Seçimin kilit merkezi hiç kuşku yoktur ki Kepez ilçesidir.
350 binden fazla bir seçmeni olan ilçede alınacak oy oranı yüzdesi Büyükşehri kimin alacağını da belirleyecektir.
AK Parti gerek genel, gerekse yerel seçimlerde Kepez’de, CHP’ye fark atarak il genelinde birinciliği ya da Büyükşehir Belediyesini almıştır.
Haliyle Kepez’de hava nasıl, Kepezli seçmenler nasıl değerlendiriyor durumu diye bir araştırma yapmak için ilçenin yolunu tuttum.

ESNAF...
Dokuma’da aracımı park ederek eskiden Cumartesi Pazarı kurulan caddeye daldım.
Önce bir kebapçıya girdim, sonra bir tekel bayisine uğradım ve daha sonra da yol üzerindeki bir berbere girip saçlarımı -ihtiyacım olmadığı halde- kestirdim.
Bir ayakkabı dükkânına girip birçok spor ayakkabıyı denerken işyeri sahibiyle sohbet ettim.
Hafifçe dokundum ve tüm bu esnaftan bin ah işittim.
İki yıl önceki durumlarını bile koruyamadıklarını ifade ettiler.
“Ne diyorsunuz, bu Pazar seçimde ne olur?” sorusunu sorduğum hemen her esnaf;
“Abi bu seçimde artık Tayyibe oy yok.” dedi.
“İyi de bu seçimde Tayyib’e değil, Tütüncü’ü oylanacak” dediğimde de
“Tütüncü ne yapmış buralara? Sadece balon. Şunu yaptım, bunu yaptım, Kepez’i Paris yaptım diye geriniyor ama çöplükten farkı yok buraların. Bu seçimde artık oylarımız Murat Dinç’e …” dediler.
Hepsi de 2014’te Hakan Tütüncü’ye, 24 Haziranda da AK Partiye oy vermişler.

TAKSİCİ...

Ayrıldım bu bölgeden ve en iyi haberler taksicilerde olur diyerek aracımı bırakıp bir taksi çevirdim.
Niyetim birazda Kürtlerin yoğun yaşadığı mahalleleri dolaşmaktı.
Taksiciye Teomanpaşa Mahallesine çek dedikten sonra şöyle bir yokladım.
“Usta, ben gazeteciyim, merak ettim; Kepez’de yine AK Parti alacak seçimi diyorlar, sence de alır mı?” dedim ve daha sözümü bitirmeden dikiz aynasından bana öyle bir baktı ki, sözümü tam bitiremedim.
Bir süre sustu ve daha sonra dayanamadı ve karşısında gazeteci gören içi dolmuş her vatandaş gibi saydırmaya başladı.
“Beyim, 3 gün önce gaz aldım ve daha 3 gün daha dayanır depodaki gaz. Eskiden günde 2 depo boşaltırdım. Böyle giderse seçimden sonra taksiyi bağlayacağım. Çalışmamak daha karlı. Git çarşıyı dolaş, esnaf bitik. Siftah edemeyenler var. Halk bu haldeyken ne yüzle oy istiyorlar anlamak mümkün değil.”
“Sence başkan kim olur öyleyse?”
“Halk bıktı artık bu yönetimlerden. Bugüne kadar hep AK Partiye oy verdim ama bu seçimde oy kullanmayı düşünmüyorum. Eğer oy kullanırsam bu kez Doktora oy vereceğim.”
“Doktor kim?”
“Kim olacak Murat Dinç. Gerçi CHP’den aday oldu. Bugüne kadar CHP’ye oy vermedim ama Doktor için vereceğim…”

BÖCEK VE DİNÇ YOLLARDA

Mahallenin girişini biraz geçmiştik ki bir kalabalık gördüm ve taksiyi durdurup indim.
Kalabalık tanıdık gelmişti.
İlerledim ve yaklaşık 30 kişilik bir gruptu.
Aralarında Murat Dinç yoktu ama grup Başkan Böcek ve Dinç adına esnaf dolaşmasına çıkmıştı.
Grubu şöyle bir taradım.
CHP’liler ağırlıkta olmakla beraber hemen her partiden insan vardı aralarında.
En önde de Kepezlilerin çok iyi tanıdığı ve geçen dönem Başkan Türel’in sağ kolu olarak bilinen “Mesut Kocagöz” vardı.
Yaklaştım ve Kocagöz’ün hemen yanında da İYİ Partinin kanaat önderlerinden olan ve Ülkücü camianın yakından tanıdığı “Nihat Kavşut’u” gördüm.
Bir yaklaşık 1 saat esnaf ziyaretlerini izledim.
Ağırlığı Burdurlu ve Kürtlerden oluşan işyeri sahiplerinin hepsi de ekibi çok sıcak karşıladılar.
Dokumada gördüğüm esnaf manzarası burada da aynıydı.
Yaklaşık 30 işyeri sahibi daha önceleri Tütüncü’ye, MHP ve AK Partiye oy vermişler ama şimdi bunlardan sadece 4 tanesi açıkça yeniden Tütüncü’ye oy vereceklerini ifade etti.
Geri kalanların hepsi de “artık değişim zamanı oylarımız Doktora” diye söz verdiler.
Yakında bulunan bir kahvehaneye girdik.
Hıncahınç dolu kahvede ekip her masayı dolaştı tokalaştı ve kendilerini tanıttılar.
Birkaç masada asık suratla karşılansalar da geriye kalanların hepside büyük bir hevesle karşıladılar.
Çaylar içildi ve sordum bu arada;
“Durum nedir?”
“Valla kısaca şunu söyleyeyim; çok güçlü bir dip dalgası var. Bana göre Kepez’de çok güçlü bir değişim rüzgârı esiyor, seçimi alacağız bunu hissediyorum. Yakından tanıdığım ve AK Partiye oy verenlerin büyük bir çoğunluğu bize oy vermeseler bile sandığa gitmeyi düşünmüyorlar. Kepez gibi AK Partinin kalesi kabul edilen bir yerde durum böyleyse Türkiye’de nasıldır diye düşünmek gerek.”
Konuşan yılların deneyimli siyasetçisi ve seçmenin nabzını iyi tutabilen, siyasi rüzgârın nasıl estiğini iyi hesap edebilen “Mesut Kocagöz’dü.”

YİNE TAKSİCİ...
Onlara kolaylıklar diledim ve ayrıldım ekipten.
Yine bir taksi çevirdim ve yola koyuldum…
Biraz yol aldıktan sonra,
“Selam usta. Ben gazeteciyim, seçim nasıl görünüyor? Taksiye binenler ne düşünüyor?”
Taksici çokbilmişlerin edasıyla yarım ağız bir gülümsedi ve aynadan bana bir göz attıktan sonra;
“Seninle açık konuşacağım. 30 yıldır Antalya’da yaşıyorum ama Ben Siirtliyim ve Arap kökenliyim. Oyumu hep HDP’ye verdim. Erdoğan’ın bizlere terörist demesine sadece ben değil, çevredeki bütün Kürt halkı da içerledi. Bizi vatandaş olarak görmeyenlere oyumuz yoktur. HDP’li olarak adayımız yoktur bu seçimde ancak AK Partiye bir ders vermek için seçimde içimize sinmese de CHP’nin adaylarına oy vereceğiz.”
Dokumaya geldik, aracımın aldım ve merkeze doğru yola çıktım.

Kepez’de kısa manzara bu…
Bakalım 31 Mart gecesi sandıklardan çıkacak oylar bu gözlemlerimi doğrulayacak mı, göreceğiz…