ASSANGE'DEN ÇOK TARTIŞILACAK CLİNTON FETHULLAH GÜLEN İLİŞKİSİ

ASSANGE'DEN ÇOK TARTIŞILACAK CLİNTON FETHULLAH GÜLEN İLİŞKİSİ

Dünyaca ünlü hacker ve bilgisayara yazılımcısı Wikilieaks kurucusu Julian Assange'den çok konuşulacak darbe açıklaması

15 Temmuz darbe girişimine dair açıklamalar yapan Wikileaks kurucusu Julian Assange, Demokrat Parti'nin ABD Başkanlık Seçimleri'ndeki adayı Hillary Clinton ve Fethullah Gülen arasında "gizli ve özel ilişkiler" olduğunu öne sürdü.

SUUDİA ARABİSTAN VE ABD

Girişimin arkasında Suudi Arabistan ve ABD olduğunu iddia eden Assange, ellerindeki belgelerin Clinton'ın Gülen'e desteğini kanıtladığını belirtti.

CLİNTON'UN ALTINI ÇİZDİ

Assange, Clinton ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkiye de dikkat çekerek, Suudilerin Clinton'a yaptıkları büyük bağışları hatırlattı.

JULİAN ASSANGE KİM

Wikileaks, Julian Assange ve yürek isteyen bağımsız gazetecilik. Assange ile ilgili çok sayıda biografi dolaşıyor internette. Ancak Faruk İremet adlı bir yazarın analizi çok ilginç. Aynen aktarıyoruz.

Wikileaks'in sanal basına sızdırdığı yüzbinlerce dokümentin Pentagonu ve ABD'yi nekadar zora soktuğunu tahmin edebiliyorsunuzdur. Video filimlerini görmeyeniniz varsa Wikileaks'in sitesinden tarihin en çirkin, en facia dolu, insanlık onurunun rencide edildiği ve anti-demokratik sahneleri görmeden önce kendinizi zihinen acıya hazırlayın.

Peki kim bu Julian Assange? CİA'nın, Mossaad'ın ve diğer istihbarat birimlerinin peşine düştüğü adam? Julian, 1971 yılında Avuıstarlya'da Townsville, Queensland kentinde doğdu. Wikileaks'in editörü olmadan önce gazetecilik ve programcılık yaptı. Dokuz hackerle birlikte Wikileak'i kurdu.

Julian'ın şuan İsveç başsavcılığı tarafından uluslararası tutuklanma kararı çıkarıldı. Julian Assange'nin İsveç İnterpolu aracılığıyla uluslararası tutuklanma kararı kim tarafından çıkarıldı? Evet ''kanunları'' çok iyi bilen savcı Marianne Ny tarafından. Gerekçe ise, Amarikan filimlerindeki sahneleri aratmayan, komik cinsel taciz ve tecavüz olayı. Nasıl mı? Evli bir gazeteci veya hakim mafianın katil yanını basına sızdırdığında, yanında iki çıplak bayanla otel odasında resimleri çekilmiş bir halde yakalandığında (uykudan uyanmış bir şekilde)! Veya bir gazeteci olarak polisin çirkin işlere karıştığını duyurduğunda, arabasında uyuşturucuyla yakalanması gibi!

Peki nerede gerçekleşmiş Julia'nın bu tecavüz olayı? İsveç'te. Hangi şehirde? Enköping ve Stockholm'da. Kime karşı? İsimsiz bir kaç hayalete karşı. Bu bir kaç hayalet yıllar önce ''gerçekleşmiş'' bir tecavüz (Enköping'te) ve birden bire, bir kaça çıkarılan Stockholm'daki ''taciz'' olayı. Soruşturmayı bile gerektirmeyen bu olay, zamanında takipsizlik kararıyla dava dışı kalmıştı. Ama bu dava, müvekilin/müvekillerin savunma avukatı tarafından, yeniden gündemleşti. Neden? Çünkü Julian Assange CNN'nin, diğer dünya basının röportaj için aradığı tanınmış popüler bir insan olmasıyla mı ilgili? Veya başka sebepler mi var, yani istihbarat birimleri gibi? Kırmızı bültenle uluslararası aranma emrinin çıkarılması, CİA ve Mossard'ın yakalamak için can attığı bir döneme rast gelmesi de pek ilginç değil herhalde. Savunma avukatının, mahkemeye yeniden suç duyurusunda bulunması pek ilginç değil... Washington'da yağmur yağdığında, güneşli yazın sıcağında Stockholm'da şemsiyeyle dolaşır, İsveç'in politikacısı, basını ve mülki idare amirleri...

Peki yıllar önce gerçekleşen bu ''taciz'' olayları neden şimdi gündemleşti? CNN'de Bayan Atika Shubert'in Julian ile yaptığı röportajda, Julian'a tecavüz ile ilgili sorduğu soruya verdiği yanıta bakın; ''Çok komik bir soru Atika, eğer amacın ismimi, çalışmalarımızı ve İrak'ta 104.000 insanın ABD askerlerince öldürülmesini deşifre etmemizi kirletmek ise, stüdyoyu terkedeceğim. Adımı kirletmekle ABD'nin yaptıklarını unuturamasınız'' Şimdi sorumu size yöneltmeyi yerinde buluyorum. Basını kim yönetiyor? Son otuz yıldır, kimdir dünyadaki basının sahibi? Ve basının özgür olduğuna inanıyor musunuz?

Julian Assenge hergün bir şehir ve haftada bir ülke değiştirmekte. İnsanlık adına tehlikeleri göze alarak çıktığı yol, kolay olmasa gerek. Günümüzde diplomasını cebine indiren her yeni mezun öğrencinin hayalindeki ilk işi, uluslararsı şirketlerde iş bulmaktır. Her yeni mezun gazetecinin umudu CNN, FOX, Sky News ve BBC'de kadro bulmaktır. Neden mi? İyi bir maaş en başta verilen yanıttır. İkinci bir gerekçede bu şirketlerin kolay kolay iflaz etmeyeceğidir. Üçüncü ve en önemli gerekçe ise geleceği güvenceye almaktır.

Savaşları artık devletler değil, bu büyük basın tekelleri belirlemekte ve bu büyük tekelleşmiş basındır savaşları kazanan ve kazandıran... Bu basının hise senetleridir borsada pazarlanan. Bu basındır borsayla, büyük tekellerle flört eden. İlginç mi? Bence hayır. İrak ve Afganistan savaşını bu basın kazandı ve yaptırtı. Arkasına bankaları, petrol şirketlerini ve silah sanayisini alarak... Hangi enfermasyonla? Devlettin istihbaratından aldığı ''bilgilerle''. 

 Son otuz yıl boyunca okullarda ders kitaplarında bireyciliğin, tekelciliğin ve devletçiliğin reklamı yapıldı. Beyinler bireycilikle (egoizimle) beslendi. Toplumsallık ''suç'' sayıldı. Bireysel kazanım, ne pahasına olursa olsun normal görünmeye başlandı. İnsanlara faklı düşünmenin bir tehlike olduğı empoze edildi. Farklı düşünmek grup dışı olmaya sebep oldu. Tabii ki bunlara yaratılan korkuyuda eklersek, tek tip insan olmamak suç durumuna geldi. Julian Assange, tek tip insan olmamak için uğraşan biri. Yoksa uluslararası istihbarat birimlerinde iş bulması (programlayıcı, matematikçi, fizikçi ve gazeteci olarak) zor olamayacaktı. Julian Assenge özgür olmayan basında yer almaktansa hergün bir şehir, her hafta bir ülke değiştirmeyi ve hergün bir şekil degiştirmeyi uygun bulmuş. Neden mi? Kanımca özgür basın adına... Kanımca demokrasi adına... Demokrasi tek renkilik değildir... Demokrasi yeri geldiğinde devleti, taraflı medyayı ve askeri yargılamaktır... Demokarsi adına bugün yazımı Julian Assange'ye adadım. Birde tek tip insan olmamak ve demokrasi savunulmalıdır dediğim için. Bugün her zaman ki gibi yine demokrasi adına yazıyorum.

Kaynak:Haber Kaynağı