AKP'li Çelik: Öcalan'ın söylediği doğru varsa...

AKP'li Çelik: Öcalan'ın söylediği doğru varsa...

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Kandil, Avrupa ve BDP'nin verdiği yanıtların Abdullah Öcalan'a ulaştırılmasıyla ilgili, "O bunu kendine göre bir teklif haline getirecek. O teklif devlet tarafından kabul edilmediği zaman, hükümet tarafından beni

Çelik, Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'ndeki Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen İl Danışma Kurulu toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.

Çelik, İmralı sürecine yönelik soru üzerine, sürecin öngörüldüğü şekilde devam ettiğini belirterek, "Temenni ediyoruz ki bir yol kazası olmaz" dedi.

“HÜKÜMET GÖVDESİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU”

İşin tabiatı büyük bir özenle, büyük bir hassasiyetle davranmayı gerektirdiğini vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:

"Sayın Başbakan, hükümet, AKP adeta elini değil, gövdesini taşın altına koymuştur. Birileri şöyle zanetmesin; 'Terörle mücadeleden vaz mı geçtiniz?' Terörle mücadeleden hiçbir zaman vazgeçilmedi. Terör olduğu sürece de bu mücadeleden vazgeçilmeyecek. Bu ülkenin dağlarında, şehirlerinde ya da sınırları dışında ülkeye saldırmak üzere bulunan silahlı terör gurupları olduğu sürece terörle mücadele aynı kararlılıkla devam edecektir. Bu konuda ordumuz, güvenlik güçlerimiz her zaman 24 saat teyakkuzdadır."

Türkiye'nin üniter yapısını kimseyle tartışma konusu, pazarlık konusu yapmadıklarını, bundan sonra da yapmayacaklarını savunan Çelik, "Biz Zonguldak'ta ayrı, Yozgat'ta ayrı, Batman'da ayrı, Hakkari'de ayrı konuşan bir iktidar değiliz. Başbakanımız ve tüm sözcülerimiz Hakkari'de de 'Biz tek milletiz, bir devletimiz var, bir vatanımız var, bir bayrağımız var, o da ayyıldızlı bayraktır' diyor. Bunların hiçbirisi tartışma konusu değildir" dedi.

“ÖCALAN'IN SÖYLEDİĞİ DOĞRU VARSA 'DOĞRU' DİYECEĞİZ”

Yıllardır sel olan gözyaşı ve kanı durdurmak istediklerini, bunu yaparken de Türkiye'nin birliğinden, bütünlüğünden taviz vermenin söz konusu olmadığını kaydeden Çelik, şöyle devam etti:

"Abdullah Öcalan, 'Bağımsız Kürdistan' diye yola çıkmıştır. Sonra 'federasyon' demiştir, sonra 'demokratik özerklik' demiştir, şimdi de 'Türkler ve Kürtler'in içinde olduğu demokrasi' diyor. Öcalan'ın söylediği bir doğru varsa buna da 'doğru' diyeceğiz. Dolayısıyla bugün devam eden böyle bir süreç var. Biz de bu ülkede huzur olsun, kan dökülmesin istiyoruz. Bu ülkenin çocukları ölmesin ve milyardolarlık kaynaklarımız heba olmasın diyoruz. Bu ayak bağlarımızdan, bu safralaramızdan kurtulmamız gerek. Bunu yaparken birileri bizi ihanetle suçluyor. Bu meselede duygularımızı aklımızın önüne geçirirsek biz kaybederiz. Bu tip meselelerde aklımızı duygularımızın önüne geçirmek zorundayız."

“BU MESELE EMİN ELLERDEDİR”

Kandil, Avrupa ve BDP'nin taslak metne verdiği yanıtların Abdullah Öcalan'a teslim edilmesini de değerlendiren Çilek, "Öcalan, kendisinin uzantısı olan 3 ayrı kaynağa mektuplar yazmıştır. Oradan da cevaplar gelmiştir. O, bunu kendine göre bir teklif haline getirecek. O tekilf devlet tarafından kabul edilmediği zaman, hükümet tarafından benimsenmediği zaman bunların hayata geçme şansı yoktur. Bu mesele emin ellerdedir. Devletimizin ilgili kurumları, siyasi irade olması gereken yerde duruyor. Vatandaşımızın bu konuda bir tereddüte düşmemesi gerekir. Bizim vatanperverliğimiz, bizim ülkemizi sevmemiz, bizim ülkemezin birlik bütünlüğü ve üniter yapısı konusundaki hassasiyetimiz, hiç kimsenini hassasiyetinden az değildir" diye konuştu.

“CHP'NİN PARMAĞINI BİLE TAŞIN ALTINA KOYMASINI ÖNEMSİYORUZ”

Çelik, iktidar olarak bu meselede sorumluluğu üstlendiklerini, gelecek seçimin hesabını değil, Türkiye'nin geleceğinin hesabını yaparak bu işe talip olduklarını öne sürdü. Kendi sağlığını memleketi için heba eden bir Başbakan olduğunu, ancak muhalefetin gülük politika yapma uğruna Başbakan'ı hıyanetlikle suçladığını ileri süren Çelik, şöyle dedi:

"Şu anda CHP ikircikli oynuyor. Sayın Kılıçdaroğlu önce bir krediden bahsetti. Ama biz anamuhalefet partisinin bu konuda elini değil, parmağını bile taşın altına koymasını önemsiyoruz. MHP zaten ırkçı bir bakış açısıyla meseleye bakıyor. Ama sivil toplum örgütleri ve toplum bu işin çözülmesini istiyor. Ama bu memleketin onurunu ayaklar altına alacak bir çözüm olmayacak. Vakarımızı, onurumuzu koruyarak bu problemi çözmek gibi bir irademiz var. Biz bir arada yaşamaya mecbur değiliz, mahkumuz. Biz ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz. Romantik iyimser değiliz. Memleket gerçeklerini görüyoruz. Sırtımıza yumurta küfesi, yumurtaların arasından yürüyoruz. Sırtımızdaki yumurtaların da kırılmaması lazım, ayaklarımızın altındaki yumurtalara da basmamamız lazım. Ancak bu şekilde bu işin üstesinden geliriz."