Arınç'tan PKK ya, Mümkünse Dışarı Çıksınlar !
"Bu hükümet şuanda İmralı süreci içerisinde değil"
Arınç'tan İmralı açıklaması
"Bu hükümet şuanda İmralı süreci içerisinde değil"
BURSA 02.02.2013 21:05
BURSA'da ailesiyle birlikte Uludağ'da haftasonunu geçiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa'daki bir yerel televizyonda katıldığı canlı yayında İmralı sürecini değerlendirdi.
Türkiye'de Kürt sorununun 50-60 yıldır konuşulduğunu ve 30 yıldan bu yana da terör sorunu ile mücadele edildiğini belirten Başbakan Yardımcısı Arınç, bu sorunun çözümü için Ak Parti Hükümeti'nden önceki hükümetlerin ellerinden geleni yaptığını söyledi. Terörün çok can yaktığını, kan döküldüğünü ve bu nedenle üzüntüler yaşandığını ifade eden Arınç, "Çok acıdır ki kan dökülmeye devam etti. Üzüntüler artmaya devam etti. Artık meselenin sadece silahla olmayacağını, onlara karşı ne kadar güçlü hareket etsek ve terörle mücadelede bugüne kadar ilerlediğimiz alanlarda ne kadar başarılı da olsak, bu meselenin bir şekilde sona ermesi için başka şeylerin de yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Terörle ilgili pek çok sebepler var. Bir kısmının politik, bir kısmının ekonomik, bir kısmının sosyal, bir kısmının kültürel olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla sonucu meydana getiren sebeplerde bir iyileştirme yapmazsanız meselenin çözümünün çok daha zor olacağını düşündük" dedi.
Teröristle mücadelenin terörün var olduğu sürece devam edeceğini açıklayan Arınç, bu mücadelenin onların anladığı dilden devam edeceğini belirtti.
Arınç, "Yapılana karşılık vermek üzere, yapılmak istenene de engel olmak suretiyle. Ancak dağa çıkmalar devam ettikçe, özendirildikçe ve adeta ölmek için intihar saldırıları yapmaya devam ettikçe, sadece silahla, bombayla, uçakla bütün bunları çözmek mümkün değil. İnsan unsuru önemli. Ekonomik, politik önlemlerle bu meseleyi kökünden çözmeye gayret etmek gerekiyor. Bizden önce de düşünüldü belki ama muaffak olunamadı. Biz meseleye son yıllarda sadece bu açıdan bakmaya başladık. Çünkü terörle mücadele eden asker olsun, sivil olsun herkesle konuştuğunuz zaman bu sadece silahla başarılacak bir şey değil. Mutlaka ekonomik ve siyasi tedbirlere de ihtiyaç var deniliyor. Bu nedenle hükümetimiz bir vesileyle örgüt ve örgütün lideri konumunda olan kişiyle görüşme imkanı buldu" dedi.
MÜMKÜNSE ÖRGÜTÜN TÜRKİYE DIŞINA ÇIKMASI
Arınç, "Yapılana karşılık vermek üzere, yapılmak istenene de engel olmak suretiyle. Ancak dağa çıkmalar devam ettikçe, özendirildikçe ve adeta ölmek için intihar saldırıları yapmaya devam ettikçe, sadece silahla, bombayla, uçakla bütün bunları çözmek mümkün değil. İnsan unsuru önemli. Ekonomik, politik önlemlerle bu meseleyi kökünden çözmeye gayret etmek gerekiyor. Bizden önce de düşünüldü belki ama muaffak olunamadı. Biz meseleye son yıllarda sadece bu açıdan bakmaya başladık. Çünkü terörle mücadele eden asker olsun, sivil olsun herkesle konuştuğunuz zaman bu sadece silahla başarılacak bir şey değil. Mutlaka ekonomik ve siyasi tedbirlere de ihtiyaç var deniliyor. Bu nedenle hükümetimiz bir vesileyle örgüt ve örgütün lideri konumunda olan kişiyle görüşme imkanı buldu" dedi.
MÜMKÜNSE ÖRGÜTÜN TÜRKİYE DIŞINA ÇIKMASI
İmralı ile yapılan görüşmenin amaçlarını sıralayan Arınç, ilk amacın, örgütün silah bırakması, kan dökülmemesi, ikincinin ise mümkünse örgütün Türkiye dışına çıkması, üçüncüsünün ise bir şekilde dağılmak suretiyle artık örgütün silahlı eylemde bulunmaktan vazgeçmesi olduğunu vurguladı.
Arınç sözlerine şöyle devam etti: "Geçmişte de yapılmış. İstihbari çalışmalar da yapılmış. Hatta bazen askerler devreye girmişler. Öcalan ile Suriye'de, Suriye dışında belki Türkiye'de bazı temaslar sağlanmış, ama bir sonuç alınamamış. En son bu temas sağlanınca ve olumlu cerayan edeceği düşünülünce, biz bu konuda İstihbarat örgütünün bir çalışma yapması gerektiğini ve bunun sonucunun olumlu olabileceğini düşündük. Şu anda ki gidişatımız bildiğiniz gibi bir heyet gitti. BDP'li iki milletvekili. Şimdi bir heyet daha gidecek. Öcalan'ın belli bir şekilde verdiği mesajlarla örgütün silah bırakmasının mümkün olabileceği anlaşıldı. Ondan sonraki aşamaları da belki bu görüşmelerin devam etmesi suretiyle bir şekilde temin edilmiş olacak. Çok grift bir konu. İşin şu anda hükümetin dışında olan bir yönüne bakıyoruz. Yani Hükümet bir siyasi organdır. Başında Başbakan ve bakanları vardır.
Ancak bu hükümet şu anda bu sürecin içerisinde değil. Sürecin içerisinde olan devletin önemli bir istihbarat kurumu. Evet şüphesiz MİT'in başındaki başkan, sayın Başbakan'a bağlı bir kişidir. Ona karşı bir sorumluluğu vardır. Ama devletin bu aygıtında görev, istihbarata verilmiştir. Eylemler son verilecek bir noktaya gelirsek, şüphesiz bunun siyasi sonuçları olacaksa, sonunda hükümetimiz, Başbakanımız 'bu mesele şu noktaya gelmiştir. Bundan sonra şu aşamada devam edecektir' diye hem Meclisimize bilgi verecektir, hem mecliste yasal düzenlemeler gerektirecek çalışmalar yapılacaksa, bütün milletvekili arkadaşlarımız haberdar olacaktır. Şu anda MİT ile ilgili çalışmanın devam ettiğini söylebilirim. Olumlu cerayan ettiğini söyleyebilirim. Verilen mesajlarla ve son eylemlerdeki düşüş oranına baktığınzda sanki olumlu bir noktada ve düz bir sitikamete gittiğimizi söyleyebilirim."
Arınç sözlerine şöyle devam etti: "Geçmişte de yapılmış. İstihbari çalışmalar da yapılmış. Hatta bazen askerler devreye girmişler. Öcalan ile Suriye'de, Suriye dışında belki Türkiye'de bazı temaslar sağlanmış, ama bir sonuç alınamamış. En son bu temas sağlanınca ve olumlu cerayan edeceği düşünülünce, biz bu konuda İstihbarat örgütünün bir çalışma yapması gerektiğini ve bunun sonucunun olumlu olabileceğini düşündük. Şu anda ki gidişatımız bildiğiniz gibi bir heyet gitti. BDP'li iki milletvekili. Şimdi bir heyet daha gidecek. Öcalan'ın belli bir şekilde verdiği mesajlarla örgütün silah bırakmasının mümkün olabileceği anlaşıldı. Ondan sonraki aşamaları da belki bu görüşmelerin devam etmesi suretiyle bir şekilde temin edilmiş olacak. Çok grift bir konu. İşin şu anda hükümetin dışında olan bir yönüne bakıyoruz. Yani Hükümet bir siyasi organdır. Başında Başbakan ve bakanları vardır.
Ancak bu hükümet şu anda bu sürecin içerisinde değil. Sürecin içerisinde olan devletin önemli bir istihbarat kurumu. Evet şüphesiz MİT'in başındaki başkan, sayın Başbakan'a bağlı bir kişidir. Ona karşı bir sorumluluğu vardır. Ama devletin bu aygıtında görev, istihbarata verilmiştir. Eylemler son verilecek bir noktaya gelirsek, şüphesiz bunun siyasi sonuçları olacaksa, sonunda hükümetimiz, Başbakanımız 'bu mesele şu noktaya gelmiştir. Bundan sonra şu aşamada devam edecektir' diye hem Meclisimize bilgi verecektir, hem mecliste yasal düzenlemeler gerektirecek çalışmalar yapılacaksa, bütün milletvekili arkadaşlarımız haberdar olacaktır. Şu anda MİT ile ilgili çalışmanın devam ettiğini söylebilirim. Olumlu cerayan ettiğini söyleyebilirim. Verilen mesajlarla ve son eylemlerdeki düşüş oranına baktığınzda sanki olumlu bir noktada ve düz bir sitikamete gittiğimizi söyleyebilirim."
'Bülent Arınç ismi suikast iddialarıyla ön plana çıkıyor. Bu anlamda bir tedirginlik yaşıyor musunuz?' şeklindeki bir soruya yanıt veren Arınç, herhangi bir tedirginlik yaşamadığını söyledi. Bu konunun bir cesaret meselesi olduğunu belirten Arınç, "Anadolu'da güzel bir tabir vardır. 'Kuştan korkan, darı ekmez' derler. Bir ikincisini ise Meral Akşener söylemiştir. 'demirden korksaydık, trene binmezdik' gibi. Yaptığımz iş zor bir iş. Biz bebelere masal anlatmıyoruz. Yada ayaklarımızı uzatıp, evde keyif çatıp, televizyon izlemiyoruz. Yada çok ünlü bir iş adamının ülkeler arası yaptığı seyahatlerde konforlu bir takım gezilerde de değiliz. Hiçbirisinde de gözümüz yok" dedi.