AKIL ALMAZ İDDİA! ERDOĞAN KENDİSİNE TÜRBE Mİ YAPTIRIYOR?
İddialar Aydınlık gazetesi yazarı İsmet Özçelik'e ait.
Başbakan Erdoğan Çamlıca Tepesi'ne 30 bin kişilik cami yapmak istedi. Aklı başında herkes karşı çıktı. Şehir planlamacıları "olmaz" dedi. "Etrafında yerleşim alanı yok, ulaşım problem yaratır" uyarısı yapıldı. Ama o, Çamlıca Tepesi'ne cami yapılmasında ısrar etti.
Temeli geçen yıl atıldı. 57 bin 511 metrekarelik alan üzerine oturacak. Harcanacak paranın haddi hesabı yok. Teleferikle cemaat taşınması gündemde. Tam bir savurganlık projesi..!
KENDİNE TÜRBE YAPACAKMIŞ!
Uzun süre önce kulağıma gelmişti. Aydınlık yazarı Hasan Böğün de dikkat çekmişti. Pek ihtimal vermemiştim. "Bu kadarı da olmaz" demiştim. Ama doğruymuş. Erdoğan'ın vasiyeti varmış. Ölünce, Çamlıca'da yüz milyonlarca liraya malolacak camin bahçesine gömülmek istiyormuş. Orada kendine türbe yapılmasını uygun görmüş.
Çamlıca'ya caminin vatandaşa ibadet için mi, Erdoğan'a türbe için mi yapıldığı tartışılıyor. Oratalıkta, "Anıtkabir'e karşı Çamlıca" fısıltıları dolaşıyor..!
HER PADİŞAHIN TÜRBESİ VAR
AKP'de Erdoğan'a yakın çevreler de bu bilgiyi doğruladılar. Şaşırdığımı görünce, "Ne var bunda?" diye itiraz ettiler. "Bütün padişahların türbesi var. Erdoğan da en az onlar kadar bu ülkeye hizmet etti" dediler. Türkeş'in, Muhsin Yazıcıoğlu'nun, Özal'ın, Menderes'in, ... mezarını hatırlattılar.
Anlatılana göre, İstanbul Belediye Başkanı Topbaş da bundan haberdarmış.
Tansu Çiller gibi birinin kararı nelere yol açtı. Onun yaptığı yanlışlar emsal oldu. Artık kimse normal bir mezarlığa gömülmek istemiyor. Sadece bu dünyada değil, öbür dünyada da ayrıcalık ve özel muamele peşindeler. VIP mezar derdindeler.
NAZIM VE ERDOĞAN!
Erdoğan'ın vasiyeti böyleymiş. Mezarının da padişahlarınki gibi olmasını istiyormuş. Bunları duyunca dünyanın en büyük şairlerinden Nazım Hikmet'i anımsadım. Onun da bir vasiyeti var. Ben lafı uzatmadan sözü ona bırakayım:
VASİYET
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
ölürsem kurtuluştan önce yani,
alıp götürün
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.
Hasan beyin vurdurduğu
ırgat Osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.
Traktörlerle türküler geçsin alt başından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
tarlalar orta malı, kanallarda su,
ne kuraklık, ne candarma korkusu.
Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler,
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
Ama bu türküleri söylemişim ben
daha onlar düzülmeden,
duymuşum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden.
Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe'yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
- öyle gibi de görünüyor -
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani...
Kaynak: