ARINÇ SERT ÇIKTI "SADECE BİZ NE YAPTIĞIMIZI BİLİYORUZ"
Türk Bayrağı'mızın gönderden indirilmesiyle ilgili konuşan Bülent Arınç sert ifadeler kullandı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’nda Türk bayrağının indirilmesini, “alçakça bir hareket” olarak değerlendirdi.
"ALÇAKÇA BİR HAKARETTİR"
Bugünlerde, özellikle belli bir bölgede, üzüntü verici olayların yaşandığını belirten Arınç, bu olaylardan birinin de Diyarbakır merkezindeki Hava Kuvvetleri'nin bulunduğu alandan, bir Türk bayrağının indirilmeye cüret edilmesi olduğunu kaydetti. Bunu, "alçakça bir hareket" olarak değerlendiren Arınç, "Çok şükür Türkiye'de herkes, kendini bilen herkes, bu ülkeye bağlılığını bildiğimiz, bayrağımıza, vatanımıza, ülkemize çok sevgi duyduğunu bildiğimiz herkes, bu hainliği, bu ihaneti, bu alçakça tecavüzü sadece Silahlı Kuvvetler, Cumhurbaşkanımız değil, şüphesiz bütün siyasetçiler, bütün kurumlar, Meclis Başkanımız dahil olmak üzere kınadılar. Silahlı Kuvvetler de ciddi bir açıklama yaptı, bu olayın nasıl cereyan ettiğini ortaya koydu" diye konuştu.
"ÇÖZÜM SÜRECİ BAŞARILI MI OLACAK ENDİŞESİ TAŞIYANLAR VAR"
Batman'da yaptıkları yerel medya eğitim seminerine, bölgenin gazetecilerinin de geldiğini anımsatan Arınç, her birinin birbirinden vatanperver olduğunu kaydetti. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, onları dinleme ve konuşmalarından yararlanma ihtiyacı duyduklarını dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oradan aldığım intibahla, o konuşmalar ışığında şunu söylemem lazım: Bir şeyi net olarak vermemiz lazım, adına ne dersek diyelim, ister Kürt sorunu, ister Güneydoğu, ister PKK sorunu diyelim, bu sorunu çözmek isteyenlerin yapacağı işler belli. Sorunu çözmek istemeyenler de var. Onların da yaptıkları çok ortada. Sorunu çözmek istemeyenler sadece şiddetten gıdalanıyorlar, besleniyorlar, dillerinde şiddet var, eylemlerinde şiddet ve silah var. Siyasi söylemlerinde bile her an insanları yeniden karanlık günlere götürecek bir kalkışma veya isyan çağrısı var. Bunların her biri, ülkemizde yaşanan terörün bir çözüm süreciyle bitmesinden dolayı endişe ediyorlar. Sorunu çözmek isteyenler, üslubuna, yapacaklarına dikkat ediyor, fikirle, düşünceyle ortaya çıkıyor. Mesela biz, şiddet dilinin terk edilmesi gerektiğini, pozitif bir habercilik anlayışı içinde evet olanları verelim ama kanlı kanlı, canlı canlı, bunları insanların nefret ve şiddetine yol açabilecek bir algılamaya da kesinlikle gitmeyelim diye düşünmüştük. Bunu bütün arkadaşlarımız da aynen kabul ettiler. Öylesine bazı gazeteler veya yazarlar var ki kaleminden kan damlıyor. Niçin insanlar ölmüyor, niye cenazelerin arkası kesildi, yoksa bu çözüm süreci başarılı mı olacak endişesini taşıyanlar var. "
"HER GÜN İSİM DEĞİŞTİRİYORLAR"
Başbakan Yardımcısı Arınç, fikir ürettiklerini, daha bir kaç gün önce Diyarbakır'da çözüm süreci üzerine yeni bir çalıştay yapıldığını anımsattı.
Arınç, siyaset adamları, gazeteciler, fikir insanlarının, burada konuşmalar yaptığını, düşüncelerini açıkladığını ve sonunda ortak bazı noktalar bulduğunu anlattı. Arınç, şunları kaydetti:
"Düşünce ve fikirden yanayız. Silahtan ve şiddetten yana değiliz. Bu bir sene önce de Nevruz'da açıklanan bir mesajdı. O zaman bugün yapılanlar neyin nesidir? İki insanımızın ölmesi, kendisini gizleyen, orasını, burasını örten ama polisi öldürmek için, askerle çatışmak için ellerindeki molotofkokteyllerini, silahlarını, uzun namlulu silahlarını ateşleyen insanlar var. Bunlar ne kadar şiddet ve nefretle lanetlense de bir gerçek yaşanıyor ki 15 aydan beri devam eden çözüm sürecinin bir an önce bitmesini ve tekrar eylemlere dönülmesini istiyorlar. Kandil başka türlü hareket ediyor, onlar mesela bugünkü açıklamalarında 'HDP'li milletvekilleri bundan sonra Apo'ya niye gidecek, onun vereceği sözler bizim için geçerli değildir' anlamına gelen bir mesaj veriyor. HDP'li milletvekilleri, 'biz oraya tekrar gidersek, Öcalan'dan yeni bazı sözler alırız' diye ümidini oraya bağlamış, Kandil bir başka şey, Öcalan ve ekibi bir başka şey. Buradaki milletvekilleri, BDP'li mi HDP'li mi her gün isim değiştiriyorlar. Kimin ne söylediğinin farkında değiliz. Bir karmaşanın içerisinde. Sadece biz ne yaptığımızı biliyoruz. Biz, bazı küçük olaylara belki tahammül ediyoruz en azından çözüm sürecini lekelenmemesi bakımından. "
Kaynak: