ARINÇ IŞİD KONUSUNU YİNE GEÇİŞTİRDİ
İşte o açıklayamama!
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra açıklamalarda bulundu.
Bakanlar Kurulu'ndaki en önemli gündem maddesinin Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecindeki yeni, olumlu, pozitif yaklaşımının bir noktaya götürülmesi olduğunu söyleyen Arınç; "AB ile yeni ama takvimleştirilmiş yani süreç içerisinde gerçekleştirilecek bir eylem planı yapılıyor. Bu eylem planı, bugünden itibaren 2014 yılı sonuna kadar takriben 3,5 aylık bir takvim içerisinde eylem planı. Ahmet Davutoğlu başbakanlığındaki hükümetimiz, tam üyeliğe yönelik müzakere sürecimizin pozitif anlamda desteklenmesi, AB'den vazgeçmediğimizi, mevcut sorunların da diyalog ile uzlaşma ile olumlu olarak çözülebileceğini dikkate alarak bu çalışmaları yaptık. Kullanacağımız uslüptan, dilden pozitif yaklaşımımızı göreceksiniz" diye konuştu.
IŞİD'e karşı söz konusu koalisyon için Türkiye'nin tutumu sorulan Arınç, "Türkiye koalisyona katılmadı derken Cidde bildirisine imza atmamasını kastediyorsanız başbakanımız Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz günlerde söyledi. ABD'nin ne istediği ne kadar belliyse, bizim de neden imza atmadığımız o kadar açıktır. Arife tarif gerekmez. Herkesin bildiğini tekrar ifade etmeye gerek yoktur, demiştir. Türkiye uluslararası toplumun önemli bir parçasıdır. Uluslararası toplumda kendi çıkarları beklentileri ve öncelikleri doğrultusunda birlikte hareket etmeye ve işbirliğine de her zaman açık durumdadır" ifadelerini kullandı. Hükümet Sözcüsü Arınç, ayrıca yeni eğitim ve öğretim yılı ile ilgili olarak AK Parti hükümeti döneminde 457 bin öğretmenin atamasının yapıldığını belirtti ve bundan sonra da ihtiyaca binaen öğretmen atamalarının devam edeceğini söyledi.
AB'YE TAM ÜYELİĞE YÖNELİK SORUNLAR UZLAŞMA İLE ÇÖZÜLEBİLİR
Bakanlar Kurulu'nda öncelikli olarak görüştükleri konunun Avrupa Birliği konusu olduğunu söyleyen Arınç, Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır'ın AB katılım süreci çalışmaları hakkında detaylı bir sunum yaptığını ifade etti. Arınç, "Avrupa Birliği sürecinin masaya yatırıldığını ve bu konuda çok önemli kararlar alındığını rahatlıkla söyleyebilirim. AB ile yeni ama takvimleştirilmiş yani süreç içerisinde gerçekleştirilecek bir eylem planı yapılıyor. Bu eylem planı, bugünden itibaren 2014 yılı sonuna kadar takriben 3,5 aylık bir takvim içerisinde eylem planı. 2015 Ocak'tan muhtemelen haziran ayında yapılacak seçimlere kadar ikinci bir eylem planı, 2015 seçimlerinden sonra 2019'a kadar da bir eylem planı olarak dikkat çekici bir çalışma üzerinde duruyoruz. Üç aşamalı eylem planı içerisinde bugüne kadar 2005'ten beri devam eden müzakere sürecinde yeni argümanlarımız ne olacaktır, siyasal ve stratejik süreçlerde eksiklikler nelerdir, Türkiye'den Brüksel'e Brüksel'den Türkiye'ye bakıldığı zaman görüntü ne noktadadır, her iki merkezdeki algıların ve iletişim sürecinde yaşanan olumsuzlukların giderilmesine yönelik eylem planımızı bir acil eylem planına dönüştürüyoruz. Özellikle son yıllarda Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin soğumaya dönüştüğü ve fasılların açılıp kapatılması konusunda müzakere faslında çok büyük engellemelerle karşılaşıldığı ve Türkiye kamuoyunun AB sürecine olan desteğinin giderek göreceli olarak zayıfladığı konuları konuşuluyordu. Ahmet Davutoğlu başbakanlığındaki hükümetimiz, tam üyeliğe yönelik müzakere sürecimizin pozitif anlamda desteklenmesi, AB'den vazgeçmediğimizi, mevcut sorunların da diyalog ile uzlaşma ile olumlu olarak çözülebileceğini dikkate alarak bu çalışmaları yaptık. Kullanacağımız uslüptan, dilden pozitif yaklaşımımızı göreceksiniz" diye konuştu.
"YENİ, ÇAĞDAŞ BİR ASKERİ CEZA KANUNU"
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın askeri ceza kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair bir tasarıyı gündeme getirdiğini söyleyen Bülent Arınç, "Bakanımızın endişeleri Anayasa Mahkemesi'nin askeri ceza kanununun bazı maddelerine yönelik iptallerini dikkate alan yeni, çağdaş bir askeri ceza kanununun yapılanmasına gidilmesidir. Bundan sonra benim başkanlığımda bazı bakan ve bürokrat arkadaşlarla bir araya gelerek taslağın üzerinde acilen bir çalışma yapacağız" dedi.
"OKULLARDA TAMİR VE TADİLAT ÇALIŞMALARI"
'PKK'nın bazı illerde okulları yakması kabine gündemine geldi mi ve faillerin yakalanması ile ilgili son bilgiler nelerdir', diye sorulan Bülent Arınç, şunları kaydetti: "Örgüt tarafından Diyarbakır ve Muş'ta bazı okulları yakma girişiminde bulunulduğu bize de valilikler tarafından bildirilmiştir. Okullarda tamir ve tadilat çalışmaları başlatılmış olup en kısa sürede eğitim öğretim hazır hale getirilecektir. Bununla ilgili adli süreç de devam etmektedir. Kanunun emrettiği ölçüler içerisinde özel bir eğitim kurumu meydana getirilirse ve milli eğitim çalışma izni verirse kanundaki amaç gerçekleşmiş olacaktır. Yangına sebebiyet verildiği bir gerçektir. Büyük bir zarar oluşmadan derhal bunların giderilmesi, eğitim ve öğretime hiç ara verilmeden çalışmaların devam etmesi gerçekleştirilmiştir."
"PKK EYLEMLERİ"
Arınç, "PKK tarafından ana dilde Kürtçe eğitim amacıyla açıldığı Doğu ve Güneydoğu'da ancak yasadışı olduğu için savcılık tarafından işlem başlatılan okullarla ilgili ne söyleyeceksiniz?’’ şeklindeki bir soruya; "Son demokratikleşme paketi içerisinde özel eğitim kurumlarında Türkçe yine esas olmak üzere Kürtçe dersler verilebileceği kararlaştırılmıştı. Seçmeli ders olarak da Kürtçe'nin okutabileceği kararlaştırılmıştı. Bunun hayata geçmesi için hazırlanan yönetmelik kapsamında özel bir eğitim kurumunun olması gerekir. Bu özel eğitim kurumunun tam donanımlı olması gerekir. Oysa bugün kavgası yapılmak istenen şey, yapay bir tartışmadır. Bir yerde bir okul yapımına gidilmiş, tuğlalar üst üste konuyor ama laf arasında buranın Kürtçe eğitim verecek bir okul olduğu söyleniyor. Sorduğumuz zaman bunu söylemiyorlar. Ama çevreye yaydığı dedikodulardan bunun özel bir eğitim kurumu olacağı ve Kürtçe eğitim yapacağı faraza bir köyden bahsederek bunu söylemek mümkün. Bu propaganda ve provokasyona yönelik bir çalışmadır. İzinsiz, ben yaptım oldu, mantığı ile hayata geçirilmek istenen, okul bile denilemez bir girişimin yasa dışı olduğu valilik tarafından bildirilmiştir" diye yanıt verdi.
"SURİYELİLERE NÜFUS CÜZDANI VERİLMEMEKTEDİR"
Suriyelilere özel kimlik verileceğine dair iddialar sorulan Arınç, "Gerçek böyle değildir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına verdiğimiz türden bir nüfus cüzdanı kesinlikle Suriye'den gelen sığınmacılara verilmemektedir. Verilmesi de mümkün değildir. Ancak ülkemizde bulunan Suriyeli sığınmacılara misafir tanıtma kartı düzenlenmektedir. Bu hiçbir zaman nüfus cüzdanı yerine vatandaşlık verilmiştir, anlamına gelmez. Bu şekilde sığınmacılar sağlık ve eğitim gibi hizmetlerden yararlanabilmektedir" ifadelerini kullandı.
"BİZİM NEDEN İMZA ATMADIĞIMIZ AÇIKTIR"
Türkiye'nin IŞİD'e karşı söz konusu koalisyon için tutumunun nasıl olacağı sorulan Bülent Arınç, "ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Türk,ye'ye geldiğinde toplantılar yapıldı. Bunların dışında herhangi bir söz konuşmaya veya bu konuda herhangi bir cevap vermeye de gerek yok. 11 Eylül'de Cidde toplantısına davete edildi Türkiye, bu toplantıya katıldık. Bugün de Paris toplantılarında ülkemizin bu noktada görüşleri açık bir şekilde ifade edildi. Biz bölgesel istikrarı ve refahımızı tehdit eden terör yapılanmaları karşısında bölgesel eşgüdüm mekanizmalarına önem vermekteyiz. Tehditler karşısında Türkiye tüm dost ve müttefikleriyle yakın bir işbirliği içinde hareket etmeye her zaman gayret gösterdi. Türkiye koalisyona katılmadı derken Cidde bildirisine imza atmamasını kastediyorsanız başbakanımız Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz günlerde açık bir şekilde bir televizyon programında söyledi. ABD'nin ne istediği ne kadar belliyse bizim de neden imza atmadığımız o kadar açıktır. Arife tarif gerekmez. Herkesin bildiğini tekrar ifade etmeye gerek yoktur, demiştir.Türkiye uluslararası toplumun önemli bir parçasıdır. Uluslararası toplumda kendi çıkarları beklentileri ve öncelikleri doğrultusunda birlikte hareket etmeye ve işbirliğine de her zaman açık durumdadır" diye konuştu.
MADEN İŞÇİLERİ
Maden işçileri ve taşeron işçilerine yönelik yeni bir düzenlemenin söz konusu olup olmadığı sorusu için Arınç, "Bugün konuştuğumuz konu iş güvenliği konusunda bir eylem planı hazırlanmasına yöneliktir. Bu konu detaylı olarak görüşüldü ancak önümüzdeki bakanlar kurulunda sonuçlandırılacak" diye yanıt verdi.
Torba yasa ile Zonguldak'ta kapanan madenler ile ilgili olarak değerlendirmede bulunan Arınç, "Torba gibi bir lafı yasama literatürüne sokma gayreti içerisinde değiliz. Bunu literatürümüzden çıkaracağız. Bundan sonra bu kadar maddeli bir tasarıyı umarım ki görmeyeceksiniz. Sayın başbakanımızın talimatı budur. Artık 3, 5, 10, 15 neyse o iş için gerekli olan tasarılar Meclis'imize gönderilmiş olacaktır. İş güvenliği maliyeti yüksek olan bir iştir. 'Maliyetler yükseldi, ben burayı kapatıyorum'. Bu anlayışla karşılanacak bir şey değildir. Demek ki bugüne kadar insan hayatı çok ucuzdu sen bu işe devam ediyordun. Bu kadar ucuz değil. 300'den fazla maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma olayları Türkiye'de 76 milyon insanın gözünü açmalıdır. Hükümet olarak biz bundan gerekli dersimizi aldık" dedi.
"BEDELLİ ASKERLİK KONUSU GÜNDEME GELMEMİŞTİR"
Hükümetin gündeminde bedelli askerlik olup olmadığı sorulan soruya Bülent Arınç, "Bir beklentinin olduğunu biliyorum. Bugünkü toplantımızda bedelli askerlik konusunda bir cümle bile sarf edilmemiştir. Yeni bir askeri ceza kanunu yapmak arzumuzdan kaynaklanan bir taslağı bugün görüştük. Bedelli askerlik konusu gündeme gelmedi" diye karşılık verdi.
Kaynak: