AİHM'DEN TÜRKİYE'YE KIBRIS ŞOKU

AİHM'DEN TÜRKİYE'YE KIBRIS ŞOKU

AİHM Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili davada Türkiye'nin Rum yönetimine tazminat ödemesine hükmetti.

Hürriyet'in haberine göre AİHM, Kıbrıs Rum yönetiminin 22 Kasım 1994'deki başvurusu nedeniyle açılan davada, Türkiye'nin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan dolayı 90 milyon euro tutarında manevi tazminat ödemesine karar verdi. Mahkeme söz konusu tazminatın üç ay içinde Rum yönetimine ödenmesine hükmetti.

Karara göre, tazminatın 30 milyon eurosu harekat sonrası kaybolanların ailelerine, geri kalan 60 milyon eurosu ise Kuzey Kıbrıs'taki Karpaz Yarımadası'nda kalan Rumlara verilecek.

Dava, Rum yönetimi tarafından 1974'teki harekattan sonra bin 491 Rum vatandaşının kaybolduğu ve 211 Rum vatandaşının da yerlerinden edildiği gerekçesiyle açılmıştı.

DAVA 2001'DE KARARA BAĞLANMIŞTI

AİHM tarafından 1996'da görülmeye başlayan davada, 2001'de Türkiye'nin harekatta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 11 farklı maddesini ihlal ettiğine hükmedilmiş ancak davanın tazminat kısmıyla ilgili ceza hükmü ileri bir tarihe ertelenmişti. Bunun üzerine Rum yönetimi, davanın maddi manevi tazminat kısmının görüşülmesi için 2011'de yeniden mahkemeye başvuruda bulunmuştu.

İLK OLDU

Kararla, Türkiye AİHM tarafından ilk kez devletlerarası bir davada tazminat ödemeye mahkum edilmiş oldu.

Mahkemenin karar kısmında şöyle denildi:
1. 16'ya karşı bir oyla, 10 Mayıs 2001'de verilen karardan bu yana davacı hükümetin Sözleşme'nin 41'inci maddesi uyarınca formüle edilen taleplerin yerine getirilmediğine,

2. 16'ya karşı bir oyla Sözleşme'nin 41'inci maddesinin kayıplar için de uygulanmasına,

3. 15'e karşı iki oyla 41'inci maddenin Karpaz Yarımadası'nda mahsur kalan Kıbrıslı Rumlar için de uygulanmasına,

4. 15'e karşı iki oyla,

a. davalı devletin, kayıp kişilerin ailelerinin manevi zararının karşılanması için şikayette bulunan hükümete üç ay içinde 30 milyon euro ödemesine,

b. son ödeme tarihinden itibaren bu miktara Avrupa merkez bankası'nın borç verme faizinin uygulanmasına,

c. bu miktarın kurbanların ailelerine davacı hükümet tarafından 18 ay içinde Bakanlar Kurulu gözetiminde dağıtılmasına,

5. 15'e karşı iki oyla,

a. davalı devletin, Karpaz Yarımadası'nda mahsur kalan Kıbrıslı Rumların uğradığı manevi zararın karşılanması için davacı devlete üç ay içinde 60 milyon euro tazminat ödemesine

b. son ödeme tarihinden itibaren bu miktara Avrupa Merkez Bankası borç verme faizinin uygulanmasına,

c.  bu miktarın kurbanların ailelerine davacı hükümet tarafından 18 ay içinde Bakanlar Kurulu gözetiminde dağıtılmasına karar verilmiştir.

AİHM, konuyla ilgili 2001 yılında verdiği kararda Türkiye'yi suçlu bulmuş fakat tazminat cezasıyla ilgili hüküm bildirmeye hazır olmadığını duyurmuştu.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 'adil tazmin' ilkesini düzenleyen 41'inci maddesinde şöyle deniyor: 

"Eğer Mahkeme bu Sözleşme ve Protokollerin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Taraf'ın iç hukuku bu ihlalin sonuçlarını ancak kısmen ortadan kaldırabiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, zarar gören taraf lehine adil bir tazmin verilmesine hükmeder."
 

DAVUTOĞLU: BİZİ BAĞLAMAZ

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kararın açıklanmasından önce yaptığı açıklamada, “Uluslararası hukuk bağlamında ne bağlayıcıdır ne de bizim açımızdan kıymet ifade eder” demişti.

‘Birleşmiş Miller(BM) Filistin Halkının Vazgeçilmez Haklarının Kullanılması Komitesi’nin Sheraton Otel’deki ‘Kudüs’ konulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplayan Davutoğlu, “Bu dava, 10 yıl sonra tekrar gündeme getirildi. Kesinlikle uluslararası hukuk bağlamında ne bağlayıcıdır ne de bizim açımızdan kıymet ifade eder. Hukuk açısından sakıncalarının olmasının yanında zamanlaması yanlıştır. Çıkması durumunda tabii bu karar. Tam Kıbrıs’ta kapsamlı barış kapsamında müzakereler ivme kazanmışken Türkiye’nin öncülüğünde bir süreç başlamışken, kapsamlı müzakerelerin psikolojik açısından doğru olmamıştır. Bu karar alınacak olursa, bu Kıbrıs Barış Müzakereleri konusunda da şu ana kadar oluşan psikolojik atmosfere uyumlu değil” diye konuşmuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı