AKP'nin Kayseri Skandalında Flaş Gelişme
“evrakta sahtecilik”, “görevi kötüye kullanma”
Bir dönem rüşvet defteri skandalıyla sarsılan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, eski başkan ve iki meclis üyesinin “evrakta sahtecilik”, “görevi kötüye kullanma”suçlamalarının muamma bir takım işlemler sonucu kapatılmaya çalıştığı anlaşıldı. Özhaseki’nin sanık olduğu davadan yargılanmamış göründüğü, dosyanın Yargıtay ve Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi arasında dolaşırken suçun zaman aşımına uğratıldığı, Kayseri’de oturan Özhaseki’nin ifadesinin Kırşehir’de alındığı, dosyanın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) kilitli tutulduğu iddia edildi.
Yargıda yaşanan büyük skandalı, CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, parlamentoda düzenlediği basın toplantısıyle gündeme getirdi.
30 SANIK
Olayın, 1999'da başladığını ifade eden Aldan, İçişleri Bakanlığı Mülkiye müfettişliğinin Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nde inceleme yaptığını belirtti. Aldan, mülkiye müfettişinin bir rapor düzenlediğini, belediye yetkililerinin, özellikle eski Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, şimdiki belediye başkanı Mehmet Özhaseki ve çalışma arkadaşlarının görevi ihmal, görevi kötüye kullanma, evrakta sahtekarlık suçlarını işlediğini rapor haline getirdiğini kaydetti.
Aldan, 5 Nisan 2000'de, Kayseri Valiliği İl Memurin Muhakematı Komisyonu'nun bir karar verdiğini belirterek, bu kararda aralarında Karatepe, Özhaseki, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nde görevli daire başkanları ve müdürlerin de yer aldığı 30 sanığın bulunduğunu bildirdi.
SAHTE MECLİS KARARI DÜZENLEMİŞLER
Memurin Muhakemat Komisyonu kararında, Özhaseki hakkında, Belediye Meclisi'nin aldığı bir kararın tam tersi karar özeti hazırlayıp, gerçeğe aykırı belge düzenlediğinin belirtildiğini anlatan Aldan, "Memurin Muhakemetı Yasası, eski yasa yürürlükteyken, bu komisyonun verdiği karar iddianame yerine geçiyordu" dedi.
Aldan, Özhaseki hakkında başka bir imar tadilatına ilişkin evrakta sahtekarlık suçu işlendiğine dair somut bulguların ortaya konulduğunu savunarak, Karatepe hakkında da aynı suçtan karar verildiğini belirtti.
DANIŞTAY YARGILANSINLAR DEMİŞ
Komisyon kararının, Danıştay'da görüşülüp, kesinleştiğini, Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na gönderildiğini kaydeden Aldan, bir yargılama yapılması gerektiğini söyledi.
"Karara konu olan, evrakta sahtekarlık yapılan belge budur" diyerek elindeki belgeyi gösteren Aldan, 6 Temmuz 1998 tarihli Başkan Özhaseki, Katip Meclis üyeleri İbrahim Köprü ve İlhan Karacalar'ın imzası bulunan Meclis tutanağının, gerçeğe aykırı düzenlendiğini öne sürdü.
YANDAŞLARLA YEŞİL ALANDA RANT VURGUNU
Aldan, Meclis Tutanağına göre, toplantıda Danacılar Mevkii'ndeki tadilat çalışmalarına ilişkin planların görüşüldüğü, konunun komisyona gönderilmesinin kararlaştırıldığını belirterek, Özhaseki imzalı karar özetinde ise farklı bir sonuç çıktığını söyledi. Aldan, bunun üzerine, yeşil alanın imara açıldığını, 8 parsele ayrıldığını, yandaş kişilere satıldığını öne sürdü.
YARGITAY’DAN YETKİSİZLİK
Aldan; İbrahim Köprü, Cahit Okur ve İlhan Karacalar hakkında, Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığını ancak Özhaseki'ye ilişkin hiçbir ibare bulunmadığını söyledi. Aldan, savcının, Karatepe, Özhaseki ve Karacalar'ın belediye başkan ve yardımcıları olmaları nedeniyle soruşturma yetkisinin, Yargıtay Başsavcılığı'nda olduğu gerekçesiyle ayırma kararı verdiğini ifade etti.
Yargıtay'a yetkisizlikle dosyanın gönderildiğini dile getiren Aldan, evrakta 6 klasör olarak gönderildiğinin belirtilmesine rağmen sadece bir klasörün iletildiğini söyledi. Aldan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu imzasıyla, başsavcılığın böyle bir yetkisinin bulunmadığını, Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi'nce davanın sürdürülmesine karar verdiğini kaydetti.
İŞTE MUAMMANIN BAŞLADIĞI NOKTA
Bu evrağın, Kayseri Cumhuriyet Savcısı Abbas Ceylan imzasıyla, ağır ceza mahkemesine gönderildiğini dile getiren Aldan, şöyle devam etti:
"Birinci Ağır Ceza Mahkemesi’nde de hakim, bunu dosyaya gönderiyor. Dosya numarasında 2002/262 olarak belirtiyor. Karacalar, Karatepe ve Özhaseki'nin yargılanması gereken dosya olması lazım. Ama yaptığımız incelemede bu dosyada sadece bir sanık var. O da eski İmar Dairesi Başkanı Harun Ahmet Yılmaz. Yılmaz, dört tane evrakta sahtekarlık suçu işlediğini, mahkeme sabit görüyor. 2005'te 10 yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırıyor.
"O sırada yeni TCK uygulamaya girmiş, uyarlama kapsamında dosya Yargıtay Başsavcılığı tarafından, yeni yasaya göre inceleme yapılması için Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade ediliyor. Mahkeme tekrar dosyayı inceliyor, cezada değişiklik yapmıyor. Dosya, temyiz ediliyor.
...VE ZAMAN AŞIMI
“Yargıtay 11. Ceza Dairesi, İl Memurin Muhakematı Komisyonu evraklarının dosya içinde yer almadığını gerekçe göstererek, bozuyor. 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Kayseri Valiliği'ne yazı yazıyor. Valilik, 'Evrakı 11 Şubat 2002'de bütünüyle beraber gönderdik, savcılığınızdadır' diyor. Mahkeme, buna aldırış etmiyor, tekrar aynı kararı veriyor. Bu arada dört tane evrakta sahtekarlık suçlarından biri zamanaşımına uğruyor. Ceza 7 yıl 6 aya düşüyor. Temyize tekrar gidiyor. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, mahkemeye şöyle bir gerekçeyle kararı bozuyor: 'Bu evraklar var, neden bu dosyanın içine koymuyorsun' diyor. Dosya bu şekilde gidip geldikten sonra 28 Ocak 2013'te, mahkeme bu evrakları dosyanın arasına yine koymuyor, bu arada toplam 3 suç zamanaşımına uğruyor. 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılıyor.
DOSYA KAYIP
“Bu dosya şu anda Yargıtay'da. Bu da zamanaşımına uğradı. 2002/262 sayılı dosyada, Şükrü Karatepe ve Mehmet Özhaseki'nin sanık olarak bulunması gerekiyor ama kayıp. Dosyada iki kişinin de Karatepe ve Özhaseki'nin kimlik bilgileri var. Ama bu dosya kayıp, adliyenin derin dehlizlerinde kaybolmuş durumda. 2010'da Kayseri Cumhuriyet Savcısı'na 1. Ağır Ceza Mahkemesi soruyor, Kayseri Savcısı, 'Biz bu dosyayı nöbetçi ağır ceza mahkemesine gönderdik' diyor. Ama böyle bir dosya yok. İki belediye başkanı ve bir belediye başkanvekiliyle ilgili evrakları incelediğimizde 3 kişinin Kayseri'de oturmalarına rağmen Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde talimatla ifade verdiklerini öğrendik. Özhaseki'nin, bir duyumumuza göre 2 yıl 6 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırıldığını öğrendik. Ama bu dosya Yargıtay'a gelmiş görünmüyor. Bir gün Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde arıza çıkıyor, sonra UYAP sisteminde de böyle bir dosyaya rastlanmıyor. Bu dosya şu anda HSYK'da kilitli dolabın içinde duruyor."
Kaynak: