AMERİKAN GEZİ HAREKETİ BÜYÜYOR
Bu olayların İstanbul Gezi Parkı’ndan tek bir farkı var . O da Amerikan başkanının tutumu.
Ülkede gösteriler artıyor, şehir şehir, mahalle mahalle olayların şiddeti artıyor, polis göstericilere sert müdahale ediyor. Atılan gaz fişeklerinden göz gözü görmüyor. Yaralananlara sokakta müdahale ediliyor. Polis teşkilatındaki vurucu timler devreye giriyor. Polisle göstericiler arasında çatışmalar devam ediyor. Gözaltına alınanların ise haddi hesabı yok .
Asker, ek kuvvet olarak gönderiliyor, polisi koruyor. Polis, olayları izleyen Washington Post muhabiri Wesley Lowery’yle Huffi ngton Post muhabiri Ryan Reilly’yi gözaltına alıyor. Vali, göstericeleri suçluyor “Bunlar çapulcu “ diyor. Bütün bu olaylar size tanıdık geliyor mu?
Evet aynı İstanbul Gezi Parkı. Amerika, bugünlerde Gezi Parkı olaylarını birebir yaşıyor. Türkiye’ye Gezi Parkı olaylarında Türkiye’ye demokrasi dersi vermeye çalışan Amerika , şimdi benzer bir olay karşında ter döküyor. Beyaz Saray bu sınavı kolay kolay vereceğe benzemiyor.
Kısacası Amerika, polin tavrı ve valinin çıkışıyla demokraside çuvallıyor. Her şey, geçtiğimiz hafta ABD’nin Missouri Eyaleti, Ferguson Mahallesi’nde polisin puro çaldığı şüphesiyle durdurduğu silahsız 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown öldürmesiyle başladı. Polisin, suçsuz ve silahsız olan Brown’u 6 kurşun ile vurması, beraberinde bu olayın örtbas edilemeye çalışılması ve ardından adalet arayan siyahi göstericilere polisin sert müdahalesi Amerika’yı birbirine kattı. Olayların bu boyuta tırmanmasının en önemli sebebi polisin vurulma detaylarını kamuoyundan saklamaya çalışması, öldüren polisin beyaz, ölenin siyah olması ve Amerika’da son bir kaç yıl içinde polisin ve beyazların siyahlara yönelik şiddet, öldürme eylemlerinin artması.
Kendini bastırılmış, ötekileştirilmiş hisseden siyahlar ve onlara destek veren bazı beyazlar, Adalet ve eşitlik için sokalara döküldü. Şehrin dar gelirli mahallerindeki gösteriler şehir merkezlerine sıçradı. Bazı göstercilerin dükkanlara, arabalara zarar vermesi polisin sert müdahalesine neden oldu. Göstericiler kolay kolay meydanları boş bırakmayacağa benziyor. Zararın haddi hesabı yok tıpkı Türkiye’de olduğu gibi.
Ancak bu olayların İstanbul Gezi Parkı’ndan tek bir farkı var . O da Amerikan başkanının tutumu. Acil bir basın toplantısı düzenleyen Obama, ilk önce Michael Brown’ın öldürülmesinin aydınlatılmasını, Adalet Bakanlığı ve FBI’ya olayları soruşturmakla görevlendirdi. Polisi uyardı, Valiye kızdı. Barışçıl protesto hakkına saygı göstermesini istedi ve gazetecilerin görevlerini yapmalarının engellenmesini kınadı.
Bu gelişmeleri Amerikan basını dünyaya dakika dakika aktardı. Hiçbiri yönetim tarafından ajan ilan edilmedi. Hiçbiri Amerika’yı kötü tanıtmakla suçlanmadı, muhabirler, yazarlar bu nedenle görevden alınmadı. Kanalların haber yapması engellenmedi. Hiçbir kanalda belgesel kanalları hariç penguen gösterilmedi. Başkan Obama tatilini ve gezilerini iptal etti. Olayları birebir yakından izledi. Göstericilere tek söylediği laf “ Gösteri hakkınız, ancak etrafa zarar vermek, Vandalizimdir kabul edilemez, lütfen buna dikkat edin “ demek oldu. Acaba bunu duyan, gören, izleyen ve Gezi Parkı’nda gencecik insanlarımızın kanına giren yöneticilerin, sokağa palalarla çıkıp gösterici avına çıkan vatandaşın bundan haberi var mı
Taksim Gezi var Missouri var… Başkan var Başbakan var… Arada çok uzun, uzak bir okyanus farkı var.
Kaynak: