ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun, çözüm süreciyle ilgili Başbakan Erdoğan’a yaptığı önerileri olumlu bulduğunu dile getiren Swoboda,“Öncelikli hedefimiz çözüm bulunması olmalı. Çözüm bulunsun ama daha saydam bir şekilde olmasını tercih ederim. Gerçekte ne olup bittiğini bilmiyoruz. Elbette müzakere ediyorsanız her şeyi ortaya koyamazsınız ama saydamlık önemli” dedi.

Suriye’deki gelişmelere de değinen Swoboda, şöyle konuştu: 

“Suriye krizi nedeniyle Türk halkının hislerini paylaşıyoruz. Umarım çözüm bulunur. CHP’nin uluslararası bir konferans önerisini çok takdir ediyoruz. Suriye konusu siyah beyaz bir konu değil. Grubumuz her zaman ‘biri iyi, öbürü kötü’ biçimindeki yaklaşımlardan kaçınma konusunda çok temkinli oldu. O nedenle uluslararası bir konferans çok önemli. Tüm taraflar Suriye sorununa ulaşılabilir bir çözümde rol almalı.”

Swoboda, ülkede çok kan aktığını ve her türlü barışçıl çözümün kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Şu anda Esad’sız bir çözüm bulunup bulunmayacağını ya da Esad’ın çözümün parçası olup olmayacağını bilmediğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Bu yıl başında birçok uzman Esad’ın haftalar içinde gideceğini söylüyordu ama hala orada ve kan gövdeyi götürmeye devam ediyor. Mesele bir kişinin olup olmaması değil, akan kanın durdurulmasıdır. Suriye’de askeri müdahaleler konusunda çekincelerimiz var. Radikal İslamcı hareketlerin diğer gruplar üzerinde baskı yapacak şekilde gücü ele geçirebilmesi konusunda endişelerimiz var. Suriye’de bir askeri müdahalenin karşısındayız. Şimdi de en azından Avrupa için bir iç savaşa dahil olması iyi bir yöntem değil. Türkiye’ye de aynı tavsiyede bulunabilirim. Esad da dahil Suriye tarafları herkes masaya oturmalı. Barışçıl bir ortamda Suriye sorunu çözülmeli. En önemli konu bu ve bu nedenle her zaman askeri bir müdahaleye çekinceyle yaklaştık.”

Bu arada, Swoboda’nın, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a yönelik sert sözlerine bozulduğu belirtildi. Bunun ortaya çıkmasının ardından Kılıçdaroğlu’nun Swoboda’ya tepki göstererek, kendisiyle olan görüşmesini iptal ettiği bildirildi.