Antalyalı Ünlü çiftin cinayetinde ilginç detaylar
Finike'de yaşadıkları evde vahşice katledilen Ali Ulvi Büyüknohutçu ve eşi Aysim Büyüknohutçu cinayetinde bir çok karanlık ayrıntı olduğu ortaya çıktı
Antalya'nın tanınmış simalarından çevreci Ali Ulvi Büyüknohutçu ve eşinin öldürülmesi ile ilgili bir çok karanlık nokta bulunduğu ortaya çıktı.
ORMAN YANGINININ AYRINTILARI SORUŞTURULMALI
Mermer ocaklarına karşı açtıkları davalarla ünlü çiftin öldürülmesiyle ve çevre davalarında avukatlığını üstlenen İsmail Tunçbilek, 5 Mayıs cuma gecesi meydana gelen orman yangını olayının cinayetin ilk girişimi olduğunu söyledi. Odatv'nin haberine göre bu olayla ilgili farklı bağlantılar olabileceğini ve bunların da araştırıldığını belirten İsmail Tunçbilek, cinayeti işleyen Ali Yumaç'ın normalde o bölgede yaşayan biri olmadığını belirtti
DAHA 15 GÜN ÖNCE ORYA GELMİŞ
Yumaç, "15 gündür orada yaşayan bir adam. Bir kişi getirmiş oraya. Yaşadığı yer ev de değil, barakada yatıp kalkan bir adam. Adam mahalleye geldikten sonra hırsızlık olaylarının arttığı söyleniyor. Adliyede dün baktım dosyası var mı diye, Finike Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açılmış, hastanede bir refakatçinin 800 lirasını çalmış ve yakalanmış. Hakkında dava açılmış ve duruşması yeni olacak. Hırsızlığa meyilli, uyuşturucu kullanan ve çocukluğundan beri sıkıntılı birisiymiş" dedi.
ŞÜPHELERİNİ ANLATMIŞ
Cinayeti işlediğini itiraf eden ve tutuklanan Ali Yumaç'ın 5 Mayıs'taki orman yangını sonrasında Ali Ulvi Büyüknohutçu'dan 300 lira istediği ve Büyüknohutçu'nun da 100 lira verdiğini köydeki komşularından duyduğunu anlatan Tunçbilek, “Bunlar doğru ama ayrıca ben Ali ağabeyden şunu duydum, 'Ben bundan şüpheleniyorum İsmail' dedi. 'Bu kişinin taş ocaklarıyla bağlantısı da olabilir' diye söyledi rahmetli. Firma ismiyle '... mermer ocağı veya başka bir mermer ocağı da olabilir ama benim üzerimde şu anda bir sıkıntı var. Bu yangın şüpheli, bu kişi şüpheli, valla benim aklım ermedi, bir sıkıntı var burada' dedi bana" diye konuştu.
CİNAYET ZANLISI YOL GÖSTERİYORDU
Cinayet olayı ortaya çıktıktan sonra köylülerin kendisini aradığını anlatan avukat Tunçbilek, “Abdullah amca beni aradı, 'Koş amcam koş Ali ağabeyi, karısını vurmuşlar' dedi. Kaynar sular başımdan indi, iki arkadaşımla hemen yola çıktık. Gittiğimizde asfalt yoldan Ali ağabeyin evine doğru giriş yolunda elinde kocaman bir sopa, cinayet zanlısı kişi, garip garip hareketler yapıp yol gösteriyordu, 'şöyle şöyle yapın' falan diye. Hemen aklıma Ali ağabeyin 'yabancı kişi' diye bahsedip şüphelendiği kişi geldi. O kişiden tedirgin olduğunu söylemişti yangın çıkarttığı için. Ben hemen arkadaşlarıma 'Bu kişi Ali ağabeyin bahsettiği kişi olabilir, cinayet zanlısı bu olabilir' dedim. Onlar da 'bu adam garip bir adam' dedi ve yolumuza devam ettik" dedi.
KATİL KAÇARKEN ARABANIN ÖNÜNE ATLAMIŞ, DÖRT DEFA KUSMUŞ
Eve giriş yolunda ise köylülerin önlem aldığı ve kimseyi araçla sokmadığını anlatan Tunçbilek, “Tekerlek izi falan deliller yok olabilir diye. Yolu bile kullanmadık, izler kaybolmasın diye orman yolundan geçtik. Sonra savcılık ve jandarmayı aradım. TOROSDER Başkanı Fahrettin (Çağlayan) abi de bizden 1.5- 2 saat sonra geldi. Onu (katili) taa aşağıda mezarlığın orada bulmuş, arabanın önüne atlamış. Ta oraya kadar nasıl gittin? 'Önüme atlayınca ben de almak zorunda kaldım' dedi. Aldığında da kaç defa kusmak istemiş Fahrettin abi bir poşet vermiş. Mesafe 4-5 kilometre. Üç defa poşete kusmuş, dördüncüsünde ise dışarı çıkarmış. Fahrettin abinin arabasına da yapmış ve jandarma zaten Fahrettin abinin arabasını da inceledi, kan izi falan var mı diye" dedi.
KATİL GELGİTLER YAŞAMIŞ
Olay yerine ulaştıktan yarım saat sonra gelen jandarma 'Şüphelendiğiniz kişi var mı' diye sorduğunda, 'Burada bir yabancı kişi var, o kişiden şüpheleniyoruz' diyerek, kişinin ismini köylülere sorduklarını ve Ali Yumaç olduğunun öğrenildiğini kaydeden Tunçbilek, "Jandarmaya ismini verdik. Ve sonra öyle bir şey ki bizim aradığımız adamı Fahrettin abi oraya getirdi. Çünkü bu adam gelgitler yaşadı, o gelgitlerden sonra Finike'ye doğru gitti. Bu gelgitler o kadar rahatsız etti ki halk arasında kan çeker hesabı Fahrettin abinin arabasının önüne atladı. Fahrettin abi de bizim aradığımız adamı getirdi. Hemen jandarmalara söyledik, jandarma da gözaltına aldı. Fahrettin abi almasaydı belki o adam intihar edecekti, kaybolacaktı" diye konuştu.
'ARKASINDAKİ KARANLIK GÜÇLERİN ARAŞTIRILMASI GEREKİYOR'
Olayın başında cinayeti o kişinin işlediğini tahmin ettiklerini dile getiren Tunçbilek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Jandarmanın yanındayken tüm hareketlerini izliyorduk, 'Bu ev kimin' diye sormuş. 'Ali beyin' demiş rütbeli bir asker ve 'Ya Ali beyin mi' falan demiş. Bizim arkadaşlar 'Ya sen komşunu bilmiyor musun' demiş. 'Ya ben bilmiyorum gerçekten' demiş. 'Sen nasıl bir komşusun' diye azarlamış arkadaş. Savcı gözaltı kararı verdi. Tek başına itiraf yeterli olmayabilirdi onun yaptığına ilişkin ama tatbikatta ayrıntılarıyla anlatınca o kişinin o suçu işlediği sabit şu anda. O kişi bu suçu yapmadığı halde gelip de 'Ben yaptım' diyemez çünkü olayı ayrıntılı anlattığı için bu kişinin yaptığı sabit, ama arkasındaki karanlık güçlerin araştırılması gerekiyor."
EŞİ ISRARLA ŞİKAYET ETMEK İSTEMİŞ
İnce detaylar olduğunu ve hepsinin birleştirilmesi gerektiğini savunan Tunçbilek, "Bu adam durup dururken niye getirildi? Para sıkıntısı yaşadığı belli ifadelerinden. Ali abi de para sıkıntısı yaşıyordu ve üzerinde 2 bin lira bulundurmazdı. 5 Mayıs'ta yangın oldu. Ondan sonraki süreçte Aysin abla 'Bunu şikayet edelim' demiş. Bir ağabeyimiz diyor ki, 'Kadın çok tedirgin, çok rahatsızdı, Ali ağabeye 'Hadi gidelim bunu şikayet edelim' demiş, Ali abi de sanırım çarşamba günü için söylemiş 'Tamam Aysin gidelim Çatallar'daki jandarma karakoluna şikayet edelim' demiş. Kadıncağızın o kadar içine doğmuş, 'Bu adam bizim başımıza bela olacak' diye söylemiş. Ali abinin burada kendi gözlemleri de var ama başkalarına da mutlaka sormuştur 'Bu adam nasıl biridir' diye. Bazıları da 'Ya bu adam bu suçu işlemez' diye söyledilerse 'benim sezgilerimde hata olabilir belki' diye düşünmüştür" dedi.
İLK TUZAK ORMAN YANGININDA KURULMUŞ
5 Mayıs gecesi meydana gelen orman yangınını Ali Yumaç'ın Ali Ulvi Büyüknohutçu'ya haber verdiğini de belirten Tunçbilek, "Ben çeşmenin oradayken gördüm, geldim haber verdim" dediğini, ama kaldığı barakanın oradan bölgeyi görmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Yumaç'ın, haber verdikten sonra Ali Ulvi Büyüknohutçu'nun apar topar geleceğini düşünmüş olabileceğini belirten Tunçbilek, “Ali ağabey öyle yapmıyor, telefonla 177 ve diğer komşularını arıyor. Diğerleri hemen geliyor zaten. Apar topar oraya gideceğini düşündü, 'Yangın mı var, nerede var' diye. Belki orada vurup öldürüp, yangının içine atıp yanıp gideceklerdi Ali ağabey eşiyle beraber, ama o da tutmadı. Olayın başlangıcının yangından itibaren araştırılması gerekiyor" diye konuştu.