Bir bakıyorsun, en hızlı Atatürk yandaşı! Oysa Bağımsızlık Savaşı uydurmaydı; İnönü de savaşılmamıştı bile diye kitap dolusu yazmıştı.

Sonra mağaraya gitti Öcalan'ın doğum gününü pastayla kutladı.

Televizyon ekranlarında Türkiye Cumhuriyetini savunmaya başladı!

Hemen sonra önüne geleni Yahudi dönmesi diye yazdı!

Sosyalistti; ırkçılığa karşıydı; ama ırkçılık illa ki bir ırkı yüceltmek değildi.

Herhangi bir ırkı her melanetin zanlısı yapmak da ırkçılıktı.

Silivri'de yatarken ulusalcı; çıkınca bir başka...

İşin şaşılası yanı, şeyhler-şıhlar yönetimine karşı durması!

Daha da şaşılası yanı, her uydurmasının gazete, internet ve TV odalarında manşet olması!

İnsanlarımız bayılıyor böyle yüce kişilere ve bir kez olsun geçmişte yiyip içtiklerini sormuyorlar.

Örneğin, işine geldiğinde Türk ordusundan yana olan bu "yüce" aydına, Humeynicilerin yayınında söylediklerini anımsatsalar:

"ABD’yi ve Türkiye’yi yönetenlerin en büyük korkusu, Humeyni türü bir İslam anlayışıdır. Humeyni türü İslam devrimi, ABD’nin ve T.C.’nin korkulu rüyasıdır...Mustafa Kemal de radikal olmayan bir muhafazakârdı…

Abdullah Öcalan kardeşimin de belirttiği gibi sadece ihtilalci olmayan bir ittihatçıdır.

Fırsatlardan yararlanmayı düşünen ikinci, üçüncü sınıf bir ittihatçıdır." (Gerisi yayındaki Zifiri Karanlıkta -II kitabında)

"Ey aydınlar aydını Hoca, nedir bu?" diye sorsanız...

"O zamanlar iyi adamdı Öcalan kardeşim!" deyip işin içinden çıkıverir!

İşte böyle!

Söz konusu vatan ve Türk Cumhuriyetiyse gerisi asla teferruat değildir!

Türkler yanıldıkça kendileri "teferruat" olup gidiyorlar!

Her neyse bu yüceler yücesi Aydın kişinin "Humeyni türü devrim" dediği düzen gelip dayandı!

Ne var ki bu kişi yine de mutlu değil...

Ya siz mutlu musunuz, onu yere göğe sığdıramayan "devrim" emektarları?